Özgür basın geleneğinin simge ismi haline gelen Yılmaz Yakut bilinen adıyla Kalo, yasakçı zihniyete karşı her koşulda gazeteyi halkla buluşturmasını bildi
Kurdistan’da 90’lı yıllarda Kürt halkına maruz kaldığı baskılarla Kürt basını da karşı karşıya kaldı. Caddelerde, sokaklarda korkunun kol gezdiği her mekanda Apê Musa’nın (Musa Anter) küçük generalleri, zulme karşı cesaretle gelişmelerin yer aldığı gazeteleri gün gün halka götürdü. Bu gazeteleri taşırken yaşanan saldırılar sonucu birçok dağıtımcı yaşamını yitirmesine rağmen gazetenin dağıtımı hiçbir zaman bitmedi. O zor koşulların boyun eğmeyen neferlerinden biri de Kalo yani Yılmaz Yakut’tu.
15 yaşında özgür basına katıldı
Kalo, küçük generallerin simge isimlerinden biriydi. Kalo’dan geriye akıllarda kalan en büyük anı ise Kürdistan’a girişi yasaklanan gazeteleri kimi zaman çöp poşetlerine, kimi zaman un torbalarına ya da çekirdek kovalarının altında saklayarak, halka ulaştırmasıydı. Henüz 15 yaşındayken özgür basın serüvenine katılan Kalo, 1992’de Özgür Gündem gazetesiyle başladığı dağıtıma Özgür Ülke, Yeni Politika, Demokrasi, Ülkede Gündem, Özgür Bakış, Yeni Gündem, Yeniden Özgür Gündem, Welat ve Ülkede Özgür Gündem gazeteleriyle 2010 yılına kadar sürdürdü.
İşkencelere rağmen vazgeçmedi
Kalo, gazete dağıttığı yıllarda birçok kez gözaltına alınıp, kaçırıldı, ağır işkencelere maruz kaldı ve bununla kalmayıp ölümle tehdit edilmesine rağmen hiçbir zaman hakikatleri halka ulaştırmaktan vazgeçmedi. Sabahın erken saatlerinde Yenişehir ilçesindeki bulunan dağıtım bürosunda Özgür Gündem gazetesini alarak sokak sokak, cadde cadde abonelerine ulaştıran Kalo, tek bir gazete bırakmadı.
Hizbullah’tan montundaki gazeteler korudu
1993’ün bir kış gününde, Sûr (Sur) ilçesinin Melikahmet Caddesi’nde gazeteleri abonelere ulaştırdığı sırada, Hizbullahçıların satırlı saldırısına uğrayarak yaralandı. Kalo’yu kurtaran ise montunun içine gizlediği gazeteler oldu. Yılarca uğruna canını vermeye hazır olduğu gazeteler bu seferde Kalo’nun canını kurtarmıştı.
2011 yılından sonra ağır hastalıklarla uğraşsa da Kalo, hiçbir zaman mücadelesini bırakmadı. Kalo, geçen yıl 16 Ocak’ta kansere yenik düştü.
Verdiği söze sadık kaldı
Kalo’nun yaşadıklarına gün gün tanıklık eden Anne Yakut, oğlunun ağır işkenceler gördüğünü hatırlatarak, yaralandığına defalarca gazeteyi bırak demelerine rağmen bırakmadığını söyledi. Sürekli, ‘Toplumuma ve kendime söz verdim, mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim’ dediğini aktaran anne Yılmaz, Kalo’nun son nefesine kadar verdiği söze sadık olduğunu söyledi.
‘Kırılan düşlerimi dahi bırakmayacağım’
Tehdit ve baskılara karşı Adana’ya göç ettiklerini ancak Kalo’nun bir süre sonra geri döndüğünü belirten Anne Yakut Kalo’nun yaşadığı işkenceyi şu sözlerle anlattı: “Polisler, her defasında eve baskın yapıp Yılmaz’ı soruyordu, ‘Ne iş yapıyor başka yapacak iş yok mu’ diyerek gidiyorlardı. Yılmaz’a, ‘Senin ayağını kıracağız ve artık yürüyemeyeceksin’ tehditlerini savuruyorlardı. Bir gün polisler o kadar işkence yapmıştı ki, yürüyemiyordu. Yılmaz’ın vücudunu sıcak su ve masaj yaparak iyileştirmeye çalıştım. İşkenceler, artarak devam ediyordu. Bir gün eve yapılan baskında gözaltına alındı ve polisler Yılmaz’a, 5 gün boyunca ağır işkenceler yaparak, çenesini ve dişlerini kırmışlardı. Kırılan dişlerini avucuna alarak, bana verdi. Ona, ‘bana neden kırılan dişlerini getirdin’ diye sordum? Şöyle cevap verdi: ‘Kırılan dişlerimi dahi düşmana bırakmayacağım.’ Gördüğü işkenceden dolayı onu 45 gün süt ve bisküviyle besledim. Çünkü boğazından başka hiçbir şey geçmiyordu.”
Haber: Zerrin Sargut – Mehmet Güleş / MA