Hüseyin Aykol
Elazığ T Tipi Cezaevi’nde bulunan Dersim eski İl Eşbaşkanı Songül Erden Şahin, 4 Ocak 2023 günü gönderilen mektubunda şöyle diyor: “Öncelikle kendimi biraz tanıtmak istiyorum. Ben Dersimli, Kürt ve Alevi bir kadınım. Uzun süre öğretmenlik yaptım. Ama daha da önemlisi ben bir anneyim. Maalesef ki, her Kürt kadınının uğrak mekanları olan hapishane durağında şimdilerde soluklanıyorum. Yaşadığımız ülkede kadınsan, Kürtsen, Aleviysen ve muhalifsen bir şekilde bedel ödüyorsunuz. İnsan doğasına, çok sesliliğe ve renkliliğe aykırı mekanlar buralar. Hele de anne iseniz gri duvarlar arasında çocuğunuzu büyütüp büyütmemek ikilemi arasında kalma hissi nasıl anlatılır bilemiyorum. Bizler çocuklara daha yaşanılır bir dünya bırakmak umuduyla yola çıkan kadınlarız. Maalesef yaşadığımız coğrafyada çocuklarımız daha büyümeden çok erken olgunlaşmak zorunda bırakılıyor.
Bu mekanlarda canlı bir ağacın, çiçeğin nasıl olduğunu bilmeyerek büyüyen çocuklar var. 4 metrekarelik mekanlarda emekliyor, yürüyor ve koşmaya çalışıyorlar. Ağızlarından çıkan ilk sözler “anne-baba” dışında “tahliye, görüş, gardiyan, özgürlük” oluyor. Bütün bu gerçekliklerden dolayı kızım Roza’yı yanıma almadım ama ona olan özlemim, benim onda bıraktığım “annesiz kalma” yarası nasıl kapanır bilmiyorum açıkçası. Elimden geldiğince güçlü olmaya, her açıdan sağlıklı kalmaya çalışıyorum. Sizin de sesimiz olup, annelerin ve çocukların sıkıntılarını köşenizde aktardığınızı bildiğim için böyle bir mektup yazmak istedim. Şimdiden her şey için tekrar teşekkür edip, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.”
* * *
İzmir-Şakran 4 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Rojhilatlı Bêhrûz Şûcayî, 26 Aralık 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Kendimle ilgili birkaç şeyi sizlerle paylaşayım. Aile ilgi ilişki ve irtibatım var; ancak sadece telefonla. Onbeş günde bir onlarla konuşabiliyorum. Dediklerine göre, şu ana kadar bir olumsuzluk yokmuş. Zaten bu koşullarda (yani gerek İran’ın durumu ve gerekse ekonomik koşullar yüzünden) ziyaretime gelemiyorlar. En son 2019 yılında görüşebilmiştim. Bir de, zaten bir buçuk saate çıkarılmasına rağmen, ancak 45 dakika görüşülebiliniyor ziyaretlerde. Bu yüzden, aileye yakın bir yer olarak Van civarında bir yere sevk yazıyorum; ancak oralar dolu diye hep reddediliyor.
Burada hücrede kalanlar olarak üç kişiydik. Bu ayın 16’sında hemşehrim Ferheng Mîrzayiyan arkadaşı sevke götürdüler. Götürüldüğü yer Konya-Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi olabilir ama oraya mı, yoksa başka yere mi götürüldü bilemedik. Kendisi başka yere sevk istememişti. Ancak İran’a gitmek istemiş ve buna dair resmi yazışmalar yapılmış ama olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemişti. İran’a sevk etseler, herhalde bize de söylerlerdi. Biz hücrelerde kaldığımız için diğer yerlerden İran’a gönderilen olmuş mu bilemiyoruz. Aynı hapishanede olmamıza rağmen bizim kaldığımız yerin diğer bölümlerle hiçbir ilişkisi-bilgisi olamıyor. İç posta hakkımız bile yok.
Diğer bahçenin bir hücresinde Ramazan Kortak kalıyor. O, eski tüfeklerden, yaşı ilerlemiş ve hastalıklarla uğraşıyor. Zaten günde bir saat ve ayrı ayrı aynı bahçeye çıkarılıyoruz. Burada böyle birkaç siyasiyiz. Diğerlerinin hepsi adli mahpus. Şimdiye kadar hiçbir etkinlik olmadı. Sadece geçen ay bir sefer spora çıkardılar. Ama devamı gelmedi. Oysa ayda bir ve bir saat olarak 3-4 kişilik bir grup olarak spora çıkarılacağımız söylenmişti. Buradaki odalara görüntülü sistem döşenmiş; ama bizim hücrelerde yok. Herkes telefonda görüntülü görüşebilirken, bizlere yok yani.
Burada yapabildiğim tek şey, sağdan-soldan bulabildiğim kitapları okumak oluyor. Bir derdimiz de her ay biraz daha pahalı hale gelen elektrik faturalarını ödemek. Sürekli artıyor. Nitekim geçen yıl başında kilowatı 1.5 lira civarında olan elektriği 5.37 liradan ödüyoruz. Burada Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerini alamıyoruz. Önce ‘bayiye gelmiyor’ diyorlardı. Şimdi de ‘Basın İlan Kurumu listesinde yok’ diyorlar. Anayasa Mahkemesi’nin gazetelerin içeriye girmesini yasaklamanın hak ihlali olduğu yönünde karar aldığını duymuştuk ama. Bize birkaç nüsha gönderin; vermezlerse konuyu AYM’ye taşırız. Sizin ve çalışma arkadaşlarınızın yeni yılını kutluyorum.”
* * *
Balıkesir-Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde bulunan Nedim Öztürk, 23 Aralık 2022 günü gönderilen mektubunda şöyle diyor: “Bulunduğumuz hapishanenin idaresi değişti. Böylece bir ay önce yasak olmayan pek çok şey, şimdi yasak haline getirildi. Bunlardan ilki arkadaş görüşçülerimizin isim ve adreslerini güvenlik güçlerine vermişler. Onlar da 13 ilde operasyon yapıp, görüşümüze gelen 60-70 yaşındaki analar, amcalar ve dayıları toplamışlar. Neden para yatırdın, niye selam getirdin diye dava açılacakmış. Hasta tutsakların durumu malum. Mesela Ercan Kartal, A. Osman Köse gibi ağır hastalar tekli hücrelerde tutuluyor.
İnfaz yakmalar bakanlığın yani devletin genel bir politikası haline geldi. Keyfi disiplin cezalarıyla mahpusların infazları yakılıyor. Eskiden görüşçümüz iç çamaşır, çorap benzeri şeyleri getirebiliyordu. Şimdi yasaklandı. Açık görüşlerde burada yaptığımız el işi hediyelikleri ailemize verebiliyorduk. Şimdi bunlar yasak. Görüşümüze gelenler, burada bize para yatırabiliyordu. Şimdi sadece Vakıfbank aracılığıyla havale edebileceklermiş. Odamızda 8 kişi birlikte kalıyoruz. Ancak fotoğraf çektirdiğimizde sadece 3 kişi birlikte görünebiliyoruz. Açık görüşte ailemiz ile foto çektirdiğimizde de bu kural geçerli. Revire ancak ayda bir çıkabiliyoruz; ancak bazen çok acil bir durum olabiliyor. Ancak acil durum hiç dikkate alınmıyor.
Silivri’den ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü bir hemşehrim geldi. Bizim yan tarafımızdaki hücrelerden birine kondu. Onunla not üzerinden haberleştik diye, onu başka bir bloğa götürdüler. Burada da süngerli oda denilen bir yer var. Ceza olarak oraya götürülen mahpuslar, oraya çıplak olarak konuluyor. Bize ödettirilen elektrik faturaları çok yüksek. Bizim kullandığımız elektriğin tarifesi sanayiye uygulananla aynı. Her ay 500-600 lira ödüyoruz. Bakanlığa göre görüş süresi 1.5 saate çıkarıldı. Ancak burada yine sadece 45 dakika görüşebiliyoruz. Sesimizin kısılmak istendiği, bizleri yok saymanın hakim olduğu bir yönetimle karşı karşıyayız. Böylesi bir durumda sesimiz olun!”
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Diren Yurtsever – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
Songül Erden Şahin – Elazığ T Tipi Cezaevi
Ramazan Vural – Bolu F Tipi Cezaevi
Mahsum Arslan – Burhaniye T Tipi Cezaevi
Nedim Öztürk – Burhaniye T Tipi Cezaevi
Mehmet İşsiz – Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Aytunç Altay – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Murat Yildeniz – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Bêhrûz Şûcayî – Şakran 4 nolu T Tipi Cezaevi