Arif Mostarlı
Saraylarda yaşayıp dünyaya nizam vermek isteyen herkesin yine de yerin altında bir son tedbir alması lazımdır. Uzak görüşlülük değil bu, kader. Çok yüksekte başlayan hayatlar çoğu kez en dipte biter çünkü
2 Mayıs 1945 sabahı saat 06.00’da bitti her şey. General Weidling, kurmayları ile beraber saat 06.00’da resmen teslim oldu. Kızılordu komutanı General Çuykov’la olan görüşmesi saat 08.23’te sona erdi. Saat 09.00’da ise artık Kızılordu askerleri, Führerbunker kompleksinin içindeydi. Dünyaya hakim olarak sonsuza kadar hüküm sürmek isteyen Nazi imparatorluğunun fare deliği kadar bir sığınakta sonlanması trajikti.
Dayanıklı ve lüks
‘Fare deliği’ diyorsak, lafın gelişi. Führerbunker diye anılan kompleks, o zamanın ölçülerine göre hiç hafife alınmayacak bir yapıydı. Aslında ilk haliyle yapımı 1936’da başlamıştı. Vorbunker (üst sığınak) ile Führerbunker’in son hali 1944 yılında tamamlandı. Berlin’e bombalar düşmeye başlayınca da, kalıcı bir sığınak haline geldi. Bu iki sığınak, dik açıyla yerleştirilmiş bir merdivenle birbirine bağlanmıştı. Führerbunker, eski Reich Şansölyesi bahçesinin 8.5 metre altındaydı. Çatısı yaklaşık 3 metre kalınlığında betondan yapılmıştı, 30 küçük odası vardı ve yaklaşık 4 metre beton ile korunuyordu. Çelik kapılı çıkışlar bahçeye doğru açılıyordu. Sığınak, Şubat 1945’te yağlı boya tablolar ve kaliteli mobilyalar ile baştan başa yenilendi. Çelik kapıdan geçtikten sonra, uzun bir koridor ve iki taraflı odalar vardı. Jeneratör/havalandırma odaları, telefon santrali, Eva Braun’un yatak odası, Hitler’in oturma odası ve çalışma ofisi… Ayrıca, bekleme odası ve konferans/harita odası da vardı. İletişim sistemleri olarak bir teleks, bir telefon santrali ve dış anteni olan bir ordu radyosu bulunuyordu.
Sığınaktan kapana doğru
Kızılordu’nun Almanya’ya çok yaklaşmasıyla Hitler 16 Ocak 1945’te Führerbunker’e taşındı. Ardından yardımcısı Martin Bormann, Joseph Goebbels, eşi Marta Goebbels ve 6 çocuğu ve ondan sonra Eva Braun ile özel sekreteri Traudl Junge yerleşti. Daha sonra bir hemşire ile telefon işleticisi ve koruması Rochus Misch geldi. Führerbunker’e dışarıdan uzun süre dayanabilen yiyecekler getirildi ve diğer üst düzey subaylar ve generaller de gelip yerleştiler. Önceleri Hitler yine de resmi binaları kullanıyor, sığınağa akşamları geliyordu. Ancak, 19 Nisan’da Kızılordu şehri kuşattığında artık sığınak tek mekândı. Hitler, doğum günü olan 20 Nisan 1945’te son kez kamuoyu karşısına çıkarak, Führerbunker’in bahçesinde Hitler Gençliği’nin çocuk askerlerine madalya takacak, daha sonra artık yeryüzünde görülmeyecekti. Bu arada, durumun berbat olduğunu bir türlü kabul etmeyen Hitler, harita başında durmadan saldırı planları yapıp emirler yağdırıyor ama emirlerin hiçbiri uygulanmıyordu, çünkü Alman ordusu bitmişti! 22 Nisan’da nihayet -bir ağlama kriziyle birlikte- durumu kabullendi Hitler. Generallerini ve yine Yahudileri suçladı. Son ana dek Berlin’de kalacağını ve sonra da kendini vuracağını açıkladı. 28 Nisan’da SS Heinrich Himmler’in müttefiklerle teslim olma şartlarını görüştüğünü öğrenince öfkeden felç geçirdi ve Himmler’in temsilcisi Hermann Fegelein’ı sığınaktan öldürttü. Yine saldırı emirleri veriyordu ama Berlin’in kurtarılmasının imkânsız olduğu çok açıktı.
Titanik batıyor!
Bütün bunlar olurken Führenbunker’de nikâh vardı! 28-29 Nisan gecesi gece yarısından sonra Hitler, Eva Braun ile küçük bir törenle evlendi. Hitler daha sonra son vasiyetini yazdırttı. Saat yaklaşık 04.00’da Hans Krebs, Wilhelm Burgdorf, Goebbels ve Bormann evlilik belgelerini imzaladılar. 30 Nisan sabahı, Berlin merkez bölgesinin komutanı Wilhelm Mohnke, ancak iki gün dayanabileceklerini bildirdi. Aynı gün, öğleden sonra, Hitler kendini vurdu. Eva Braun ise siyanür içerek intihar etti. Cesetleri Reich Şansölyesinin arkasındaki bahçede yakıldı.
1 Mayıs 04.00’te ise General Krebs, Sovyet 8. Ordu komutanı General Vasili Çuykov’la görüştü. Çuykov, koşulsuz teslimiyet istedi. Krebs, geri döndü. O gün öğleden sonra, Joseph Goebbels ve eşi Marta, önce “Hitler’siz bir dünyada yaşamamaları için” 6 çocuklarını zehirleyip öldürdüler, sonra da intihar ettiler. Bu arada artık tam kuşatma vardı ve kaçmak da imkânsız hale gelmişti. Örneğin Martin Bormann bunu denedi ve vuruldu. Sadece teknik elemanlar ve hemşirelerden bazıları bir yolunu bulup kaçabildiler. 2 Mayıs 1945’te ise generaller Hans Krebs ve Wilhelm Burgdorf, Führerbunker’de kafalarına silahla ateş ederek intihar ettiler. Artık her şey bitmişti ve saat 09.00’da Kızılordu Führenbunker’e girdi. 3 Mayıs’ta da Goebbels’lerin 6 küçük çocuğunun cesetlerini buldular.
Sonraki süreçte Kızılordu sığınağı iki kez dinamitledi, 1959’da Demokratik Alman hükümeti de bir kez aynı şeyi denedi ama yine de önemli bölümü sağlam kaldı. Hatta çevrede binalar yapılırken, sığınağın yeni bölümleri de keşfedildi. Son yıllarda da Neonazilerin tapınağı olmaması için çevresi normalleştirildi, bir çocuk parkı ve otopark yapıldı, bir Çin restoranı ve alışveriş merkezi de aynı bölgeyi işgal etti. Ama yine de bir trajedinin son saniyelerinin anısı, orada, toprağın altında gömülü duruyor.