Tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a verilen görüş yasağını değerlendiren kardeşi Mehmet Öcalan, ‘Bu tecrit tıpkı baraj gibi demokrasiye büyük bir benttir’ yorumunu yaptı
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile birlikte Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan 21 aydır ne aileleri ne de avukatları haber alabiliyor.
Bütün başvurular sonuçsuz kalırken, Bursa İnfaz Hakimliği hafta içinde, 4 Ocak’ta Abdullah Öcalan ve diğer tutuklulara 3 aylık yeni bir aile görüş yasağı verildiğini Asrın Hukuk Bürosu avukatlarına bildirdi. Yasağa ise, “disiplin cezası” gerekçe gösterildi. Ancak gerekçenin ayrıntıları bildirilmedi. Abdullah Öcalan ile en son 25 Mart 2021’de kesintili bir telefon görüşmesi gerçekleştiren kardeşi Mehmet Öcalan, verilen son yasağa tepki gösterdi.
Kendileri yazıp kendileri uyguluyor
Mezopotamya Ajansı’ndan Müjdat Can’a konuşan Mehmet Öcalan, devletin görüşme yasaklarına “disiplin cezalarını” gerekçe yaptığına dikkati çekerek, “Kendileri yazıyor, kendileri söylüyor” dedi.
“Dört duvar arasında ne disiplin cezası alabilirler ki?” diye soran Öcalan, Tecritle ağabeyi Abdullah Öcalan’ın sesinin duyulmasının istenmediğini ifade ederek, “Bu dedikleri formüller (disiplin cezaları) doğru ve gerçek değildir. Halkı aldatmaya dönüktür. Kimse inanmaz. Kendileri de bu formüle inanmıyor. Türkiye’deki bu hukuka isim koymak bile zor” sözlerini ifade etti.
Kürtlerin sesi çıkmasın istiyorlar
İmralı tecridinin 24’üncü yılına girdiğini ifade eden Öcalan, 2015 yılından sonra tecridin daha da ağırlaştırıldığını ifade ederek, “Sistem, Kürt sorununda şu aşamada herhangi bir sesin çıkarılmasını istemiyor. Buna karşı de siyasi ve demokratik mücadele veriliyor. Bu tecrit de değildir. Devlet açıkça, ‘Bu gerekçeler ile İmralı’da Apo’nun sesi duyulmasın’ dese daha uygundur” ifadelerini kullandı.
Ortak mücadele çağrısı
“Demokratik mücadeleyi daha büyütmek gerekiyor. Çünkü tecrit kişilere değil, bir iradeye ve halka karşıdır” diyen Öcalan devamında, “Bu tecrit tıpkı baraj gibi demokrasiye büyük bir benttir. Demokratlar, aydınlar, yazarlar, Türkler, Kürtler, Araplar… Herkes gücü oranında bunun son bulması için katkı sunmalıdır. Ortada tecridin kaldırılması için bir emek veriliyor ama daha fazla emek verilmesi gerekiyor. Demokratik mücadeleyi daha yüksek seviyeye çıkarmak gerekiyor. Bu da halkın yasal ve demokratik hakkıdır” dedi.
RIHA