Adalet Bakanlığı tarafından hasta tutuklular için çıkarılan genelgeyi değerlendiren İHD İstanbul Şube Başkanı Yoleri, genelgede ‘yeni’ bir şey olmadığını ve ATK’nin hala yetkili kurum olduğunu belirtti
Adalet Bakanlığı’nın yıllardır görmezden geldiği hasta tutukluların durumu her geçen gün ağırlaşırken, 20 Aralık’ta eski Korgeneral Vural Avar’ın cezaevinde hayatını kaybetmesi sonrası bakanlık harekete geçti.
Avar’ın ölümünün ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 3 Ocak tarihinde 8 maddelik “Sürekli Hastalık, Sakatlık ve Kocama Sebebiyle Kişilerin Cezalarının Hafifletilmesi veya Kaldırılması Hakkında İşlemler” başlıklı yeni bir genelge yayınladıklarını duyurdu.
En az bin 500 hasta tutuklu var
Genelgede, “başsavcılıkların, tespit edilen hasta tutukluların talebi olmaksızın sağlık durumları ile ilgili resen tespit işlemi başlatması” şeklindeki madde kamuoyunda tartışılırken, gözler yıllardır çeşitli gerekçelerle tahliye edilmeye onlarca hasta tutuklunun durumuna çevrildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından yayınlanan 2022 Nisan ayı verilerine göre, son bir yıl içerisinde 76 tutuklu yaşamını yitirdi, cezaevlerinde hala 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutuklu bulunuyor.
Eleştirilerden kurtulmak için genelge çıkardılar
Genelgeyi değerlendiren İHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Gülseren Yoleri, AKP-MHP iktidarının Avar’ın yaşamını yitirmesiyle eleştiriye maruz kaldığını ve bundan kurtulabilmek için hemen yeni genelge yayınladıklarına dikkat çekti.
Yoleri, “Askeri bir yetkilinin yaşamını yitirmesiyle genelgeyi tartışmaya başladılar. Oysa sırf 2022 yılında 75 hasta tutuklu hayatını kaybetti. Dolayısıyla 75 hasta tutuklunun yaşamını yitirmesini dikkate almayan Adalet Bakanlığı’ndan maalesef bahsediyoruz” dedi.
2006’da yayınlanan genelge güncellenmiş
Yoleri, Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı bir genelgeyle topluma ağır hasta tutsakların sorunlarını çözüldüğü algısını yaratmaya çalıştığını belirterek, Bakan Bozdağ’ın “yeni genelge” açıklamasının ardından insan hakları savunucuları olarak az da olsa bir umut içerisine girdiklerini belirterek, “Fakat genelge yayınlandığında gördük ki 2006 tarihinde yayımlanan genelgenin güncellenmiş hali. Bu genelge bize yeni bir şey söylememekle beraber sorunlara da çözüm getirmiyor” dedi.
Cezaevlerinde onlarca tutuklunun hayatını kaybettiğini belirten Yoleri, “Hasta tutuklular bundan dolayı cezaevlerinden tabutla çıkıyor. Gelinen aşamada bu durumu artık ‘cinayet’ olarak tartışmak gerekir” ifadelerini kullandı.
Tutuklular Cumhurbaşkanı’nın insafına bırakılmaz
Yeni düzenlemede bulunan 104’üncü maddenin Cumhurbaşkanı’nın “af” yetkisini genişlettiğini kaydeden Yoleri, özellikle cezaevlerinde bulunan siyasi tutukluların Cumhurbaşkanı’nın “af”ından yararlanmak istemediğinin altını çizerek, “Tutuklular var olan yasal haklardan yararlanmak istiyor. Cumhurbaşkanı’nın icazetine onayına bırakılmış bir tedavi hakkından söz etmek insan hakları savunucuları açısından doğru değildir” dedi.
ATK yine sorumlu kurum
Çıkarılan genelgeyi topluma farklı bir şekilde sunulduğunu vurgulayan Yoleri, “Bu genelgede ATK’nin yetkileri kısmen sınırlandırıldığını söyleyebiliriz, fakat topluma yansıtılma biçimi itibari ile bu genelge istediğimiz şekilde hasta tutukluları için herhangi bir çözüm niteliği taşımıyor. ATK’nin yetkilerini tamamen ortadan kaldırılmaya yönelik bir düzenleme değil. ATK yine hasta tutuklunun içeride kalıp kalmaması konusunda yetki sahibidir” dedi.
İSTANBUL