AYM HDP’nin hazine yardımını 5 Ocak’ta aldığı kararla bloke etti. Kimi hukukçular hazine yardımına ilişkin AYM’nin aldığı bloke kararının hukuka uygun olmadığını, kapatma davasının sürdüğü bir partinin tedbir amacıyla da olsa bloke yoluyla tedbir konulamayacağını belirtiyorlar. Başka şeyler de söylemektedir hukukçular. Örneğin bunun hukuksuzca alınmış bir seçim hilesidir gibi görüşler de dillendirilmektedir.
Aslında mesele Kürtler ve demokrasi güçleri olduğunda hukuk adına alınan kararların hukuki olup olmadığını irdelemek ne kadar realist olabilir? Cumhuriyet dönemine kısa bir göz atmak bile söz konusu Kürt ve onun toplumsal varlığı olunca hukukun “H’sinin” esemesi okunmamaktadır. İstiklal mahkemeleri mi, sıkıyönetim mahkemeleri mi, DGM’ler mi, İmralı yargılaması mı hukukiydi ki; hazine yardımının blokajının hukuki olup olmadığı tartışılsın.
Rejim kendini Türk etnik kimliğine göre tanımlamış; anayasasında “devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür denir” ifadesi orada durdukça; koşulların devlet ve iktidarın ali menfaatlerine uygun ‘Kürt yoktur’ hükmü icra edilecektir. Bu memlekette Kürtçe konuştu diye yargılanan, hapis cezasına çarpıtılan dönemler yaşandı, yer yer yaşanmaya da devam ediyor. Hala Kürtçe kilam (ezgi) çığırdı diye Kürtler öldürülüyor. Bu ne kadar hukukidir? Çocuğuna Kürtçe isim koyulamayan dönemler oldu. Bu listeyi uzatmak ciltleri bulur. Kürtler onları çok iyi bilmektedir. Çünkü yüzyıldır hukuk adına yargılanmayan Kürt neredeyse kalmadığından yargılana yargılana hukukçulara taş çıkaracak düzeyde hukuk bilgisi kazanmıştır. Hal böyle olunca hazine yardımının askıya alınmasına şaşıran Kürt’ün olacağı sanılmasın. Kazara biri hukuktan bahsetse, dinleyenler, “geç onu ere lo” diyorlardır. Yardımın askıya alınması Kürt’ü zerreyi miskal devlet ve iktidarın beklentileri doğrultusunda tavır almaya yöneltmez. Tersine Kürt’ün özgürlük ve direniş tutkusunu daha fazla keskinleştirir. Özgürlük görevlerine daha çok sarılmaya götürür. Kürt’ü korkutmak, sindirmek isteyenler hep şaşırdı, bu karar sonrasında da şaşacaklarına kısa sürede tanıklık edeceklerdir.
Günümüzde açıktan ve kaba bir inkardan söz edilmeyebilir. Hele bu ülkenin büyük çoğunluğu entelektüel ve siyasetçi konuya ilişkin söyleve başladıklarında çokça Kürt-Türk kardeşliğinden dem vururlar. Ancak mesele haklara gelince “Kürtlerin neyi eksik, vekil oluyorlar, bakan oluyorlar…” deyip sayıp döküyorlar. Ama nasıl oluyorlar? Türk’ten çok Türk kesildikleri için oluyorlar.
İnkardan kaba kardeşlik edebiyatı yapma aşamasına nasıl gelindi? Son elli yıldır buraya ulaşmak için Kürtler dişiyle, tırnağıyla ittire ittire geldiler. Büyük bedeller ödediler. Direndiler, mücadele ettiler.
12 Eylül Amed Zindanlarında ağır işkencelerin benzerlerine çok maruz kaldılar, ama teslim olmadılar ve hayatları pahasına direndiler. Çok yoksul olmalarına rağmen maddi ve manevi olarak direnişi beslediler, beslemeyi de sürdürüyorlar. Bugün HDP gibi oluşumlara sahipseler bu direnişin yüzü suyu hürmetinedir, kimselerin lütfu sonucu değildir. Özgürlük akışının ürettikleri anlam dünyalarının ve o doğrultudaki mücadeleleri sonucudur. Yani bunlar tamamen Kürt varlığının öz değeri ve emeğinin tecellisidir.
HDP hesaplarının askıya alınması protestoyu fazlasıyla hak ediyor. Ancak protesto problemlerin çözümünün esası değildir. Esas olan her Kürt’ün ve demokratın daha fazla neleri yapabileceğini düşünmeye ve gerekli adımları hemen atmaya odaklanmasıdır.
Hazine yardımının bloke edilmesinin seçimlerle de bağının olduğu açıktır. Dolayısıyla yapılması gereken, kararı protesto etmenin sonuç alıcı olanı hemen şimdi ve beklemeden seçim çalışmalarına başlamak, kapı kapı dolaşarak en etkili ajitasyon ve propagandayı yapmaktır. Bu her özgür bireyin görevidir. Bu iktidarı sandığa gömmek için en etkili yolardan birisi budur.
Başta tecrit olmak üzere savaş politikalarına karşı durmaktır. Kutsalları unutmadan demokrasi ve özgürlük görevlerine sahip çıkmak Kürt olmanın, yurtsever olmanın temel kıstasını yaparak çalışmaktır.
2023 yılını özgürlük yılına çevirmenin tarihselliğine inanarak mücadele etmek. Bu özgürlük yürüyüşünün yükselmesine ve hız kazanmaya götürecektir. 2023 yılını tam başarı yılına çevirmek için özgürlük akışını büyütmek tarihsel görev addetmek, başarıyı kalıcılaştırmaya kesinlik kazandıracaktır. Kürtlerin kaybedecekleri pek bir şeyleri yok ama kazanacakları büyük ve özgür bir dünyaları vardır.