Demokratik ve özgür yerel yöneticilik, demokratik ulusa dayanan yerel yönetim ve belediyecilik anlayışını ifade eder. Bu anlamda demokratik toplumcu yerel yönetim anlayış ve sistemiyle örgütlenir. Yerel yönetimler demokratik özgür yaşamı inşa etmenin temel alanlarından biridir. Onun için demokratik toplumcu örgütlenme çalışmaları ve sisteminin önemli bir alanı olarak ele alınmalıdır.
Eşbaşkanlık sistemi demokratik yerel yönetimler ve belediyeciliğin öz sistemidir. Eşbaşkanlık sistemi; kadının özgün-özerk örgütlenmesiyle cins mücadelesini daha da derinleştiren, yayan bir sistemdir. İktidar tekelciliğinin kurumlaştığı klasik belediyeciliğin, kadın ve erkeği “devlet adamı, reisi” yapan elit, bürokratik, halktan koparan yöntem ve araçlarını ortadan kaldırır. Eşbaşkanlık sistemi; Kadınla erkeğin eşit yetki ve eşit iktidar paylaşımı değil, iktidarı eriten, özgür eş yaşamı doğa-insan-toplum-erkek-çocuk-engelli-yaşlı gençlik ve kadın dinamikliğiyle eşit-özgür-adil bir inşaya dayanır.
Kadın özgürlüğü özgür eş yaşam arayışı ve sisteminin temelini oluşturmaktadır. Toplumda kadın özgür irade kazanarak kendini örgütlendikçe ve kadın eksenli yaşam ve toplumsallaşma geliştikçe, toplumsal hakikate ulaşılır. Bunun için kadın özgürlükçü zihniyet ve örgütlenme, eş başkanlık sistemine dayalı gelişen demokratik yerel yönetimler ve belediyeciliğin temelini oluşturmaktadır.
Türkiye de yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sistemini ilk defa uygulayan DBP’dir. Bu sadece Kürtler ve Türkiye açısından değil tüm dünya açısından önemli ve devrim niteliğinde bir adım olarak el alınmalıdır. Bu anlamda eşbaşkanlık sistemi derken yerel yönetimlerde bilinen, alışılan yetki, iktidar, makam, koltuk paylaşımı değil, iktidarı eriten eşit özgür adil bir sistem olarak ele alınmalıdır. Çok kısa bir zaman diliminde uygulanan bir yöntem olsa da kendi içinde ciddi deneyim ve gelişme kaydetmiştir. Ancak bir diğer tarafını da görmek, böyle devrimsel bir adım ve sistemi daha güçlü ve yaygın uygulamak için önemlidir. DBP’nin 106 belediyesinden 97’sinde eşbaşkanlık sistemi uygulanmıştır. Büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyelerinin yanında tüm il genel meclislerinde eşbaşkanlık sistemi geliştirilmiştir. Elbette bu sistemin oturtulması ve yaşam biçimi haline gelmesinde en büyük direnci erkek egemen zihniyeti göstermiş ve zorlamıştır. Eşbaşkanlık sistemini sadece seçimi kazanma politikası görüp, seçimden sonra kadın eşbaşkanı evine göndermek isteyen, kendini resmi sınırlara kilitleyen ve “reis”liğe sarılan, gelenekselliği en geri pratiklerle yaşayan anlayışlardan tutalım, çift koltuk, çift oda, çift makam aracı olarak uygulamaya çalışan pratikler yoğunca yaşanmıştır. Bu anlamda bu dönemde bu tür anlayış ve pratiklerin gelişen faşizme karşı mücadelede hiçbir anlamı olmayacağı gibi kendini yaşatma zemini de olmayacaktır.
Toplumun hızla benimsediği eşbaşkanlık sistemini geliştirmek, yaşam biçimi haline gelmesini sağlamak aday olacak her kadın ve erkeğin öncelikli görevidir. Biliniyor ki kolay ve rahat geliştirilecek bir sistem değildir. Özellikle erkek egemen zihniyetin örnek temsilci olan AKP faşizminin ilk yöneldiği sistem olma gerçekliği düşünüldüğünde aday olacak her bireyin militanca bir mücadeleye hazır olması gerekmektedir.
Özetle; Tarih boyunca devlet ve iktidar tekelinin yanı sıra erkek tekelinin hakimiyetindeki belediyeciliği, cinsiyetçi ve hiyerarşik sistem ve kurumlaşmalardan kurtarmak öncelikle kadının görevlerindendir. Esas alan kadın özgürlükçü yerel yönetim modelini geliştirme iradesi ve kararlılığına sahip kadınların izinde yürümektir. Demokratik ve özgür belediyeciliğin tarihsel direniş ve mücadelesini yükseltmektir eş başkanlık sistemini geliştirmek. Demokratik ve özgür yerel yönetimler, tüm kadınların AKP faşizminin ERKEK adaylarına karşı eşbaşkanlık sistemine sahip çıkması ve geliştirme mücadelesidir.