HDP Milletvekillerinin tecridin kaldırılması talepli eylemlerinde konuşan Hasan Özgüneş, ‘Hiç kimse kendisini özgürce ifade edilebilecek, rahatça örgütlenebilecek bir zemin bulamıyor. Bu zihniyetin bu şekilde devam etmesi, Türkiye’yi kaosa sürüklüyor’ dedi
İmralı Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit altında tutulan ve yaklaşık 22 aydır hiçbir şekilde haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme için Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin başlattığı nöbet eylemi devam ediyor.
HDP milletvekilleri Ayşe Sürücü, İmam Taşcıer, Murat Sarısaç, Hasan Özgüneş, Kemal Bülbül, Fatma Kurtulan, Hüseyin Kaçmaz, Mahmut Toğrul, Erdal Aydemir ve Celadet Gaydalı “İmralı’da hukuk uygulansın” ve “Tecrit insanlık suçudur” yazılı dövizler taşıyarak Meclis Dikmen kapısı önünde açıklama yaptı.
Tecrit sadece İmralı’da değil
Grup adına açıklama yapan Hasan Özgüneş, “Demokratik ülkelerde hukuk, adalet, vicdan, toplumsal talepler esas alınır. Bugün gelinen nokta itibariyle şunu görüyoruz. Bu ülkede tek adam rejimine dayalı, oligarşik faşizan bir zihniyetle karşı karşıyayız. 23 yıldır İmralı’da başta Sayın Öcalan ve arkadaşları üzerinde bir tecrit uygulanıyor. Bu tecrit uygulaması, ne dini ölçülere ne ahlaki ölçülere ne Türkiye’deki hukuka ne de evrensel hukuka uymuyor. Vicdanların kuruduğu ve hukukun askıya alındığı bir dönemi yaşıyoruz. Tecrit sadece Sayın Öcalan üzerinde sürdürülmüyor. Bütün zindanlarda ağırlaştırılmış bir biçimde uygulanıyor. Son 2 yılda hastalıktan dolayı 142 tutsak yaşamını yitirdi. Bin 605 tutsak hasta Bunların içerisinde 500’den fazlası ağır hasta. Bu meselenin bu kadar hem zindanlarda hem İmralı’da ağırlaştırılması ve bir bütün olarak topluma sirayet ettirilmesinin temel iki nedeni vardır” dedi.
Bu zihniyet Türkiye’yi kaosa sürüklüyor
Kürt sorunun çözümsüzlüğüne değinen Özgüneş, Türkiye’de kimsenin can güvenliğinin olmadığına dikkat çekerek, “Hiç kimse kendisini özgürce ifade edilebilecek, rahatça örgütlenebilecek bir zemin bulamıyor. Bu zihniyetin bu şekilde devam etmesi, Türkiye’yi kaosa sürüklüyor. Sayın Öcalan’ın şöyle bir sözü vardı son görüşmelerde, ‘Bana imkan yaratılırsa, muhatap bulabilirsem bu savaş ve çatışma ortamını ortadan kaldırabilirim’. Bundan daha güzel imkan olabilir mi? 22 aydan fazla bir zamandır hiç bir hukuki gerekçe gösterilmeden, Sayın Öcalan ve arkadaşları avukatları, ailesiyle görüşemiyor, dış dünyayla bir teması yok. Dolayısıyla hem halklar açısından hem ailesi ve yakınları açısından bir endişe kaynağı oluyor bu durum. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Bu olumsuzlukların, çatışmaların ve kaosun derinleşmesine zemin oluşturuyor” diye belirtti.
Demokratik zemin gerekiyor
“Bizlerin talebi, bir an önce İmralı kapılarının açılması, her tutuklu ve hükümlünün hakları olan hakların İmralı ve diğer cezaevlerine demokratik ülkelere yaraşır bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz” diyen Özgüneş, “Kürt sorununun demokratik çözümünün önünün açılması, sözü olan herkesin sözünü barışçıl bir tarzda söyleyerek sonuca götürülmesi gerekir. Bu Meclis’te demokratik bir zeminde tüm tarafların görüşmeler yoluyla Türkiye’nin tüm sorunlarını, başta Kürt sorunu olmak üzere çözme şansına sahiptir. Siyaset ve iktidarın aciziyetinden kaynaklanan sorunlardan kaynaklanıyor her şey. Bunun için diyoruz, bu tecrit bir an önce kaldırılmalı, avukatları ve yakınları Sayın Öcalan ve diğer tutuklularla görüşmelidir” dedi.
ANKARA