Yargıtay 16. Ceza Dairesi, KHK ile kapatılan DİHA muhabiri Mehmet Güleş’e verilen 9 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezasını onadı. Güleş’in avukatı Resul Tamur, kararı “muhalif basına karşı yargının yeni içtihadı” olarak değerlendirdi.
Yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla yargılandığı Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Mehmet Güleş’e verdiği 9 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezası Yargıtay’ca onandı. Davanın 3 Mayıs’ta görülen ikinci duruşmasında mahkeme, Güleş’e yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımlarından dolayı “örgüt üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3 ay, “örgüt propagandası yapmak” suçundan da 3 yıl 1 ay 15 gün olmak üzere toplam 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası vermişti.Güleş’in avukatı Resul Tamur, yerel mahkemenin kararı üzerine Antep Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 4. Ceza Dairesi’ne istinaf başvurusunda bulundu. Ancak mahkeme, yapılan başvuruyu esastan reddederek cezayı onadı. Bunun üzerine Av. Tamur, yerel ve bölge mahkemelerinin kararlarının temyizi için Yargıtay’a başvurdu.
Yargıtay hükmü onadı
Antep BAM 4. Ceza Dairesi kararını inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Güleş hakkında verilen hükmü onadı. “Yargılama sürecinde usul işlemlerinin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği” gerekçesiyle temyiz itirazını yerinde görmeyen Ceza Dairesi, davanın esastan görüşme talebini reddederek, 4 karşı 1 oy çokluğuyla hükmün onanmasına karar verdi.
‘Örgüt üyeliği suçu dosya kapsamına göre sübut bulmamıştır’
Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyetinin kararına karşı oy kullanan üye hakim Mustafa Kurtaran, itiraz gerekçesini şöyle açıkladı: “Sanık Mehmet Güleş’in gazetecilik faaliyeti dışında, örgüt hiyerarşisine girdiğine, örgüte koşulsuz teslim olup, örgütün iradesini kendi iradesinden üstün tutuğunu gösterecek belli bir yoğunluk ve çeşitliliğe ulaşan eylemleri dosya kapsamına göre bulunmadığı gibi, sanığın örgüte katılıp askeri veya siyasi eğitim aldığına dair delil de bulunmamaktadır. Bu nedenle sanığın örgüt üyeliği suçu dosya kapsamına göre sübut bulmamıştır. Tüm bu nedenlere rağmen sanığın örgüt üyeliği suçunun sabit olmadığı kanaatiyle sanık hakkındaki mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.”
‘Yargıtay hukuka aykırı bir karara imza atmıştır’
Güleş’in avukatı Resul Tamur, müvekkiline verilen “örgüt üyeliği” cezasının onanmasını yargının muhalif basına karşı geliştirdiği “yeni bir içtihat” olarak değerlendirdi. Av. Tamur, “Yargı, yerel mahkeme, istinaf ve Yargıtay olarak bir bütünen gazetecinin dili ve haber kaynağının, caza yargılamasının hedefi olduğunu ilan etmiştir. Salt telefon tapelerinin yer aldığı dosyalarda başkaca yan delil bulunmaması durumunda cezalandırma yoluna gidilemeyeceğine ilişkin Yargıtay kararlarına rağmen, Güleş’in haber kaynağı ve gazeteci meslektaşları ile yaptığı görüşmeler cezalandırma gerekçesi yapılmıştır. Yargıtay, Güleş’in gazeteci kimliğiyle, özellikle DİHA muhabiri olmasından kaynaklı kendi içtihatlarını yok saymış ve hukuka aykırı bir karara imza atmıştır” diye konuştu. Karşı oy kullanan üye hakimin de gazeteciliğe yaklaşımını kabul edilemez bulan Tamur, “Yargıtay’ın onama kararında üye hakimlerden birinin Güleş’in dosya arasında yer alan telefon görüşmelerinin mesleki faaliyet kapsamında tanımlaması gerektiği görüşüne katılmakla birlikte aynı üye hakimin DİHA’ya ve gazeteci olarak Güleş’in haber diline yaklaşımları da ayrıca hukuki olarak kabul edilemez bir noktadadır” dedi. Av. Tamur, Güleş acısından tedbir talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapacaklarını kaydetti.
Kaynak: MA