2022 yılı, kamusal, bilimsel, “parasız”, laik, anadilinde, cinsiyet eşitlikçi, ekolojik ve demokratik eğitimin rahatça tartışıldığı, eğitim yaşamında eşitlik, özgürlük, adalet bakımından ilerlemelerin olduğu bir yıl olmadı. Geride bıraktığımız yıl, eğitimde sağ, muhafazakâr, ataerkil ve popülist anlayışın ve neo-liberal özelleştirme ve ticarileştirme uygulamaların yaygınlaştırıldığı ve derinleştirildiği bir yıl oldu. Eğitim alanı, siyasal iktidarca “yerli-milli” ve “kindar ve dindar”, ataerkil İslamcı-Türkçü bir nesil yetiştirme alanı olarak görüldü.
2022 yılı, ölüm, sivil ölüm felsefesi ve pratiğine karşın yaşam felsefesinin ve yaşamdan yana uğraşının cesaretle ve dirençle sürdürüldüğü bir yıl olmuştur aynı zamanda. Tüm baskılara ve yıldırma uygulamalarına karşın eşit ve özgür bir eğitim anlayışının inşasına yönelik basın toplantıları, basın açıklamaları, yerel, bölgesel ve merkezi mitingler, sendikaların birleşik mücadelesi ve iş bırakma dahil güçlü mücadelelerin de olduğu bir yıldır 2022 yılı.
Çok boyutlu kriz koşullarında 2022’de sağlıklı yaşam hakkı ihlal edildi.
Kamusal bir hizmet olan eğitimin birincil koşulu doğal varoluşumuzu sürdürebilmektir; tüm eğitim bileşenleri için yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme hakkıdır. Tersine ekonomik, politik ve yönetsel olarak çoklu kriz koşullarında, COVID-19 pandemisi artçılarının ve savaşın gölgesi altında eğitimin tüm bileşenlerinin geçiminin, öğrencilerin istismarının, kötü beslenme ve açlığının, velilerin işsizliği, sosyal yardımlara muhtaçlığı, asgari ücretle geçimi sorununun tartışıldığı bir yıl olmuştur. 2022 yılında, olağan okul günlerine, eğitimde/okulda şiddet, çocuk istismarı ve ihmali, çocuk evlilikleri ve uyuşturucu kullanımı gibi vahim olaylar artarak dahil olmuştur.
2022’de eğitim hakkı ihlalleri arttı. 2021-2022 Milli Eğitim istatistiklerine göre 5-17 yaş grubunda 1 milyon 201 bin çocuk çeşitli nedenlerle okula kayıtlı değildir. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklar için okulun anlamı ve değeri, pandemi döneminde açık biçimde anlaşılmış olmasına karşın okullaşma konusunda sorunlar devam etmiştir. Okul kaydı olmayan çocuklara, okulla ilişkisi çok zayıf olan çocukları, yani açık ortaokullara (170 bin) ve açık liselere (yaklaşık bir buçuk milyon), okula bir gün işyerine ise dört gün devam eden mesleki eğitimdeki çocukları da dahil ederek değerlendirdiğimizde 3 milyonun üzerinde çocuğun okulun dışında kaldığını ve eğreti bir okul yaşamı sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Bu rakamlara mülteci ve sığınmacı çocuklar dahil değildir, çünkü net sayı bilinmiyor.
Çocuklar hangi nedenlerle okulda değiller? Birinci neden yoksulluk: eğitim maliyeti nedeniyle okula gitmeyen çocuklar, mevsimlik işçi çocukları, çalıştırılan çocuklar. Diğerleri toplumsal cinsiyet rolleri ile kuşatılan kız çocukları, anadili farklı olan çocukların okul acısı, engelli çocukların karşı karşıya kaldığı toplumsal engellerdir.
2022 yılında kalabalık okullar, ikili eğitim, kalabalık sınıflar sorunu büyüdü ve konteyner okul dönemi başladı. Okula kaydı olan çocuklar konusunda 2022’nin temel sorunlarından birisi “devamsızlık” oldu. Devamsızlığın COVID-19 pandemisi ile kuşkusuz bağlantısı var. Okullar açılınca etkin telafi programları uygulanmadığı için çocukların okulla güçlü bağ kurması mümkün olmadı. Okul devamsızlığı konusunda Milli Eğitim Bakanlığı geçen yıl 12 sınıflar için “af” getirdi, liselerin diğer sınıflarında da devamsızlık büyük bir sorundu, ancak devamsızlığın nedenlerini araştırmadı ve kamuoyunu bilgilendirmedi. Öte yandan sınav odaklı sistem, özellikle lise son öğrencilerini okullara değil, sınav odaklı eğitim veren kurumlara ve özel derslere yönlendiriyor.
2022’de eğitim emekçilerinin sorunları devasa boyutlara ulaştı.
Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç edilenlerin göreve iadesinin açık biçimde azaldığı, eğitim emekçilerinin yeni ihraç ve sürgünlerle karşılaştığı bir yıldır 2022 yılı. Yüz binleri aşan üyesi olan eğitim sendikalarının Milli Eğitim Bakanı ile görüşemediği bir yıldır 2022 yılı.
Ekonomi ve siyasetteki krizler 2022’de eğitim emekçilerinin gündelik yaşamına doğrudan yansıdı. Öğretmenler ve eğitime destek emekçileri yüksek enflasyon nedeniyle açlık sınırına yakın maaşlarla yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldılar. Eğitim emekçilerinin geçim şikâyetlerini baskılamak amacıyla 13 maddelik Öğretmenlik Meslek Kanunu bir “müjde” olarak öğretmenlere sunuldu.
1-3 Aralık 2021’de yapılan Milli Eğitim Şurası’nda kariyer basamakları sistemine geçilmesi tavsiye kararının ardından, eğitim sendikalarının ve muhalif siyasal partilerin tüm itirazlarına karşın 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu 14 Şubat 2022’de yasalaştı. Eğitim tarihinde eğitim emekçileri açısından “eşit işe eşit ücret” ilkesini açıkça ihlal eden en ayrımcı yasa eğitim yaşamına yerleşti. Eğitim emekçilerinin, öğretmenlerin yoksulluk sınırının üzerinde bir maaş almaları için politika üretmek yerine “inatla” seminer-sınav süreci ile seçerek bazılarının maaşlarını iyileştirme politikası izlendi. Böylece öğretmenler, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, sadece öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak parçalandı, eşitsizlikler, ayrımlar ve aralarında hiyerarşiler örüldü.
Öğretmenlik Meslek Kanunu, ILO-UNESCO ortak belgesi olan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ne ve Anayasa’ya aykırı biçimde çok dar, ayrımcı bir düzenleme olarak yaşama geçti. Kanun; yüz binlerce ataması yapılmayan öğretmeni, özel sektörde çalışan eğitim emekçilerini, ücretli ve sözleşmeli öğretmenleri, idari, teknik ve yardımcı hizmetlerdeki eğitim emekçilerini, usta öğreticileri, engelli öğretmenleri ve eğitim emekçilerinin devasa sorunlarını görmedi ve duymadı.
Baskılar, yıldırmalar, siyasal kayırmacılık ve güvencesizlik tehdidi altında üniversitelerin sessizleştirildiği ve susturulduğu bir yıl yaşadık. Boğaziçi Üniversitesi, sergilediği direnç ile demokratik ve özerk üniversite kavgası için umut olmayı sürdürüyor.
2022’nin bakiyesi, 2023’te yapabilirliklerimizin çerçevesini ortaya koyuyor. Umudu ve cesareti örgütlemeye devam edeceğiz; eşit, özgür ve tüm renkleriyle çoğul ve anlamlı bir yaşam uğraşısını 2023’te “şimdi ve burada” titizliği ile hep birlikte tarihselleştireceğiz.