GÖÇİZDER’e dönük operasyonda 16 kişiyle birlikte tutuklandıktan sonra tahliye edilen derneğin Eşbaşkanı Kamile Kandal, ‘Özgürlük ve insanlık mücadelesi veren insanlar olarak mücadelemizi sürdüreceğiz’ dedi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 3 Haziran 2022’de Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER) Eşbaşkanları Kamile Kandal ve Mehmet Boğakan’ın da aralarında olduğu 22 dernek üye ve yöneticisi gözaltına alındı. 22 kişiden 16’sı, 13 Haziran’da tutuklandı. 23 kişi hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 1 Eylül’de iddianame hazırlandı. 16’sı tutuklu 23 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması 13 Aralık’ta görüldü. Derneğin Eşbaşkanı Kandal ve 3 kişi, ilk duruşmada tahliye edildi. Tahliye edilen Eşbaşkan Kandal, tutuklanma süreçleri ve suçlamalara dair Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Aslan’a konuştu.
Raporlar suç sayıldı
Derneğin Aralık 2016’da kurulduğunu ve o tarihten itibaren göç ve mültecilik alanında çalıştığını hatırlatan Kandal, göç edenlerin yaşadıkları ihlallere karşı mücadele verdiklerini belirtti. Zorla yerinden edilenlerin anlatımları üzerinden raporlar düzenlediklerini ve bunları kitaplaştırdıklarını ifade eden Kandal, “Devletin resmi anlayışı ile uyuşmayan fikirlere yer verebilirsin. Devleti eleştirebilirler. Ya da bölgedeki kolluk kuvvetinin davranışları hatalı olabilir. İnsanlar bunları anlatabilir, bunlar suç değil. Kitaplarda da bunlar var. Bunlar devletin resmi görüşleri uyuşmadığı için rahatsız olma durumu var. Devletin resmi kurumlarından bir şiddet varsa bu hatayı telafi etmek zorundasın. Bunu araştıranı cezalandırma yerine ‘ben burada kusurlu muyum’ deyip yaklaşmak lazım. Yanlış davranışlar nedeniyle birçok asker 90’lardan beri yargılanıyor. Devletin resmi tarihçesinde de kayıtlıdır. Hayali bir şey söylemiyoruz. Ancak bunları söylemek, yazmak veya raporlaştırmak suç sayılıyor” diye konuştu.
AB hibeleri suçlaması
Devletin resmi görüşüne karşı çalışmalar yürüten dernek ve vakıfların hedef gösterildiğini ve cezalarla karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Kandal, şunları söyledi: “Sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını rahat yapabilmesi için bu tür hibeler yapılabiliyor. Türkiye’de hibe alan birçok kurum var. Aynı zamanda kamu kurumları da alıyor. Bunlar denetlenmezken muhalif duran veya resmi görüşe uzak olan kurumların çalışmaları fişleniyor. İktidara yakın binlerce dernek var, acaba bizim kadar inceleniyor mu? Sanki hibe almak suçmuş ve bir yere aktarılıyormuş gibi gösteriliyor. Buna dair bir tespit de yok. Aldığımız hibeyi kuruşu kuruşuna bildiriyoruz. Uzmanlara verdiğimiz veya çalıştayda harcamalarımızı Dernek Masasına bildiriyoruz. Bu kadar denetleme varken suçlandık. Bu para tamamen faaliyetlerimize gidiyor. Ve bu çalışmalarımıza bile zor yetiyor nasıl başka yerlere göndereceğiz?”
Çalışmalar engellenmek istendi
Tutuklamaları ile dernek çalışmalarının durdurulmak istendiğine dikkati çeken Kandal, “Cezaevine atıldığımız gibi kapatma davası açıldı. Bugün siyasilerden toplumsal kanaat bildiren aydın veya yazarlara kadar herkesin düşünce kapatma davalarının olmamasına dönük. Demokratik ülkelerde olmaması gerekiyor. Umarım kapatılmaz ve uygulamalardan vazgeçilir” diye konuştu.
‘Adil yargılanma bekliyoruz’
Yapılanlarla toplumun korkutulmak istendiğini ifade eden Kandal, mahkeme sürecini şöyle değerlendirdi: “Savunmanın engellenmesi ve avukatların salondan çıkarılması olmaması gereken bir tavırdı. Sert bir tavırdı. Bu süreçte dernek, vakıf ve meslek örgütlerine tutum çok sertleşti. Bu hukuki yöne de sıçradı. Biz adil yargılanmayı bekliyoruz. Adalet bazen yargı içinde de tecelli etmiyor” dedi.
‘Çalışmalarımızı sürdüreceğiz’
Derneğin kapatılması halinde “demokrasi ayıbının” yaşanmış olacağını ifade eden Kandal, “Derneğin kapatılması bir darbedir. Ancak özgürlük, insanlık mücadelesi veren insanlar olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Başka bir dernek ve vakıfta çalışmalarımızı sürdürürüz. Yolumuza devam ederiz” ifadelerini kullandı.
Kandal, tutuklu bulunan tüm üye ve yöneticilerinin 4 ve 5 Ocak’ta iki oturum şeklinde görülecek duruşmasına sivil toplum örgütlerini ve demokrasi güçlerine katılım çağrısı yaparak, tutukluların tahliye edilmesini istedi.
Kaynak: Mehmet Aslan / İstanbul-MA