Bir yıl daha bitiyor. Ülkenin sorunlarına çözüm bulunmadan bir yıl daha geçti. Yıllar yılı siyasetçilerin sorunlarını çözsün diye bekleyen zavallı halkımız için bu yıl da boşuna geçmiş oldu. Vazgeçtim sosyal sorunları, bir zamandan beri çok da kötü gitmeyen ekonomiyi dahi içinden çıkılmaz hale getirdiler.
Aslında bu durum da yeni değil. Bu ülkenin siyasi eliti ülkeyi yönetemiyor. Son olarak tam yirmi yıldır iktidarda olan AKP’liler övünüyorlar, “Biz iktidara geldik ve milli geliri üç katına çıkardık” diye. Yahu aynı sürede başka ülkelere de bak ki senin yaptığının bir değeri olsun. Bu süre içinde Bulgaristan, Romanya, Rusya, Pakistan gibi ülkeler değil üç kat, beş-altı kat arttırmışlar ülkelerinin milli gelirlerini. Bu durumda sor kendine senin üç katın sahiden bir başarı mıdır diye.
Zaten gün gibi ortadadır ki ülkede demokrasi tesis edilemezse ne ekonomi, ne Kürt sorunu, ne Alevi sorunu ve ne de Siyasal İslam sorunu (tarikatlar ve cemaatler) çözülemez. Zaten siyasi elit bir türlü bu sosyal ve ekonomik sorunların çözmeyi göze alamadığı için geniş toplum kesimlerini de mutlu edemiyor. Bunun yerine kendi dar kimlik ya da kadro çıkarlarını dikkate alarak küçük bir azınlığı memnun etmekle yetiniyor. Ve üstelik bu hikâye Cumhuriyetin kuruluşundan beri böyle.
O zaman toplumca silkinip kalkmakta ve bu kısır döngüyü kırmakta hepimizin yararı var. Nitekim önümüzdeki 4-5 ay sonra gerçekleşecek seçimlerde nasıl davranmamız gerektiğini konuşmalı ve tartışmalıyız.
AKP+MHP iktidarı bence gününü çok uzun süre önce bitirmişti ve tarih sahnesinden düşmesi gerekirdi. Ama bu durum muhalefetin bir hamlesini gerektiriyordu ve maalesef bizim siyasi elitimizin muhalefet kanadı da bu beceriyi gösteremiyordu. İktidar, toplum içinde iktidarda olabilecek gücü kaybetmişti ama muhalefet de bu durumu açığa çıkarıp bir dönüşüm gerçekleştiremiyordu. Sonunda mahalli seçimlerde HDP stratejik bir hamle yaparak muhalefet partilerinin yapamadığını yaptı. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere on büyükşehir belediyesini AKP+MHP iktidarının elinden aldı.
İlginçtir, bütün iddiaların aksine HDP bu tavrını kendi çıkarları için almamıştı. Ülkenin bu otoriter yönetimine son vermenin bir gereği olarak düşünmüş ve yapmıştı.
Şimdi yine bu rejimin değişmesi için önümüzde bir şans daha belirmekte. Bu otoriter yönetimi tarihin çöplüğüne gönderebiliriz. Ama HDP dışındaki muhalefet partilerinin niyetleri bu olsa da kendi ideolojik sınırları onları cesur adımlar atıp ülkenin temel sorunlarını çözmek için davranmalarını önlüyor. O nedenle de hala HDP ile görünmekten kaçınmakta ve hala HDP’yi anmamakta ısrar ediyorlar.
Herkes biliyor ki Kürtler ve demokrasi güçlerinin desteği olmaksızın bu iktidar değiştirilemez. Ama hala bu herkesin bildiği gerçeği 6’lı masanın liderleri ağızlarına alamıyorlar. Sanki HDP yine mahalli seçimlerdeki gibi davranır diye düşünerek. Ama bence herkes ama herkes hazır olsun ki bu seçimin kaderini yine HDP belirleyecek. Üstelik Türk siyasi elitinin beceriksizliklerini yüzlerine vurarak.