Avukat İbrahim Bilmez, yıl içerisinde ortaya konan dayanışmanın sürmesi halinde 2023’te İmralı tecridinin aşılacağını vurguladı. DBP MYK üyesi Ökkeş Kava ise Abdullah Öcalan’ın fiziki olarak özgür olması gerektiğine vurgu yaptı.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’dan 21 ayı aşkın bir süredir haber alınamıyor. Öcalan’ın avukatlığını yapan Asrın Hukuk Bürosu, müvekkilleriyle en son 7 Ağustos 2019 tarihinde görüştü. Öcalan, 25 Mart 2021 tarihinde sağlık ve güvenliğiyle ilgili kamuoyunda yaşanan kaygılar üzerine ailesiyle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. 4 buçuk dakikalık kesintili telefon görüşmesinden sonra Öcalan için yapılan görüşme başvurularına yanıt verilmiyor. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından İbrahim Bilmez, müvekkillerine dönük ağırlaştırılmış tecridi MA’dan Ergin Çağlar ve Rukiye Adıgüzel’e değerlendirdi.
Haber alamama durumu
İmralı’nın Adalet Bakanlığı’na bağlı ve yasalara göre yönetilen bir yer olmadığına dikkati çeken Bilmez, “Yıllardır ne biz avukatlar ne de sivil toplum örgütleri gidemiyor, haber alamıyor. Müvekkillerimizin sağlık durumları nedir? Hastalar mı? Bir ihtiyaçları var mı? Hiç bir şekilde bilmiyoruz. Bunun ötesinde hukuki yardım sunmamız gereken durumlar oluyor. Bunları yerine getiremiyoruz. Böyle bir sistem söz konusu” diye konuştu.
Öcalan’ın İmralı’ya getirildiği günden bu yana sağlıklı bir bilgi alamadıklarını söyleyen Bilmez, “İmralı’da hiçbir zaman böyle normal bir süreç yaşanmadı. 27 Temmuz 2011’den sonra normal avukat görüşü tamamen kesildi. Bu avukat yasağı 2019’daki açlık grevleri, ölüm oruçlarına kadar sürdü” dedi.
Disiplin cezaları
21 aydır “otomatike bağlanmış disiplin cezalarıyla” görüşme başvurularının reddedildiğini söyleyen Bilmez, “Aile görüşlerini 3 aylık, avukat görüşlerini ise 6 aylık cezalarla engelliyorlar. ‘Yasal’ kılıf hazırlanıyor. Bu kılıf bize göre meşru ve hukuki değil. Yasak kararlarını dahi göremiyoruz. Bu cezaların neden verildiğini bile bilmiyoruz” diye kaydetti.
Yapılan başvurular
Tecride karşı yıl içerisinde kimi gelişmelerin olduğunu dile getiren Bilmez, şunları söyledi: “Tecrit ilk defa başka kurumlar tarafında gündeme alınmaya başlandı. Çeşitli sivil toplum örgütleri bu konuda harekete geçti. Bu bizim için umut vericiydi. Çünkü dünyada eşi benzeri olamayan bir haksızlık, hukuksuzluk var. Eğer böyle devam ederse sonuç alacağız.”
Kendilerinin de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’ne başvuru yaptıklarını aktaran Bilmez, komitenin dünya çapında yargılama yetkisi olan bir makam olduğunu söyledi. Bilmez, ayrıca CPT ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne de başvurular yaptıklarını paylaştı.
‘Bekleme lüksümüz yok’
Bilmez, “CPT daha önce 8 kere İmralı’yı ziyaret etti ve her seferinde Türkiye izin verdi. Bu raporlar yayınlandı. Ama bu süre ortalama bir buçuk yıl sürdü. Mesela CPT 8 raporunda da Türkiye’ye İmralı’daki tecrit sistemine dair önerilerde bulunuyor. Bunun kabul edilemez olduğunu söylüyor, değişiklik önerileri yapıyor. Ama Türkiye 23 yıldır bunları değiştirmiyor, düzeltmiyor. Tam tersine en kötü noktaya gelmiş durumdayız. Az önce söylediğim şeyleri düşününce bizim bir buçuk yıl daha bekleme gibi bir lüksümüz yok” diye kaydetti.
‘2023’te tecridi aşacağız’
Yıl içinde tecridin görünürlüğünün arttığını ifade eden Bilmez, “Bu büyük hukuksuzluğun ve haksızlığın görünürlüğü arttı. Bizim açımızdan çok önemli ve anlamlı bir dayanışma vardı. Bunun böyle devam etmesi gerekiyor. Ben çokta uzun olmayan bir süre içerisinde bu dayanışmanın biraz daha büyümesiyle birlikte sonuç alacağımızı, bu tecridi kıracağımızı düşünüyorum. Eğer 2023’te bu dayanışmayı daha da büyütürsek tecridi aşacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
‘Paradigması bütün sorunlara çözüm’
PKK Lideri üzerindeki tecridi değerlendiren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Ökkeş Kava ise fiziki özgürlüğü için 2023’te mücadele edeceklerini belirtti. Tecridin sürmesi toplumun hiçbir şekilde yararına olmadığını ifade eden Kava, “Tecride itiraz edenin de sadece Kürtler olmaması gerekir. Genelde Kürt siyasetçiler ve kurumları tecride itiraz ediyor ama tecridin yarattığı sıkıntıları sadece Kürtler yaşamıyor, diğer halklar da yaşıyor. Toplumun geldiği noktada artık tekçi anlayışın cevap olamadığını görüyoruz. Dolayısıyla Sayın Öcalan’ın demokratik toplum, demokratik ulus paradigmasının bütün sorunlara cevap olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Tecridin kaldırılması yetmez
PKK Lideri üzerindeki tecridin kaldırılması değil, fiziki olarak özgür olması gerektiğine vurgu yapan Kava, “Sayın Öcalan’ın Ortadoğu toplumu için ne kadar büyük bir barış elçisi olduğunu da dile getiriyoruz. Dolayısıyla sadece Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması yetmiyor. Artık Öcalan’ın paradigmasının ele alınıp tartışılması gerekiyor. Sayın Öcalan’ın artık fikirlerini ve paradigmasını Ortadoğu toplumlarıyla paylaşabilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu paradigmanın sahibiyle bizzat tartışılıp konuşulması gerektiğine inanıyoruz ve bunun olması için demokratik çalışmalarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.
Kaynak: MA