Limak Holding’in yüklenicisi olduğu Merkez Bankası şantiyesinde işten çıkarılan inşaat işçileri, haklarını alana kadar Limak’a huzur vermeyeceklerini söyledi
Yadigar Aygün / İstanbul
İstanbul Ataşehir Finans Merkezi şantiyesinde Limak Holding’in yüklenicisi olduğu Merkez Bankası şantiyesinde AS Teknoloji, Kiazom, İBA ve 2K firmalarında çalışan İnşaat-İş ve Dev Yapı-İş üyesi işçilerin şantiye girişindeki direnişleri devam ediyor. Limak Holding’in yüklenici olduğu Merkez Bankası inşaatında çalışan inşaat işçilerinin çoğu Kürt illerinden ekmeğini kazanmak için İstanbul’a gelen ve burada çalıştığı para ile evlerini geçindirmeye çalışan işçiler. Ailesini, eşini, çocuğunu, sevdiklerini bırakarak, İstanbul’a gelen işçiler günde 14 saat çalıştırılıyor.
Direnişe başladılar
İş yetiştirme baskısı altında yoğun tempoyla çalıştırılan işçilere sistematik olarak hakaret edilirken, onur kırıcı tutuma karşı itiraz ettikleri için psikolojik şiddetin yanı sıra fiziksel şiddete maruz kaldı. Formen tarafından tehdit de edilen 14 işçi; maaş, ihbar ve kıdem tazminatı verilmeden, savunmaları bile alınmadan işten çıkarıldı. Bunun üzerine haklarını alabilmek için işten çıkarılan İnşaat-İş Sendikası ve Dev Yapı-İş Sendikası üyesi işçiler ve sendikalar şantiye girişinde direnişe başladı.
Emeğin izi ellerinde
Ataşehir’de eylem alanına gelir gelmez ilk göze çarpan şey, İstanbul’u beton yığını haline getiren büyük gökdelenlerin duvarlarına yazılan “Grev” ve “Hakkımızı istiyoruz” oluyor. “İnşaat işçisi köle değildir” önlüklerini giyen işçiler, diğer yandan tenekeler içinde yaktıkları ateş etrafında kümelenerek, soğuktan korunmaya çalışıyor. Isınmak için ateşe doğru açtıkları ellerinde emek ve alın terinin izleri yer alırken, sohbetlerinde “umutsuzluğun” zerresi dahi yer almıyordu. İşçiler, ne pahasına olursa olsun direniş kazanımla sonuçlanıncaya kadar mücadele edeceklerini ise her seferinde dile getiriyordu.
Küfür ve tehdit edildiler
Van’dan İstanbul’a çalışmak için gelen 28 yaşındaki inşaat işçisi Melik Kaya, tehdit edildiğini vurguladı. Uzun saat çalıştırdıklarını ama mesai ücretlerinin yatırılmadığını belirten Kaya, “Haftada 45 saat üzerinde çalıştık. Burada çalışan işçilerin çoğu gurbetten geldikleri ve muhtaç oldukları için hak sömürüsüne karşı göz yumup çalışmak zorunda kalıyorlar. Mecbur kalıyoruz. Herkes bir gurbetçi, herkes ekmeği için mücadele ediyor. Bazı arkadaşlarımız susuyor, bazı arkadaşlarımız da bu yapılan yasa dışı olaylara ses çıkarıyor. Ses çıkaran işçiler tehdit ediliyor. İşçilere ihtarname imzalatılmaya çalışılıyor. Ben hakkımı istediğimde bu kağıdı imzalamadan senin bir hakkın yok denildi. ‘Seni muhatap olarak görmüyoruz. Sana hiçbir hak vermiyoruz’ dediler. İmzalamadım. ‘Sen bizden haraç mı alıyorsun?’ diyerek tehdit ettiler. Bu tehditlere göz yummadım. Sendikaya başvurdum, sendikayı aradım ve burada eyleme başladık” dedi.
İşçilerin sesi oldular
Kürt olduğu için ırkçı söylemlere ve ayrımcılığa maruz kaldığını söyleyen Kaya, tüm haklarını alana kadar mücadele edeceğini vurguladı. Emeklerinin çalındığını ve buna karşı hak mücadelesi başlattıklarına dikkati çeken Kaya, “Tüm haklarımızı alana kadar direnmeye devam edeceğiz. Günde 13-14 saat çalışıyorduk. Sadece 3 saat mesai yazılıyordu. Emeğimizi çalıyorlardı. Kendi cebine atıyorlardı. 3 aylık maaşı verilmeden işten atılan arkadaşlarımız var. Hakkımı istedim diye ‘Kürtler pislik çıkarıyor’ dediler. Onlara karşılık verdim. Niye olayı siyasi boyuta çekiyorsunuz dedim. Zor durumda kaldıklarında olayı Kürtlüğe vuruyorlar. Üstelik bu formen de Kürt. Ben mücadelemin arkasındayım. Burada sessiz kalan tüm işçilerin sesi olmak istiyorum” diye konuştu.
‘Emeklerim yalan oldu’
Riha’dan (Urfa) çalışmak için İstanbul’a gelen, işten çıkarılan diğer inşaat işçisi 25 yaşındaki Hasan Doğan da iftira, tehdit ve hakarete maruz kaldığını söyledi. Maaşını, ihbar ve kıdem tazminatını alamadığını vurgulayan Doğan, “Bu inşaatın zemininden beri buradayım. O kadar emek ve çaba harcadım. Her türlü işi yaptım. Emeklerim yalan oldu. Yapmamamız gereken işleri de yaptık. Emeklerimiz yalan oldu. Bize iftira attılar. Gurbetten geldik hepimiz. ‘Sizi kovarız, hakkınızı vermeyiz, size iftira atarız. Sizi barındırmayız’ diyorlar. Formen bize küfür etti. Bizim savunmamızı dahi almadılar. 2 aydır paramı alamadım” dedi. Haklarını almadan eylemi bitirmeyeceklerine dikkati çeken Doğan, “Ben nişanlıyım. Ev alacağım, altın alacağım ama alamıyorum. İş yok. Şu an benim 2 senem dolacak ama hiçbir hakkımı vermeden işten çıkardılar. Sendikalı olduğumuz için bize düşman gibi bakıyorlar. Biz hakkımızı alana kadar buradan hiçbir yere gitmeyeceğiz” diye belirtti.
Her yer eylem alanı
Eylem alanında bulunan Dev Yapı Sendikası ve İnşaat İş Sendikası da işten çıkarılan işçiler haklarını alana kadar mücadele edeceklerini şu sözlerle vurguladı: “İnşaat işçisi köle değildir. İşten atılan işçiler haklarını alana kadar Limak’a huzur yok. Söke söke işçilerin haklarını alacağız. Bu eylemi kazanmadan hiçbir yere gitmeyeceğiz. 68 gün süren eylemimiz de oldu. 1 gün süren eylemimiz de. Hiçbir zaman işçilerin haklarını almadan eylemlerimizi sonlandırmadık. Bu eylemde de tüm işçiler hakları almadan hiçbir yere gitmeyeceğiz. Her yer artık direniş alanımızi. Yılbaşı akşamı onlara sürprizimiz var” dedi.
“Limak’a ait her yer eylem alanımızdır” diyen İnşaat-İş ve Dev Yapı-İş, yılbaşı akşamı Limak Holding’in Kavacık’ta bulunan Limak Eurasia Luksury Hotel’ine bu sloganlarla giriş yapacaklarını söyledi.
İşçiler yalnız değil
HDP Milletvekili Züleyha Gülüm ve yanındaki bir heyette işçileri ziyaret edenler arasında. Gülüm, “İnşaat işçileri haklarını alana kadar işçilere destek olacağız. Bu hafta içinde tekrar ziyaret edeceğiz. İnşaat işçisi yalnız değildir” diye konuştu. Gülüm, hafta içinde daha kalabalık bir şekilde eylem alanına geleceklerini söyledi. İşten çıkarılmayan çalışan işçilerde, farklı şantiyede çalışan inşaat işçileri de, işten çıkarılan işçilerin sık sık yanlarına gelerek destek oldu.