Paris’te yaşanan katliamı değerlendiren TJK-E üyesi Zozan Serhat, sokakta olacaklarını belirterek Fransa’nın bu cinayeti aydınlatmaması durumunda ‘Türkiye’nin tetikçisi olarak tarihe geçeceğini’ vurguladı
Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne 23 Aralık’ta gerçekleşen saldırıda KCK Yürütme Konseyi Üyesi Emine Kara (Evin Goyi) ile Mîr Perwer (Mehmet Şirin Aydın) ve Abdurrahman Kızıl hayatını kaybetti. Saldırı sonrası Paris başta olmak üzere her yerde alanlara çıkan Kürtler tepkilerini dile getirirken, katliamda Türkiye’nin rolüne işaret ediliyor.
Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi önünde nöbet eylemi devam ederken, dün de kitlesel bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşün düzenleyicilerinden Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) üyesi Zozan Serhat, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.
Çok sıradan bir katliam değil
Türkiye’de bir taraftan Kürt siyasi partilere dönük kapsamlı bir saldırı yürütüldüğünü diğer taraftan direnen kadınların hedef alındığını söyleyen Serhat, “9 Ocak Katliamı’nın yıldönümü dolayısıyla hazırlıklarımızın olduğu bir süreçte ikinci bir Paris Katliamı yaşatıldı. Çok sıradan değildir. Katliam için geniş bir hazırlık yapılmış ve bu kişi 11 gün önce cezaevinden çıkmış. Bu kişinin 11 gün içerisinde kurumlarımızı, esnafları tanıması ve böyle bir katliam yapması çok normal değil. Hedef direnen kadınlar ve 33 yıldır ömrünü özgürlük hareketine adayan arkadaşımız Evin olmuştur” dedi.
‘Ankara ve MİT merkezli’
Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun saldırıdan bir gün sonra katıldığı bir programda sarf ettiği “Tayyip Erdoğan sadece Türkiye’de değil tüm dünyadaki teröristleri temizleyecek” sözlerinin itiraf niteliğinde olduğunu belirten Serhat, “Bu saldırı kesinlikle Ankara ve MİT merkezlidir. Erdoğan katliamlarla seçime yatırım yapıyor. Kürdü öldürerek sonuç almak istiyor. Avrupa buna göz yumarsa yarın öbür gün Avrupalılar da garanti altında olmayacaktır” dedi.
‘Hedef Evin arkadaşımızdı’
Katliama karşı sadece Fransa devletine değil sessiz kalan herkese öfkeli olduklarını ve Kürtlerin olduğu her yerde savaşın sürdüğünü söyleyen Serhat, şöyle dedi: “Burada da kadın olarak dimdik ayakta olmanın, örgütlü olmanın, erkek egemen sisteme karşı durmanın bedelini ödüyoruz. Evin arkadaşımız çocuk yaşta mücadeleye katılan Rojava’dan Rojhilat’a ve Kuzey Kürdistan’dan Avrupa’ya kadar mücadeleye emek verdi. Arkadaşımızın bilinçli seçildiğini biliyoruz” dedi.
İtiraflara rağmen aydınlatılmadı
“Eğer 9 Ocak 2013’teki katliamının hesabı sorulsaydı bugün ikinci bir katliam yaşanmazdı” diyen Serhat, “Ömer Güney’in kendi itirafları var. Özgürlük hareketinin yakaladığı MİT’çilerin itirafları var. Dosyanın üzerinin kapatılmaması için gerekli bilgileri verdik. Ama Fransa Türkiye ile birlikte Ömer Güney’i ortadan kaldırdı” dedi.
Türkiye’nin, Fransa’da camilerde ve Osmanlı Ocakları gibi kurumlarda küçük çocukları militan gibi yetiştirdiğine işaret eden Serhat, Fransa’da bir gladyo örgütlenmesi olduğunu ve ülkenin her yerinde gezdiklerini aktardı.
Emine Kara’nın kalbine ve beynine kurşun sıkılmasının da bir mesaj olduğuna dikkati çeken Serhat, “Beynimizi ve yüreğimizi parçalamaya çalışıyorlar. Fransa bu olayı aydınlatmazsa Kürtler için Türkiye’nin tetikçisi olarak tarihe geçecek” dedi.
Kürtler sessiz kalamaz
Katliam anmaları sırasında yaşanan olaylara da değinen Serhat, hiçbir eylemde çevreye zarar verecek bir hareketlerinin olmadığını söyledi. 24 Aralık’taki miting sırasında bozkurt işaretleri ve bayraklarla kitlenin tahrik edildiğini dile getiren Serhat, “Eylemcilerin içinde Süleyman Soylu’nun adamlarının olmadığını nereden bilelim. Mutlaka vardır da. Hiçbir Kürt, cenazelerini dahi kaldırmamışken bu hareketlere sessiz kalamaz. Fransa devleti madem tedbir alıyor öyleyse o arabanın oraya girmemesi gerekirdi. Demokratik hakkımızı arıyor ve hesap soruyoruz. Bu halk elbette ki sokakta olacak” dedi.
Ne Soylu’ya ne Akar’a pirim veririz
Süleyman Soylu, İbrahim Kalın, Hulusi Akar gibilerinin de bu eylemleri kullandığını kaydeden Serhat, “Ne Soylu’ya, ne Kalın, ne de Hulusi Akar’a prim vermeyiz. Biz bütün kötülüklerin son bulması için mücadele eden bir hareketiz. O nedenle şiddeti körükleyen eylemlere izin vermedik, vermeyeceğiz. Ama şunu herkes çok iyi bilsin ki direnen, özgürlüğü için bedel ödeyen kadınlar onlara boyun eğmeyecek” dedi.
HABER MERKEZİ