Binlerin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşen Büyük Alevi Kurultayı’ndan izlenimler: Kurultayın başlaması ile başlayan insan seli, kapanış saatine kadar artarak sürdü. Kurultaya büyük polis yığınağı dikkat çekti
Hüseyin Kalkan
Milyonlarca Alevinin, bir o kadar Kürdün yaşadığı bir ülkede bir diktatörlük kurmak o kadar kolay değil. Bir zaman Kenan Evren denedi bunu. Özellikle Kürtlerin ve Alevilerin üzerine gitti. Türk-İslam sentezi 12 Eylül rejiminin yadigarıdır, bu ülkeye. Cumhurbaşkanı seçilmek için ve anayasasının aldığı yüzde 90 civarlardaki kabul oyuna rağmen tarihin çöplüğünü boylamaktan kurtulamadı. Önceki günkü yapılan Büyük Alevi Kurultayı’nda yapılan konuşmalar, Alevilerin kitlesel katılım ve açıklanan talepler, yine Kürtlerin özgürlük mücadelesi, AKP’nin de diktatörlük kurma gayretlerini boşa çıkacağını gösteriyordu.
Sünnileşmiş bir Alevilik
Bundan sonra anti-demokratik yönetimlerle seçimleri alsalar bile ülkeyi yönetmeleri mümkün değil. Erdoğan Alevilerden oy olmayacağını biliyor. Kürt de olsa Türk de olsa Aleviler AKP’ye oy vermez. Erdoğan’ın hesabı bazı küçük ayak oyunları ile bir rıza sağlamak. Ancak bu rızayı sağlamak için attığı adımlar tam tersi sonuçlar doğuruyor. Çünkü AKP’nin uyguladığı siyasetler ve kurduğu ittifaklar toplumun demokrasi isteyen kesimlerinin taleplerini karşılamak değil. Bu rıza meselesinin farkında olan Erdoğan ‘torbalı bir Alevi açlımı’ ile bir rıza arama sürecine girdi. Ancak Alevilerin taleplerine kulak vermek yerine Alevileri mümkün olduğu kadar Sünnileştirmek, hiç olmasa bölmek için bir program devreye koydu. İstekileri Sünnileşmiş bir Alevilik. Erdoğan’ın ilk cemevi ziyaretinde bu durum kendini apaçık belli etti. Cemevinde asılı olan fotoğraflar kaldırıldı, cemevi Erdoğan’ın seveceği bir hale getirildi. (O cemevinin yöneticilerinin bunu nasıl sindirdikleri ise başka bir mesele.) Süleyman Soylu’nun koordine ettiği çalışmanın sonunda çıka çıka kira ve elektrik faturalarının devlet tarafından ödenmesini öngören bir paket çıktı. Ve Aleviler Turizm Bakanlığı’na bağlandı. Tabii ki öyle olacaktı. Bu Diyanet değildi ki üç beş bakanlığın bütçesinden daha büyük bir bütçeyi hak etsin. Alevi taleplerini görmezden gelen bu ‘torbalı açılım’, Alevilerce kabul görmedi. Kurultayda konuşan Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Celal Fırat, bu sürece dair şunları söylüyordu: “Devlet ve siyasi iktidar inancımızla uğraşıyor. Muktedirler, Aleviliğin İslam’ın içinde bir kültür mü, yorum mu, mezhep mi, yoldan çıkmışlık mı yoksa sapkınlık mı nedir, onu sorguluyor. Hangisi kendisi için yararlı olacaksa ona göre bir Alevilik yaratmaya çalışıyor. Bizi kimliksizleştirmek, Sünnileştirmek istiyor. Yola getiremediklerini sapıklıkla itham ediyor, iftiralarla halkları birbirine düşürüyor. Muktedirler bu politikaları bir öteye taşıyarak meydanlarda ana muhalefet partisinin liderini Alevi kimliği nedeniyle yuhalatıyor. Bu yaklaşımın bir devamını yürüten iktidar ve ona yakın güçler bu ülkede Alevi bir Cumhurbaşkanı olamaz diyor. Bal gibi de olur.”
Kurultaydan notlar
Bu kurultayda Aleviler, konuşmacıları başta Kürt sorunu olmak üzere toplumun bütün sorunlarını dile getirdiler. Sunum konuşmalarıyla başlayan kurultayda Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Almanca, Fransızca, İngilizce ve Arapça olmak üzere 7 farklı dilde çerağ uyandırılması yapıldı. Alevi inancında uyandırılan çerağ-delil; hak meydanını aydınlatarak ibadete başlama noktası anlamına geliyor. Bu aydınlatma, ‘Hakk Muhammed Ali Nuru’nu sembolize eder. Çerağ uyandırılmasından sonra, Alevi ibadetlerinden önce yapılan bir çeşit dua olan Dar Gülbengi yapıldı. Ardından sinevizyon gösterisi izlendi. Sinevizyon gösterisinin ardından semah ve üçleme (Allah-Muhammed-Ali) yapıldı. Alevi örgütleri demokrasi sorunlarının sadece Alevlerin sorunlarından ibaret olmadığını dile getirdi. Sonuç bildirgesinde bu sorunların altı dikkatle çizildi. Toplumsal sorunlar şöyle sıralandı: “Toplumsal yaşam, başta kadınlar olmak üzere her türlü şiddete ve cinayete açık hale getirilmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ile toplumun büyük bir kesimi her gün daha da yoksullaştırılmaktadır. Başta Kürt sorunu olmak üzere red, inkâr ve çatışmalar yüzünden insanlarımız hayatını kaybetmeye devam etmektedir. Baskı ve asimilasyon politikaları sonucunda halklar, inançlar ve kültürler mozaiği olan bu topraklar gittikçe çoraklaşmaktadır. Temel insan hakları yok sayılmakta, yeni yasaklamalar ve keyfi uygulamalarla ülkemiz bir hapishaneye dönüştürülmüştür.”
Muhalif siyasetin desteği
Kurultaya çok sayıda mesaj iletildi. Bu mesajlar içinde HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajları en çok alkış alan ve en çok heyecan yaratan mesajlar oldu. Zaten bu iki muhalefet partisi kalabalık birer milletvekili grubu ile kurultaya katılıp, destek verdiler. Çok sayıda STK de kurultayda yer aldı. Kurultaya HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, HDP milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Musa Piroğlu, Alican Önlü, Züleyha Gülüm, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, CHP milletvekilleri Yüksel Mansur Kılıç, Sibel Özdemir, Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Barış Atay, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Demir, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cem Avşar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Almanya CHP Köln Başkanı Günay Çoban, Beşiktaş, Küçükçekmece, Adalar, Esenyurt, Avcılar, Maltepe, Sarıyer, Beylikdüzü ve başkaca ilçe belediye başkanları ve çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileri katıldı. HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar, Alevi sorununda çözümün asıl muhatabının Alevi toplumu olduğunu belirterek destek vurgusu yaptı. Eş Genel Başkanların mesajında muhataplık meselesine vurgu yapan bölüm şöyle: “HDP olarak, Alevi canların inançsal kimliklerinin tanınması ve ibadet alanında yasal statü kazanmaları için yanlarında olduğumuzu, mücadelelerine destek verdiğimizi bir kere daha vurgularken; Alevi örgütlerinin büyük emeklerle elde ettiği kazanım, demokratik talep ve değerleri sahipleniyoruz. Alevi sorununda çözümün asıl muhatabı Alevi toplumu ve toplumun demokratik kurumlarıdır. Devlet, hükümetler ve siyasal partiler ise sorunun çözümünden sorumludur. Biz HDP olarak eşit yurttaşlık temelli bir çözüm için sorumluluk alıyor ve toplumun kendi ifade ve istemleri doğrultusunda ortak yaşam ve eşit yurttaşlık için mücadele ile çözümü sağlayabilmek için buradan çağrıda bulunuyoruz. Ne kralların tacına ne de padişahların tahtına boyun eğmeyen, bu yolda ser verip sır vermeyen, gülü gül ile tartan, siz değerli canların bu görkemli kurultayını bir kez daha selamlıyoruz. Mücadeleniz mücadelemizdir. Hızır yar ve yardımcınız olsun.”
Polis devleti
Yeni AKP bürokratlarının kullandığı ‘yeter miktar’ diye bir tabir var. En küçük bir tartışmanın bile yaşanmadığı Alevi kurultayına yeter miktarın çok üstünde polis yığmışlardı. Kimin emri ile olduğu o kadar önemli değil. Bu herhalde devletin artık bir polis devleti olduğunu göstermek için bulunan bir çareydi. Ya da bir gözdağı idi. ‘Alevi açılımının’ koordinatörlüğünün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya verilmesi boşuna değilmiş.
Bir insan seli
Önceki günkü kurultay, Alevlerin büyük bölümünü temsil eden örgütlerin torba yasasına karşı başlattıkları mücadelenin önemli duraklarında biriydi. Yenikapı’daki toplantıya sadece İstanbul’dan katılım sağlanmadı. Türkiye’nin her tarafından ve Avrupa’dan hem temsil düzeyinde, hem katılım düzeyinde çok sayıda kişi kurultaya katılım sağladı. Kurultayın saat 10.00’da başlayacağı 14.00’te biteceği ilan edilmişti. Saat 09:00’da toplantı salonunun bulunduğu Yenikapı’ya başlayan insan akını öğleden sonraya kadar artarak sürdü. Toplantının bittiği saatlerde bile ‘Hiç olmazsa sonuna yetişmek için’ Yenikapı’ya gelen insanlar vardı.
Alevilerin temel talepleri
Kurultay sonrası bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Demokratik Alevi Derneği imzasıyla yayınlanan sonuç bildirgesinde Alevilerin temel talepleri şöyle sıralandı: “Alevi toplumumuzun meşru kurumlarının, ocaklarının, süreklerinin ve cümle canlarımızın bu kurultayda ortaya koydukları temel talepleri bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz:
q Cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilerek, bu statünün gerektirdiği tüm hakların tanınması, el konulmuş dergahlarımızın ve mekanlarımızın geri iade edilmesi ve aleyhimize düzenlenmiş olan yasal düzenlemelerin geri çekilmesi,
q Toplumun tüm kesimlerine bir deli gömleği gibi giydirilen, zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, toplumun tümüyle çağın gerisine savrulmasına neden olan eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilmesi,
q Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, toplumun tümünü domine etmeye yönelik girişimlerden bir an önce elini çekerek, temel siyasal sorunlarımız konusunda bir referans mercii olmaktan uzaklaştırılması ve nihayet tasfiyesine dönük adımların atılmaya başlanması,
q Gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, başta Aleviler olmak üzere ötekileştirilen tüm kesimler aleyhine sürdürülen negatif ayrımcılığa derhal son verilmesi,
q Madımak’ın utanç müzesi yapılması,
q Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve bu gibi nefret suçlarının önüne geçilmesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması,
q Alevilere karşı yapılmış olan kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi,
q Kutsal mekanlarımıza ve coğrafyamıza yönelik yağma, talan ve el koyma girişimlerine son verilmesi,
q Alevi yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinden vazgeçilmesi ve değiştirilen yerlerin isimlerinin iade edilmesi,
q Alevi inancında özel yeri olan günlerin resmi tatil edilmesi,
q Kamusal yayıncılığın ayrımcılıktan arındırılması.”