İran ve Rojhilat’ta devam eden halk ayaklanması 100 günü geride bırakırken, İran Uluslararası Akademisyenler Birliği eylemlerde en az 650 öğrencinin tutuklandığını açıkladı
İran’da Kürt Jîna Emînî’nin katledilmesiyle başlayan ve Rojhilat başta olmak üzere tüm ülkeye yayılan halk ayaklanmasında 100 gün geri de kalırken, eylemle geçen 3 ayın bilançosu da netleşiyor.
Eylemlerde şimdiye kadar onlarca kişi katledildi, binlerce kişi de tutuklandı. Sık sık boykotların yaşandığı üniversiteler de tutuklanmaların en yoğun yaşandığı alanlardan oldu.
Kaçırıldı işkence edildi
İran Uluslararası Akademisyenler Birliği de Bilim ve Araştırma Bakanı, Sağlık Bakanı ile İran üniversitelerinin başkanlarına bir mektup yazarak, İran devletinin halka dönük gözaltı ve tutuklama politikalarına dikkat çekti.
Mektupta son 100 gün içerisinde 650’den fazla öğrencinin güvenlik ve istihbarat güçleri tarafından kaçırıldığı ya da tutuklandığı belirtilirken, “Devrimci ayaklanmanın başlangıcından bu yana İran üniversiteleri bağlamında askeri ve sivil giyimli güçlerin yaygın ve sistematik ihlallerine ve öğrencilere yönelik acımasız baskılara tanık olduk. Bu süre zarfında 650’den fazla öğrenci kaçırıldı ve şu anda İran hapishanelerinde tutuklananları ağır yargı cezaları bekliyor” denildi.
Gelecekleri ellerinden alındı
Öğrencilerin tutuklanması ve haklarında cezaların verilmesinin Bilim ve Araştırma Bakanlığı adına bir utanç tablosu olduğu kaydedilen mektupta, “21 öğrenci barışçıl protestolar nedeniyle 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırıldı ve yüzlercesi işkenceye maruz kaldı, kırbaç cezasına çarptırılanlar da var. Bu öğrencilerin özgür ve bağımsız avukatlara erişim hakları bile yok. Gelecekleri ellerinden alındığı gibi kendilerini savunma hakları da ellerinden alınmaktadır” diye belirtildi.
Sorumlular hesap vermeli
Katledilen, yaralanan öğrencilerin faillerinin tespit edilmesi, tutuklu öğrencilerin hukuki süreçlerinin takip edilmesi çağrısında bulunan mektupta, “Üniversite rektörleri, üniversite yönetimleri altındaki öğrencileri destekleme yeteneklerine sahip değillerse mümkün olan en kısa sürede istifa etmelerini bekliyoruz. Akademik yönetimdeki mevcut eğilimi sürdürme konusunda ısrar etmek, bu yöneticilerin her birinin hapsedilen ve öldürülen öğrencilerin kaderine karşı inkar edilemez sorumluluğu anlamına gelir. Bugün işini düzgün yapmayan sorumlular, yakında adil hukuktan ve toplumun hafızasından sorumlu tutulacaklar” denildi.
DIŞ HABERLER