Kobanê Davası’ında savunma yapan DBP eski Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, DBP’ye yapılan operasyona değinerek, ‘Bütün bunlar iktidarın tek adam rejiminin anayasasını yapmak için yaptığı şeyler’ dedi
IŞİD’in 2014 yılı saldırıları sırasında 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 20’nci duruşmasının 4’üncü oturumu devam ediyor.
Duruşma Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ile bağlanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın savunmasıyla devam etti.
Bize yapılan CHP’ye yapılıyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne “terörle iltisaklıdır” gerekçesiyle soruşturma açıldığını söyleyen Kışanak, “100 yıldır bu memlekette yerel yönetimler yeterince özgür değildi, hiç değilse hukuk kararı bir şekilde yürüyordu. 2016’dan sonra akıllarına bir cin fikir geldi. KCK operasyonlarıyla belediye eşbaşkanları da vardı ve geçici olarak görevden alınıyorlardı. Bu durumu çözemediğini görünce ki asıl dertleri siyasi bir müdahale. Bu dönem, ‘terörle iltisaklı’ diye bir şey çıkararak CHP’nin kapısına da koydular” dedi.
Belediye borç içinde
Amed’deki sorunların bugün İstanbul’da da görüldüğünü belirten Kışanak, “Hukuk herkese lazım, bugün sesini çıkarmadığın zaman senin de kapına gelir ama sadece CHP için değil, herkes için durum böyle. Selçuk Mızraklı kayyımın yaptıklarını göstermeseydi bu kadar hızlı bir şekilde tutuklanmayacaktı. Belediyeyi devrettiğimizde kasamızda para vardı. Gelip onu da yediler, belediyelerin trilyonlarca borcu var. İstanbul Belediyesi’ne yapılan bu operasyon bize yapılan operasyonun benzeridir” dedi.
Türkiye’nin demokrasiye ihtiyacı var
Türkiye’de hukukun tepetaklak olduğuna vurgu yapan Kışanak, “Bir vesayet kalkıyor başka bir vesayet geliyor. ‘Terör’ denildikten sonra herkesin ağzı kapanıyor, iktidar, İçişleri Bakanı ne yaparsa yeridir. Bu kadar her şeye maydanoz olan bir ‘terör’ tanımı tek bir Türkiye’de var. Bir insanın ‘terörist’ olup olmadığı ancak yargı kararı ile kesinleşir. 6 yıldır bu garabetler nedeniyle ömrünü bir hücrede geçirmiş bir kadın olarak söylüyorum; benim hakkım gasp edilsin diye İstanbul’un da gasp edilsin diyemiyorum. Türkiye’nin hukuka ihtiyacı var. Türkiye’nin yaptığı yanlışlardan dönme ve demokrasiye ihtiyacı var” dedi.
Biz anlayışla nereye gideceğiz
“Kürt sorunu ve yaşanan şiddet çatışma sorunu sadece siyasi bir sorun değil, toplumsal bir sorundur. 40 yıl devletin resmi bakanları esas alınsa bu 40 yıl içinde 100 bini aşkın insan yaşamını yitirmiştir” diyen Kışanak, “Mesele şiddet ise bunun bir çözüm yolu vardır, bunun çözülmesi için bir iktidar ortaya çıksa hemen çözülür bunu gördük. Ama mesele bir halkın hakları ise kilitleniyorlar, o yüzden herkesi cezaevine atıyorlar. Biz bu anlayışıyla nereye gideceğiz” diye konuştu.
Dosya savcısı Ahmet Altun’un çözüm çabalarıyla özel bir derdinin olduğunu dile getiren Kışanak, “Bu memlekete barış için çalışan birileri varsa kimse hesap sormasın. Neden olmadı diye sorarsak; demokratik bir ortamda hücre ya da cezaevi gösterilmeden tartışabiliriz” dedi.
Demokratik hak kullanımı var
Duruşmaya verilen kısa bir aranın ardından savunmasına devam eden Kışanak, Kobanê Davası iddianamesinde, PKK’nin HDP’ye bağlanıldığını ve tüm olayların da HDP’nin üzerine yıkılmaya çalışıldığını söyleyerek, Suriye’de meydana gelen gelişmeler ve Kobanê’deki durumun tüm dünyanın gündeminde olduğunu kaydetti.
IŞİD’in Kobanê’ye girdiği takdirde Şengal’de yaptığı katliamın daha fazlasını yapacağını dile getiren Kışanak, “Ortada çok net bir şekilde demokratik bir hakkı kullanılmış çağrılar var. Ortada bir illiyet bağı yokken bir kumpas kurulma niyetiyle aynı merkezden yapılan açıklamalar gibi sıralandı” diye belirtti.
Kışanak, tüm kesimlerin çağrı yapmasından herhangi bir sorun görmeyen siyasi iktidarın söz konusu HDP, DBP ve DTK’nın çağrılarını “provokasyon” olarak ele aldığını kaydetti.
HDP hassas davranıyordu
“7-8 Ekim olaylarının araştırılması için HDP’nin verdiği önergeler AKP ve MHP oyları ile reddedildi” diyen Kışanak, .”Maddi gerçeğin ortaya çıkması için bulunduğumuz taleplerimizin hiçbirine cevap verilmedi. İktidar ile HDP zaten çözüm sürecinden kaynaklı çalışıyorlardı. Suriye’de yaşananlardan kaynaklı çözüm sürecin etkilememesi için herkes daha fazla hassas davranıyordu. Devlet heyeti de İmralı’da Sayın Öcalan ile görüşmeler yapıyordu, Kandil’de aynı şekilde. Bu görüşmelerinin ana konulardan birtanesi de Kobanê idi. Ne oluyorsa birden bütün bunlar yok oluyor. HDP’liler, Kürt siyasetçiler olarak bu denklemin dışına atılıyoruz” dedi.
Türkiye emperyalistlerin arka bahçesi oldu
“Türkiye başında beri Suriye’ye müdahale edecek koalisyonların içerisinde yer aldı. Emperyalistler oyun kurucu, Türkiye’de arka bahçe haline geldi” diyen Kışanak, “Gelinen noktalara baktığımızda, Türkiye’nin sınırında çok ciddi bir terör koridoru var. Yeni osmanlı hevesleri bitmez tükenmez bir savaş girdabına girdi. Şii blokunu zayıflamak isterken, daha fazla güçlendi” dedi.
Kışanak’ın savunmasının ardından mahkeme heyeti, dosyaya yeni eklenen evrakları okudu. Gelen evraklar arasında, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş’ın Diyarbakır 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın Kobanê Davası ile birleştirilmesine dair yazının gelmesi dikkat çekti.
Demirtaş’tan tepki
Gelen evraklara dair söz alan HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Neden bütün yargılamalar bu dosyaya ekleniyor” diye sordu. Demirtaş, “Sarayda kurulmuş bir masa var, bütün birimlere yazılan yazı gereğince buradaki bütün siyasetçilerin isimleri nerelerde geçerse geçsin bu davaya dosya eklenilecek denilmiş. Meral Danış Beştaş’ın hala dokunulmazlığı devam ediyor, Diyarbakır karar veremediği için topu buraya atıyor” dedi.
Dosyanız çöktü
Ardından Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eşbaşkanı Sebahat Tuncel söz aldı. Devletin Kürt sorunuyla bir çatışma zemini hazırladığını ifade eden Tuncel, DBP’ye yönelik saldırı ve gözaltılara değinerek, “Yeni yıla girerken Kürtler yine tutuklamalarla, katliamlarla giriyor. Bir şablon var o şablona göre ifade veriliyor bunu da dosyaya ekliyorsunuz. Dosyanız çöktü, azmettirmekten bizi yargılayamıyorsunuz, tweet meselesi zaten çöktü. Ahmet Altun’un boş dosyasını doldurmaya çalışıyorsunuz. Bunlar hepsi bir strateji etrafında oluyor. Bütün bunlar Türkiye’nin Kürt sorununa dönük yaklaşımıdır. İktidarın tek adam rejiminin anayasasını yapmak için yaptığı şeyler. Şebnem hocaya en üstten ceza isteniyor, İmamoğlu sorunu. Bunların hepsi Türkiye’nin içerisinde girdiği bir durum” dedi.
Savunmaların ardından duruşma 26 Aralık’a ertelendi.
ANKARA