Özellikle Kürt coğrafyasında doğa yağması sınırsız boyutta sürdürülüyor. Madenler, HES’ler, GES’lerle işgal edilen Wan Gölü’nde kuşlar bile göçmeye başladı; Wan coğrafyası resmen katlediliyor
Yusuf Gürsucu
AKP iktidar sürecinde Wan (Van) Büyükşehir Belediyesi dahil birçok HDP’li belediyeye, halk iradesini yok sayarak el konup kayyumlar atandı. Diğer yandan milyonlarca hektar orman, mera, yayla, tarihi ve doğal SİT alanlarını ve tarım arazilerini kapsayan alanlarda maden ihaleler yapıldı ve bu süreç büyüyerek ilerliyor. Adeta kolonyalist politikalara benzer yağma ve talan uygulamalarıyla yüzyüze kalan Wan’da maden, Hidro Elektrik Santralleri (HES), Güneş Enerji Santralleri-tarlaları (GES) ile onbinlerce hektar doğal alan işgal ediliyor. Wan Gölü ise gölü besleyen sular üzerine kurulan HES ve barajlarla hapsedilirken, diğer yandan kentsel kirliliğin göle salınması nedeniyle göl adeta ölüme mahkum ediliyor. Bölgede yaşanan depremler sonrası halkı kendi haline bırakanlar, TOKi eliyle rant devrişme süreçleri işletiliyor.
Kürt coğrafyası işgal altında
Sadece on iki yıl içinde Kürt illerinde 1 milyon hektara yakın yani 10 milyon dekar-dönüm orman ve meralık alanlar maden şirketlerine tahsis edilmek üzere ihale edildi. Wan coğrafyası için yapılan ihaleler için de 18 bin 700 hektar yani 187 bin dekar-dönüm orman, mera ve tarım arazilerini de içine alan genişlikte büyük bir yağma süreci başlatıldı. Bir başka ihale ile 344 noktada 200 bin hektar doğal alan madenlere tahsis edildi. Bu alanlar içinde Kürt coğrafyası yine ağırlıklı yer tuttu. Kürt coğrafyasında bulunan 17 ilde toplam 92 bin 546,15 hektar doğal alan maden şirketlerine tahsis ihalesi yapıldı. Bu iller içinde Şirnex, Dersim ve Erzingan (Erzincan) 8’er bin hektar yani 80 bin dekar doğal alan için ihaleye çıkarılırken, Wan coğrafyasında 3 bin 383 hektar yani 33 bin 830 dekar-dönüm doğal alan ihale edildi.
Wan’da 10 bin hektar
Bir diğeri ise Türkiye’nin 58 il coğrafyasının 222 noktasında ihale yapılarak, büyük çoğunluğu ormanlık olan 125 bin 945,64 hektar alan maden yağmasına açıldı. 126 bin hektarlık alanın 120 bin hektarının ise 4. Grup maden sahaları olarak işaretlenmiş olması yıkımın çok büyük ve geniş boyutlarda yaşanacağını gösteriyor. Endüstriyel, enerji ve metalik madenciliğini içeren 4. Grup maden sahaları içinde Wan coğrafyası toplam 10 bin 235,8 hektar yani 102 bin 32,8 dekarla en büyük yağma alanı için ihale ilanı yapıldı. Bu ihaleler ise Wan merkez de 476,46 hektar, Ebex’te (Çaldıran) 330,10 hektar, Erdîş (Erciş) 7 noktasında toplam: 8 bin 718,46 hektar, Serey’de (Saray) 710,26 hektar olmak üzere Wan’da toplam 10 bin 235,28 hektar orman, mera ve doğal alan sermaye uğruna yok oluşa bağlandı.
Kesintisiz yağma!
69 il coğrafyasının 314 bin 692,12 hektar doğal alan ihale edildi. İhale edilmek istenen alanın yaklaşık yüzde 40’nın Kürt coğrafyasında olması dikkat çekici. Yaklaşık 126 bin hektarı Kürt coğrafyasında gerçekleşirken, Wan’da ise 875 hektar yani 8 bin 750 dekar-dönüm doğal alan yağmaya açıldı. Yine 68 il 766 noktasında 900 bin hektara yakın orman, mera, yayla ve tarım arazisini kapsayan alanlarda maden sahaları için ihaleler yapıldı. Kim hangi ihaleyi aldı bunu bilmiyoruz çünkü herhangi bir açıklama henüz yapılmış değil. 69 il içinde 20 Kürt ilinde 363 bin 859 hektar alan büyük bir yıkımın adımlarından birisiydi. Bu ihalede Wan’da 2 bin 218 hektar yani 22 bin 180 dekar-dönüm doğal alan sermayeye tahsis edildi.
Doğaya da insana da değer yok
Ayrıca Wan’ın Payîzava (Gürpınar) ilçesinde yılda 300 bin ton kömür çıkarma girişimi başlatan Vefa Group Madencilik İnşaat Petrol Ürünleri Gıda San. Ve Tic. A.Ş., 1.967 hektar yani 19 bin 670 dekar-dönüm alanda açık ocakta kömür üretimine geçti. Payîzava’ya bağlı Yurtbaşı köyünde, meralık alanda kurulan mermer ocağının faaliyete geçmesiyle birlikte köylüye ait 20’yi aşkın ahır yıkılmış ve ardından köylüler eyleme geçmişti. Köylülerin tepkisi karşısında jandarma silah sıkarak müdahalede bulunmuştu. Büyük bir yıkım anlamına gelen nadir toprak elementi madenciliği ise Wan’a yakın Bedlîs’in (Bitlis) Tetwan (Tatvan) ilçesi Pancarlı’da kobalt üretimi için ruhsatlandı.
19 baraj ve HES
Wan coğrafyasında çalışan ve sırasını bekleyen 19 baraj ve HES mevcut. İşletmede olanlar ise şöyle: Muradiye Ayrancılar HES, Koçköprü Barajı ve HES, Zilan Regülatörü ve HES, Çataj Saral 3 HES, Engil HES, Gürpınar Hoşap Baraj ve HES, Sarımehmet HES, Erciş Morgedik Regülatörü ve HES Erciş, Erciş HES ile birlikte 9 adet Hidro Elektrik Santrali işletmede bulunuyor. Ayrıca üretim lisansı almış olan Ak HES ve ön lisansı alınmış olan, Bahçesaray Pervari A Barajı ve HES sırasını bekliyor. Diğer yandan planlanan 9 HES ise şunlar: Tellikaya Regülatörü ve HES, Çatak Deliktaş HES, Botan Narlı Barajı ve HES, Karasu Barajı ve HES, Bahçesaray Tüğsüs Regülatörü ve HES ve Beşik HES, yine Çarak’ta Konalga Regülatörü ve HES, Başkale Sarıtaş HES ve Erciş Yakut HES.
Zilan’da bir katliam daha
1930 yılında 47 bin Kürdün katliama uğratıldığı Zilan Deresi üzerinde bu kez doğal yaşamın katledilme girişimi sürüyor. 1978-1992 yılları arasında Zilan Deresi üzerinde inşa edilen Koçköprü Barajı ile birlikte yaşam alanlarının yok edilmesi demek olan süreç kesintisiz sürüyor. 2012 yılında Zilan Deresi üzerine bu kez 1 adet daha Hidroelektik Santrali (HES) adımı atıldı. Maden ocağıyla istilaya uğrayan bölgede tüm bu adımlardan sonra Zilan Deresi kirlilikle tanıştı. HES inşası sırasında ortaya çıkan harfiyat Zilan Deresi’ne ve Koçköprü Barajı’na bırakıldı. Bu nedenle baraj gölünde binlerce balık ölümü yaşanırken, kirlilikle tanıştırıldı. Geçtiğimiiz günlerde Zilan Ekoloji Hareketi’nin açtığı dava ile Valiliğin verdiği ‘ÇED Gerekli Değildir Kararı’ iptal edildi. Ancak bu iptale rağmen durdurulan bir şey yok.
GES’ler
Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nce belirlenecek kamuya ait Hazine taşınmazları üzerinde güneş ve rüzgar enerjileri başta olmak üzere yenilenebilir iddiası yapılan enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretimi amacıyla 29 yıla kadar irtifak hakkı tesis edileceği yer almıştı. Bu tebliğe dayanılarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 18 ildeki toplam 59 adet alanı güneş enerjisine dayalı yenilenebilir kaynak alanları (YEKA) olarak ilan etti.
21 milyon m2 arazi!
İlanı yapılan sahaların olduğu iller şöyle: Semsûr (Adıyaman) 4, Ankara 2, Êlih (Batman) 5, Bilecik 2, Çewlîg (Bingöl) 3, Amed 2, Xarpêt (Elazığ) 4, Erzîngan (Erzincan) 5, Eskişehir 3, Kırşehir 1, Kütahya 3, Meletî (Matatya) 4, Mêrdîn (Mardin) 7, Mûş 1, Riha (Urfa) 4, Şirnex 3, Wan 4, Yozgat 2. Kürt illerinin bulunduğu coğrafya da maden ve enerji yatırmları ile bölge adeta ablukaya alınırken, açıklanan sahaların 46’sı Kürt coğrafyasında bulunuyor. Açıklanan 18 ildeki 59 sahanın ölçüsü toplam 21 milyon 276 bin 344 metre kare olurken, Kürt coğrafyasında 12 ilin 46 noktası bu ölçünün 18 milyon 879 bin 970 metre karesini kapsıyor. Wan’da ise Qelqelî’de (Özalp) 281.127m2, Serey’de 903.453m2, Payîzava’da (Gürpınar) 500.475m2, Elbak’ta (Başkale) 153.960m2 mera alanı GES’ler için şirketlere peşkeşin önü açıldı.
Kuşlan gölü terk etti
Wan Gölü’ndeki sular giderek azalmaya devam ederken, bu küçülme sadece küresel ısınmaya bağlanmaya çalışılıyor. Küresel ısınmanın etkisi reddedilemez ancak Wan Gölü’nü besleyen akarsu ve çayların üzerine inşa edilen HES’ler ve barajların gölde su miktarını azaltığı gerçeği görünmz kılınıyor. Geçtiğimiz eylül ayında gölge balıkçılık yapanların tekneleri 15 gün boyunca su çekilmesinden kaynaklı göle açılamamışlardı.
Kuşlar terk etti
Geçtiğimiz kasım ayında ise özellikle göl suyunun sığ olduğu noktalarda yer yer 2 kilometreye kadar çekilme yaşanırken, Erdîş ve Bêgirî (Muradiye) ilçelerindeki kıyılarda birçok iskele, kale ve tarihi kalıntı gün yüzüne çıktı. Suların çekilmesinden yaban hayatının da olumsuz etkilendiği havzada, göl kıyısında her yıl koloniler halinde görüntülenen başta flamingo olmak üzere suna, kılıçgaga, cılıbıt, angut ve dikkuyruk gibi kuş türleri, yaşam alanlarının çoraklaşması nedeniyle gölü erkenden terk etmeye başladılar.
Sular çalınıyor
Ayrıca suyun taban seviyesine indiği Sarımemet, Zernek ve Koçköprü barajlarında balık ölümleri yaşandı. Barajları besleyen dereler üzerine kurulan HES’ler bu ölümlerin ortaya çıkmasına neden olurken, Wan Gölü’nü besleyen akarsular, çaylar ve derelerin suları çalınıyor. Diğer yandan küresel ısınma ve bölgesel iklim değişimine bağlı olarak gelişen hava sıcaklığı aşırı buharlaşmayı ortaya çıkarırken, bölge su fakiri bir bölge haline getiriliyor. Diğer yandan akarsular ve Wan Gölü evsel ve maden atıkları ile her geçen gün adeta katlediliyor.
Arıtmalar çalıştırılmıyor
HDP’li Wan B. Belediyesi başlattığı arıtma tesisi kayyum belediyesi tarafından geçtiğimiz haziran ayında tamamlanırken proje gerekli arıtmayı sağlayacak nitelikte olmayan arıtma tesisinin kısa süreli olarak devreye alındığı ve pis suların büyük çoğunluğunun göle bırakıldığı belirtiliyor. Wan’da toplam 2 adet arıtma tam kapasite çalışması halinde bile atık suyun ancak yüzde 25’ini arıtabilir durumda. Ancak yapılan milyonlarca liralık harcamaya rağmen şehrin atık suları arıtılmadan Wan Gölü’ne dökülüyor. Erdîş Gölağazı’ndaki arıtma tesisinin kentin atık sularını olduğu gibi göle verdiği ve özellikle suyun gölle buluştuğu bölgelerde artan kirlilik ve ağır koku, Vanlılarca her gün dile getiriliyor.
Akarsuların akış rejimi değişti
Kirliliğin neden olduğu ötrofikasyonun en yoğun görüldüğü yerler; Bêgirî ilçesinde geçen Bendimahi Çayı, Erdîş ilçesindeki Zilan Çayı ve Artemêtan (Edremit) ile Westan (Gevaş) ilçesi arasında bulunan Engilsu Çayı’dır. Buralarda akarsuların yüzeyinin su yosunlarıyla kaplandığı ve adeta suyun akmakta zorluk çektiği görülürken, bu durum akarsulardaki bozulmanın çok bariz göstergesi olarak ortaya çıkıyor. Akarsulardaki doğal akış rejimindeki bozulmanın temel nedeni ise baraj ve HES’ler olurken, Karasu, Güzelsu, Bendimahi, Zilan ve Yeniköprü çaylarına atıklar bırakılmaya ve üzerinde yeni baraj ve HES inşaları yapılamaya devam ediliyor.
Hafıza ve tarih katlediliyor
Wan’da inşa edilmiş, inşa sürecinde olan ve planlanan baraj ve HES sayısı 19 adede ulaşmış durumda. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Urartu Kralı Menua tarafından yapılan Şamran Kanalı üzerine HES yapma girişimi sürüyor. Payîzava İlçesi’nden geçen Güzelsu Çayı’ndan Wan’a su getirmek gerekçesiyle dünya su mühendisliğinin bir harikası olan 51 kilometre uzunluğundaki Şamran Kanalı üzerine HES inşa edilmek istenmesi bölgenin doğal yapıları katledilirken Zilan’da inşa edilen 2 HES’le Kürtlerin hafızası silinmeye ve tarihi yapıları yok edilmeye çalışıldığı açığa çıkıyor.
Suların vanası Erdoğan’ın elinde!
Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, TBMM’de AKP ve MHP oylarıyla kabul edilmesinin ardından 10.06.2022’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Kendisin iktisatçı olduğunu iddia eden AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkan kanunda tek belirleyici olduğu madde dikkat çekici. Kanunda, “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce inşa edilen baraj, gölet ve diğer depolama tesislerinin maksat oranları Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek, değiştirilebilecek veya kaldırılabilecek” maddesi bu yetkiye Erdoğan’ın neden ihtiyaç duyduğu merak konusu. Son dönem Bakanlığın ve Valiliklerin her önüne gelen projeye ‘ÇED Gerekli Değil’ veya ‘ÇED Olumlu’ kararlarının veriliyor olması dikkat çekici.
Su kullanımında öncelikler
DSİ tarafından ‘Su Tahsisleri Hakkında Yönetmelikte’ suyun kullanımında öncelik sıralamasının yer aldığı Madde7-(1) Suyun miktarı, kalitesi, havzanın özelliği, zorunlu ihtiyaçlar ve şartlar başka türlü bir çözüm yolu gerektirmedikçe, su kaynaklarının kullanım amaçlarında aşağıdaki öncelik sırası uygulanır: a) İçme ve kullanma suyu ihtiyacı. b) Çevresel su ihtiyacı. c) Tarımsal sulama ve su ürünleri yetiştiriciliği. ç) Enerji üretimi ve sınai su ihtiyaçları. d) Ticari, turizm, rekreasyon, madencilik, taşıma, ulaşım ile sair su ihtiyaçları. Maksat oranları öncelik sırasında yer alan ihtiyaçlara göre belirlenir. Bir iktisatçı olduğunu iddia eden Erdoğan’ın bu konuda tek karar verici olmasının hiçbir haklı gerekçesi yok. Kanun değişikliğiyle birlikte su kaynaklarının havzalarla birlikte tek elden arzu edilen sermaye grubunun eline teslim edileceğine işaret ediyor.