Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin yasaklanmasına tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ”Anneleri dinleyen onların taleplerini kendi grubunda anlatan, talimat veren ve milletvekillilerine gözyaşı döktüren Erdoğan, sokakta bu annelere gaz sıkarak gözyaşı döktüren bir Erdoğan’a dönüştü” dedi. Tanrıkulu, meydanlarda okunmasına izin verilmeyen bildirileri her hafta Meclis’te okuyacaklarını söyledi.
Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği oturma eylemleri, “kamu güvenliği” gerekçesiyle İstanbul, Diyarbakır ve Batman’da yasaklandı. İçişleri Bakanlığının talimatıyla valiler tarafından alınan kararlarla kayıp yakınlarının açık alanlarda eylem yapmasına izin verilmiyor. Her üç ilde de eylemlerin yapıldığı mekanlar, cumartesi günleri zırhlı araçlarla ablukaya alınıyor ve yurttaşların girişine kapatılıyor.
‘Yasaklanması gereken polisin şiddetidir’
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kayıp yakınlarının eylemlerinin yasaklanması ve yasağın keyfi bir şekilde sürdürülmesine tepki gösterdi. Yasağın tamamen hukuka ayrı olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, yasağın ısrarla devam ediyor olmasının, Türkiye’de demokrasiden otokrasiye geçişin resmi olduğunu söyledi. Cumartesi Annelerinin meydanlarda okunmasına izin verilmeyen kayıp bildirilerinin 1 Ekim’den sonra her hafta mecliste okuyacaklarını vurgulayan Tanrıkulu, bütün duyarlı vekilleri buna destek olmaya çağırdı. Eylemin herhangi bir yasağı, soruşturması ve bir davası olmadığını vurgulayan Tanrıkulu, yasaklanması gerekenin polisin kullandığı şiddet ve şiddet araçları olduğuna işaret etti.
‘Taziyesi kurulmamış ölümlerin meydanı’
Türkiye’nin birçok yerinde devletin paramiliter güçleri tarafından “faili meçhul” cinayetlere kurban giden ve kaybedilen vatandaşların yakınlarının, 23 yıldır yakınlarının kemiklerini aradıklarını hatırlatan Tanrıkulu, “O meydanlar, taziyesi kurulmamış ölümlerin meydanlarıdır” dedi. Cumartesi Annelerinin yıllardır yas tuttuğunu ve yaslarında devam edeceklerini belirten Tanrıkulu, çocuklarına babalarına ve yakınlarına kavuşuncaya kadar bu adalet ısrarına devem edeceklerini söyledi.
‘Erdoğan sokakta annelere gözyaşı döktüren birisine dönüştü’
Sesiz ve şiddette başvurmadan hakikati talep eden bir hak arayışının fütursuzca engellenmesinin kabullenilmez olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, Cumartesi Annelerinin eylemini, dünyanın en uzun, barışçıl ve en sivil eylemi olarak nitelendirdi. Devletin, Cumartesi Annelerinin meydanlardaki haykırışının toplumda yaratmış olduğu duyarlılık hissinden korktuğunu belirten Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılında Cumartesi Anneleriyle yaptığı görüşmeyi hatırlattı. Tanrıkulu, anneleri dinleyen onların taleplerini kendi grubunda anlatan, talimat veren ve milletvekillilerine gözyaşı döktüren Erdoğan’dan; sokakta bu annelere gaz sıkılarak gözyaşı döktüren bir Erdoğan’a dönüştüğünü söyledi.
‘Bu sesin kırılmasına müsaade etmeyeceğiz’
AKP iktidarının Cumartesi Annelerini eylemini yasaklaması temel nedenin toplumda yaratmak istediği yeni rejimin bir pratiği olduğunu ifade eden Tanrıkulu, “İktidarın kurmaya çalıştığı yeni rejim demokrasi değil, hukuk devleti hiç değil ve insan haklarından uzaklaşan bir rejimdir. Bu rejimin temelleri referandumda atıldı, 24 Haziran’da da şekillendi. Bu rejimin adı otokrasidir. Tek adamın Türkiye’deki bütün yetki gücüne sahip olmasıdır. Ve istemediği hiçbir sesinde gerek Türkiye’de, gerek dünyada duyulmasını istemiyor. O yüzden toplumun vicdanı olan Cumartesi Annelerinin o meydandan bütün dünyaya seslenmesini engellemek istedi. Ama sonuçta Diyarbakır’da salonda, İstanbul’da İHD’nin sokağında bu eylemler devam edecek. Bu sesin kırılmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yasağın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğunu, benzer konularda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi onlarca davadan mahkum ettiğini hatırlatan Tanrıkulu, anneler şahsında yaşanan bu yasaklama kararının toplum vicdanında mahkum olduğunu söyledi. Tanrıkulu, yasaklama kararının AİHM’den geri döneceğini kaydetti.
‘Her hafta bildiriyi okuyacağız’
Cumartesi Annelerinin eylemlerine 1 Ekim açılan parlamentoda destek vereceklerini belirten Tanrıkulu, “Cumartesi Annelerinin meydanda okuyamadıkları bildirilerini, parlamentoda okuyarak onların bu oturma eylemlerine, adalet ısrarlarına destek vereceğiz. Eskiden meydanlarda okunuyordu, şimdi mecliste okunacak ve meclis kayıtlarına geçireceğiz. Bu ya basın toplantısında ya da genel kurulda mutlaka okunacak. Cumartesi Annelerinin talepleri tabi ki siyasidir, ama herhangi bir partinin de malı değildir. Siyasi parti kimlikleri dışında insan hakları savunucuları olarak ve Cumartesi Anneleriyle dayanışma içerisinde her hafta bir milletvekili, o bildiriyi kürsüde okuyarak veya onunla ilgili basın toplantısı yaprak gündeme getirmeliler. Bu da yeni bir öneri olsun, parlamentoya bunu da buradan duyuralım” ifadelerini kullandı.