Türkiye ve Rusya arasında varılan Soçi mutabakatı doğrultusunda İdlib’de 15 Ekim’e kadar oluşturulması kararlaştırılan “silahlardan arındırılmış bölge” konusunda henüz bir adım atılmazken, Ortadoğu Uzmanı-gazeteci Musa Özuğurlu, kentteki silahlı grupların Türkiye’nin sözünü dinlemediğini belirtti.
Suriye rejiminin kente dönük askeri operasyonunun önünü kesmek amacıyla Türkiye’nin Rusya ile imzaladığı Soçi mutabakatı nedeniyle gözler İdlib’de. Tahran Zirvesi’nde bir araya geldiği Rusya ve İran’dan istediğini alamayan Türkiye, 17 Eylül’de Soçi’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında imzalanan mutabakatla İdlib’deki silahlı grupların kentin güneyinde 15-20 kilometre geri çekilip, burada “silahlardan arındırılmış bir tampon bölge” oluşturulmasını kabul etti.
‘Henüz mutabakata uyan yok’
Varılan mutabakata göre, tampon bölge sınırları içindeki Heyet Tahrir El-Şam (El Nusra) ve Ahrar-uş Şam gibi silahlı unsurların en geç 15 Ekim’e kadar geri çekilmesi gerekiyor. Ancak kritik tarihe yaklaşılmasına rağmen, henüz bu yönde atılmış bir adım yok. Kentteki kimi örgütler daha baştan mutabakata uymayacaklarını açıklarken, geçtiğimiz günlerde kentteki gruplardan Feylak eş Şam’ın çekilmeye başlandığı haberleri dolaşıma girdi. Ancak grubun sözcülerinden yapılan açıklama ile herhangi bir çekilme olmadığı kısa sürede ortaya çıktı.
İdlib’deki son gelişmeleri Ortadoğu uzmanı olan gazeteci Musa Özuğurlu değerlendirdi.
‘Gruplar anlaşmayı kabul etmiş değil’
Suriye ordusunun yorgun bir durumda olduğunu belirten Özuğurlu, “Rusya zaten uzun zamandır sürekli bir takım operasyonlar yapıyor ve o operasyonlar kendi içerisinde bir takım tehlikeleri yaşıyor. Bunların yanında Türkiye’nin, Soçi’de mutabakatın sağlanması konusunda ciddi bastırdığına şahit olduk. Çünkü Türkiye oradaki grupların tamamen gitmesi halinde Suriye içerisindeki önemli bir enstrümanı kaybedeceğinin farkında” dedi.
Soçi mutabakatında kararlaştırılan “silahlardan arındırılmış bölge” maddesine henüz kentteki hiçbir silahlı grubun uymadığına işaret eden Özuğurlu, son dakikaya kadar Türkiye’nin silahlı grupların üzerinde önemli bir baskısı olmazsa mutabakata uyacakları yönünde herhangi bir hareketin olmadığını vurguladı. Özuğurlu, Feylak eş Şam’a dair haberleri de hatırlatarak, “İdlib’te şu an iki önemli grup var. Bir tanesi Ulusal Kurtuluş Cephesi, diğeri de El Nusra. Bunlarla ilgili olarak herhangi bir tasarrufa gidilecek mi, gidilmeyecek mi? Bu gruplar bunu kabul edecekler mi görmemiz lazım. Şu ana kadar yapılan bir takım açıklamalara göre bu gruplar anlaşmayı kabul etmiş değiller” dedi.
‘Şuana kadar hiçbir adım atılmış değil’
Özellikle El Nusra, Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Feylak eş Şam’ın mutabakatı kabul etmemesi üzerinde duran Özuğurlu, bu gruplara ve Türkiye’ye dair şunları söyledi: “Bu üç önemli grup bunu kabul etmedikten sonra zaten geriye fazla bir şey de kalmıyor. Çünkü özellikle El Nusra, İdlib’te çok önemli yerleri tutuyor. Bunlarla ilgili olarak da iki aşamalı bir plan öngörülmüştü. 10 Ekim’e kadar ağır silahlarını oluşturulan tampon bölgeye çekeceklerdi. 15 Ekim’e kadar da tüm grupların bu bölgeden tamamen çıkmış olması lazımdı. Fakat şu ana kadar hiçbir adım atılmış değil. Bu demek ki anlaşmanın garantörü ülkelerden biri olan Türkiye, bu gruplara yönelik sözünü geçiremiyor.”
‘Türkiye açısından problem başlıyor’
Silahlı gruplar çekilmediği takdirde Rusya’nın ‘bu anlaşma sona ermiştir’ diyebileceğini söyleyen Özuğurlu, diğer taraftan baktıklarında iki tarafın da kentte konuşlanmaya devam ettiğini belirtti. Özuğurlu, “Bu aşamadan sonra Rusya, Türkiye’ye ‘Bunlar senin sözünü dinleyip, çıkmıyor. O yüzden bunlara operasyon yapacağım’ derse, Türkiye ile ilgili problemler ortaya çıkacak. Bu mutabakat için belki 15 Ekim’e kadar beklenilir, fakat eğer orada çekilme olmazsa o zaman sona erebilir. Sona ermesi demek operasyon yapılacak demektir. Çünkü sonsuza kadar beklenilecek değil. İkincisi; bu örgütler açısından bir varlık savaşı söz konusu. Ya orada kalıp savaşacaklar ya da o bölgenin dışına çıkacaklar. Bundan sonrasından Türkiye açısından problem başlıyor. Çünkü bu grupların sonraki durağı Türkiye olabilir” diye konuştu.
‘Türkiye yardım etmezse…’
Özuğurlu, söz konusu silahlı grupların İdlib’ten ancak iki şekilde çıkabileceği görüşünde. Özuğurlu, bu yolları şöyle tarif etti: “Birincisi, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’nda hakim olunan bir takım yerlere gönderilebilirler. İkincisi, buraları kabul etmezlerse bir şekilde Türkiye üzerinden başka yerlere gitmek zorundalar. Türkiye bunlara yardımcı olmazsa bu örgütler ihanete uğradıklarını düşünürler ve ciddi problemlere sebep olabilirler. Muhtemelen ağır silahlarını bırakmak istememelerinin sebebi de bu. Çünkü hafif silahlarla zaten herhangi bir şey yapmaları söz konusu değil.”
İdlib konusunda hem örgütler açısından, hem de garantör ülkeler açısından çok büyük bir düğümün olduğunu vurgulayan Özuğurlu, Türkiye’nin, Soçi’ye oturduğu zaman bu gruplar üzerinde etkili olabileceğini düşündüğünü, ancak görüldüğü kadarıyla örgütlerin bunu kabul etmediğini kaydetti.
Kaynak: MA/Bilal Seçkin