Meclis’te Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın kimyasal silah kullanımıyla ilgili ‘Heyet gitti’ açıklamalarını hatırlatan HDP Milletvekili Coşkun, ‘Bakanın var dediği raporun içeriği kamuoyu ile ne zaman paylaşılacak’ diye sordu
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mûş Milletvekili Şevin Coşkun, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine konuştu.
Coşkun konuşmasında Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) saldırıları üzerinde de durdu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte birçok kurumun doğrudan Saray’a bağlandığını söyleyen Coşkun, “İktidarın talepleri bürokrasinin öncelikleri haline getirildi. Bu kurumlardan biri de Erdoğan’ın zamanında sır küpüm dediği, Hakan Fidan’ın başkanlığını yaptığı MİT’tir. Durum böyle olunca MİT’in temel faaliyet alanlarından biri de iktidarın hedef seçtiği kesimler olmuştur. Kürtler, muhalifler söz konusu olunca görmek mümkün. Örneğin, HDP İzmir İl binamızda arkadaşımız Deniz Poyraz, Onur Gencer tarafından katledildi. Katilin silahlarla sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar, il binamızda günlerce yaptığı keşifler sırasında MİT ne yapıyordu. Söz konusu Kürtler olunca, MİT kaçırma ve ajanlık dayatma noktasında da karşımıza çıkıyor. MİT mensubu olarak kendisini tanıtan kişiler, parti çalışanlarımızı kaçırıp ajanlık dayatmaktadır” diye belirtti.
MİT’in ajanlaştırma, kaçırma ve tehdide ilişkin İHD’nin verilerini gösteren Coşkun, “2021 yılının ilk 11 ayında en az 144 kişi kaçırma, ajanlaştırma ve tehdide maruz kalmıştır. Batman’da 2022 yılının ilk 3 ayında 6 kişi İHD’ye başvurdu” dedi.
Akarsel ve Çelebi hatırlatması
Federe Kurdistan Bölgesi’nde Kürtlere yönelik suikastlara değinen Coşkun, şöyle devam etti: “Mehmet Zeki Çelebi, Türkiye’de siyasi faaliyetlerinden kaynaklı, verilen ceza nedeniyle Süleymaniye’de yaşamını sürdürüyordu. Evli ve iki çocuk babası Çelebi, işlettiği restoran önünde 17 Mayıs 2022’de katledildi. Çelebi’nin ölümden sonra basına yansıyan ses kayıtlarında; ‘devlet adına kendisiyle görüşme yapan kişi ısrarla bilgi verilmesini, vereceği bilgiler doğrultusunda dosyasının bozulacağı, konsoloslukta işlemlerinin hemen hal olacağı, Zeki Çelebi ise ısrarla verebileceği bir bilginin olmayacağı yönünde uzunca bir konuşma ortaya çıkmıştır. Bu da bize içi boş birçok dosyanın konu Kürtler olduğunda şantaj olarak nasıl kullanıldığını gösteriyor.
Süleymaniye’de gazeteci Jineoloji editörü gazeteci-yazar Nagihan Akarsel, 4 Ekim’de evinin önünde 11 kurşunla katledildi. Basında katilin saldırıdan 4 ay önce Ankara’da Süleymaniye gittiğine dair haberler yer aldı. Türkiye Irak büyükelçisi, Ali Rıza Güney, iltisaklı odaklar hedeftir diyerek, saldırıyı sahiplenmiştir. Kime göre, neye göre iltisaklı? Listede size göre daha kaç kişi iltisaklıdır? Ayrıca Irak Kurdistan bölgesinde yaşayan birçok kişinin aileleri kendilerini MİT olarak tanıtan kişiler tarafından aranarak tehdit ediliyor, ajanlık dayatılıyor. MİT adına yapılan bu tehdit ve şantajlara dair teşkilatınızın görüşü nedir?”
Şebnem hoca neden tutuklandı?
Federe Kurdistan Bölgesine yönelik operasyonlarda TSK’nin HPG’lilere yönelik kimyasal silah kullandığı ve buna ilişkin görüntülerin yayınlanmasına dikkat çeken Coşkun, “Bu görüntüler üzerine bağımsız bir heyetin inceleme yapılması isteyen bilim insanı Şebnem hoca alelacele tutuklandı. Bu neyin telaşı. Oysaki 9 Aralık’ta savunma bakanı Hulusi Akar, 24 Kasım’da bir heyetin gidip inceleme yaptığını, kimyasal silah kullanılmadığına dair ellerinde rapor olduğunu söyledi. Madem heyet gidecekti, Şebnem hoca neden tutuklandı? Bağımsız heyetlerin gitmesi için koşullar neden yaratılmıyor? Bakanın var dediği raporun içeriği kamuoyu ile ne zaman paylaşılacak?” sorularını sordu.
Coşkun, sözlerini çözüm ile Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride değinerek sonlandırdı: “‘Bir haftada çatışma durumu ihtimalini ortadan kaldırırım’ diyen Sayın Öcalan’la müzakerelerin başlamasıdır. Mutlak tecridin sona ermesidir. Avukatları, aile ve görüşme talebinde bulunan kesimlerle en yasal hakkı olan görüşmenin sağlanmasıdır. Bununla kazanan Türkiye halkları olacaktır. Dönük mutlak tecridin kaldırılmasıdır. Emin olun bununla tüm Türkiye halkı kazanacaktır.”
ANKARA