Zilan katliamının yaşandığı Zilan Deresi’nde Koçgiri Barajı sonrası 2012 yılında Zilan HES ismiyle yeni bir girişim başlatıldı. Valiliğin ‘ÇED Gerekli Değildir Kararı’na karşı dava açıp kararın iptalini sağlayan Şahabettin Demir, “Şirket defolup gitmeli” dedi
92 yıl önce 47 bin Kürdün katledildiği Zilan Deresi üzerinde Kürt halkının hafızasını yok etmek ve bir avuç para babasına rant yaratmak amacıyla önce Koçgiri Barajı kurulmuş ve ardından 2012 yılında Zilan HES ismi ile yeni bir girişim başlatılmıştı. Madenlerle istilaya uğrayan bölgede tüm bu adımlardan sonra tertemiz akan Zilan Deresi kirlilikle tanıştı. HES inşası sırasında ortaya çıkan harfiyat Zilan Deresi’ne ve Koçköprü Barajına bırakılırken, baraj gölünde binlerce balık ölümü yaşanmış ve 2 adet su samurunun cansız bedeni bulunmuştu.
Valilikler şirket yetkilisi gibi!
Türiye’nin dört bir yanında şirketlerin talepleri her koşulda kabul görürken, Valilikler ise şirket çıkarlarını önceleyen kararlara imza atıyor. Bu kararlardan birinr imza atan Van Valiliği, 30.03.2012 tarih ve 14 No’lu “ÇED Gerekli Değildir” kararı verdi. 2014 yılında başlatılan Zilan HES projesi, köylülerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin itirazı üzerine durdurulmuştu. Bu kararın ardından HES’in yapılacağı arazilere yönelik Bakanlar Kurulu kararı ile acil kamulaştırma kararı çıkartılarak yeni bir süreç başlatıldı. En son 2021 yılında durumu yargıya taşıyan Zilan Deresi Ekoloji Hareketi eş sözcüsü Şahabettin Demir, bölgede geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu belirterek, HES’in yapılması durumunda bölgede oluşacak ekolojik tahribat nedeniyle geçimlerini sağlayamayacak duruma geleceklerini ve bu nedenle göç edeceklerini ifade eden mahkeme süreci başladı.
Salgın dönemi fırsata çevrildi
Koronavirüs salgını sürecinin başlamasıyla birlikte durumu fırsata çeviren şirket, çalışmalarını sürdürürken, Valiliğin verdiği ‘ÇED gerekli değildir’ kararı yurttaşlar tarafından Van 1’inci İdare Mahkemesi’ne dava açılırken, mahkeme başvuruyu reddetti. Bu karar sonrası dava Danıştay’a taşındı. Danıştay bilirkişi atamasının yasaya aykırı biçimde oluşturulduğu gerekçesiyle mahkemenin kararını bozdu. Danıştay kararı sonrası Zilan Deresi Ekoloji Hareketi Eşsözcüsü yazar Şahabettin Demir ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının bozulması ve Danıştay kararına uyulması için Van 1. İdare Mahkemesi’nde yeni bir dava daha açarken, daha önce binlerce lira bilirkişi ücreti ödenmesine karşın yeni bilirkişiler atanırken tekrar 9 bin 449 lira ödemek zorunda kaldı.
Dava sonucu yeni tebliğ edildi
Zilan Deresi Ekoloji Hareketi eş sözcüsü Şahabettin Demir ve Avukatı Hülya Yıldırım’ın Van 1. İdari Mahkemesi’ne açtıkları dava ise 17 Kasım 2022 günü alınan kararla sonuçlandı. Dava sonucu avukatlara dün tebliğ edilirken, dava mahkemenin oy birliği ile verdiği kararla Valiliğin verdiği ‘ÇED Gerekli Değildir’ iptal edildi. Mahkeme aldığı kararda, “Bilirkişi raporlarında yer alan hidroloji, su ürünleri, arkeoloji, flora ve fauna uzmanları tarafından, dava konusu proje kapsamında düzenlenen Proje Tanıtım Dosyasında yer verilen alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmelerin, ilgili uzmanlık alanları itibarıyla yeterli olmayıp eksik olduğu, bu veriler ve değerlendirmeler esas alınmak suretiyle tesis edilen dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının uygun olmadığı” belirtildi.
Hukuka uyarlılık yok
Mahkeme kararının sonuç bölümü ise “Van ili, Erciş ilçesi sınırlarında Zilan Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından kurulması planlanan "Zilan Regülatörü ve HES (6,32 MWm/6,07 MWe) Proje Revizyonu ve Kapasite Artışı" projesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 20/07/2015 tarih ve E-201523 sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararıyla ilgili olarak, Çevre Kanunu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında çevre üzerindeki olumsuz etkilerini, projenin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmayan, projenin çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da zararının çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmadığı ve literatür bilgilerine dayalı hazırlanan ve proje özelinde uygun ve yeterli olmayan Proje Tanıtım Dosyasına göre verilen dava konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.
Zilan’da 4300 bitki türü yaşıyor
HES’ten kaynaklı Zilan Vadisi’nde büyük bir tahribat yaşandı. Yüzlerce ağaç kesildi, bölgedeki kimi mezarlıklar tahrip edilirken, birçok tarım arazisi de yok edildi. Derenin debisi düşerken, kirlilikle birlikte oksijensiz kalan balık ölümleri yaşanmaya başladı ve su samurlarının sayısında ciddi düşüşler oldu. Zilan Vadisi’nde 30’u aşkın yerleşim yeri bulunuyor ve binlerce kişi ikamet ediyor. Oldukça uzun ve geniş bir bölgeyi kapsayan vadide, ayrıca 10’u aşkın akarsu bulunuyor. Van balığı olarak da bilinen inci kefali balığının üreme ve geçiş güzergahlarından biri olan vadi, çok sayıda endemik canlıya ev sahipliği yapıyor. Yine binlerce küçükbaş hayvanın yanı sıra su samuru başta olmak üzere birçok canlı vadide yaşam sürüyor. Vadi, zengin bitki örtüsüyle de dikkat çekiyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, vadide 4 bin 300 çeşit bitki yaşıyor.
Şirket defolup gitmeli
Zilan Deresi Ekoloji Hareketi Eş Sözcüsü Şahabettin Demir, ‘ÇED Gerekli Değildir Kararı’nın iptalini gazetemize değerlendirdi. ÇED Gerekli Değilidr Kararı’na ilk gün itiraz etmiştik, önceki bilirkişilerin iktidara yakın kirşilerden oluşturulmasına itiraz ettik ve nihayet itirazımız yıllar sonra kabul edildi. Zilan Deresi Ekoloji Hareketi olarak Türkiye ve Kurdistan’daki bütün HES ve maden şirketlerinin derhal kapatılamsını istiyoruz. Bölgede pandemi sürecini fırsata dönüştüren şirketler Zilan HES gibi girişimlerle HES inşalarını sürdürdü. Hasakeyf’ten Hevsel’e, Kazdağlar’ına kadar doğal yaşam büyük bir yıkıma uğratılmakta. Bizler, ‘ÇED Gerekli Değildir Kararı’nın iptal edilmesiyle yetinmeyeceğiz. Şirketin derhal tasını toprağını toplayıp gitmesi ve bölgeye verilen zararların hemen onarılmasını istiyoruz.
Doğamıza göz dikildi!
Zilan Deresi’nde yaşanan katliam Kürtlerin hafızasına çok diri. HES şirketi utanmadan HES ismini Zilan olarak kullanması ise dikkat çekici. Biz davayı ilk açarken asker ve korucular, HES’in çalışmalarının başladığı alana bizim girmemizi aylarca engelledi. Tehdit edildik fakat davadan vazgeçmedik. Zilan halkı bu karara elebette sevindi ama bu yetmez bu şirketin oradan derhal defolması gerekiyor. Kürdistan coğrafyası insanlığın ilk gelişimini yaşadığı coğrafyadır. Kapitalizm ve onun bölgesel tedarikçi ve işbirlikçileri böl yönet parçala yönetimiyle sömürüyü sürdürürken, son dönemlerde doğamıza göz dikilip yaşam alanları yerle bir edilmeye başlandı. Yaşatılan yıkıma karşı ihtiyacımız olan ekolojik bir toplumu yaratmak. Ancak bunu yaratmak örgütlü toplumla olur ve halk örgütlülüğü Zilanda yarattı. Bizler bu kararın bütün HES’lerde uygulanmasını istiyoruz. Ayrıca, bizlere bu süreçte destek veren başta avukatımıza ve Van Özgürlükçü Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) çok teşekkür ediyoruz.
Zilan Katliamı
Zilan Deresi’nde tarihte yaşanmış en büyük katliamlardan biri olan, ‘Zilan Katliamı’ üzerinden 91 yıl geçti. Tarihe geçen katliamda onbinlerce çocuk, kadın demeden Kürtlere yönelik bölgesel soykırım yapıldı. 3 Temmuz 1930 tarihinde Van’ın Erciş ilçesinde yer alan Zilan Deresi vadisinde (Geliyê Zilan) bulunan 44 köy ateşe verilmiş ve ardından Zilan Deresi vadisinde toplanan halk makineli tüfeklerle ateş altına alındı ve sağ kalanlar ise süngülenerek toplam 47 bin Kürt katledildi. Resmi tarihte yer verilmeyen bu katliam Cumhuriyet Gazetesi’nde o gün için 15 binden fazla insanın öldüğü yer alırken, ‘öteki tarih’ olarak adlandırılan tarihe ‘Zilan Katliamı’ olarak geçti.
‘Lepalep cesetler’
Zilan Deresi’nde yaşananları 16 Temmuz 1930 tarihinde o gün devletin yarı resmi gazetesi konumunda olan Cumhuriyet Gazetesi manşetinde haber olarak yer aldı. Haberde aynen şöyleydi; “Ağrı eteklerinde eşkiyaya iltica eden köyler tamamen yakılarak ahalisi Erciş’e sevk edilir ve orada iskan olunmuştur. Zilan harekâtında imha edilen eşkiya miktarı 15 binden fazladır. Yalnız bir müfreze önünde düşüp ölenler bin kişi olarak tahmin ediliyor. Zilan Deresi’nden sıvışan 5 şaki de teslim olmuştur. Buradaki harp pek müthiş bir tarzda cereyan etmiş, Zilan deresi lepalep cesetle dolmuştu.”
EKOLOJİ SERVİSİ