Emin Alper’in “Kurak Günler” filmine Kültür Bakanlığı Sinema Destek Fonu tarafından verilen destek, bu bakanlıkça faiziyle birlikte geri istendi. Hem de bu film Cannes Film Festivali’nin resmi programında yer almışken, ulusal ve uluslararası pek çok festivalden ödül almışken, film eleştirmenlerinin ciddi takdirini kazanmışken. Normal koşullarda bakanlığın bu filmin ekibini el üstünde tutması, filmin dağıtımına, tanıtımına büyük bir destek vermesi gerekirken bu filmi yapanları iflasa sürükleyecek bir süreci başlatmış oluyor verilen fonu geri istemekle. Bakanlık parayı istemeyle ilgili olarak herhangi bir gerekçe sunmuyor. Fakat gerekçenin ne olduğunu, yandaş basında filmle ilgili çıkan haber ve yorumlardan bütün açıklığı ile anlamak mümkün. Bu film bir kere her şeyden önce yerli ve milli değerleri esas alan “yerli ve milli” bir film olmamış. Yönetmenin Antalya Film Festivali ödül töreninde yaptığı konuşma, yönetmenin de yerli ve milli olmadığını açıkça ortaya koydu. Hoş, iktidarı, muktedirin baskısını eleştiren böyle bir konuşma yapmasa da daha önceki tavırlarından, ilişkide olduğu yapılardan zaten yerli ve milli olmadığı belli olan bir yönetmendi Emin Alper. Örneğin vatanın milli yönetmeni “Bilge” Nuri Ceylan gibi aldığı ödülü “yalnız ve güzel ülkesine” armağan eden bir yönetmen tıynetinde değildi. Malum, mevcut iktidar savaş ve rant politikalarıyla ülkeyi sürüklediği yalnızlığı romantize ederek Türkçeye “değerli yalnızlık” kavramını hediye etmişti bir zamanlar. Milli yönetmen de buna gönderme yapmıştı.
Eee o zaman bakanlık bu senaryoyu okumadı mı destek vermeden önce? Okumamış olamaz. Bu mümkün değil. Hele sol muhalif cenahta durduğunu bildiği bir yönetmenin senaryosuysa söz konusu olan, okumamayı bırak didik didik etmiştir. Öyleyse yönetmenin tıynetini de bilen bakanlık bu yönetmene, bu senaryoya niye destek vermişti o zaman? Bir kere fon adil gözükmeli. O yüzden muhalif cepheden birilerine de destek verilmeli mutlaka her başvuru döneminde. İkincisi, Emin Alper gibi bir yönetmene destek verirse, o da akıllık edip bu fonun kıymetini bilirse, ödül aldığında da yerli ve milli konuşmalar yapıp yalnız, güzel ve değerli ülkesine armağan ederse ödülleri, bakanlığın ve iktidarın her türlü takdir ve desteğine mazhar olabilirdi. Ayrıca kendileri de kendi cenahlarında onca destek verdikleri halde tek bir sinemacı çıkaramıyorlar, tek bir eli ayağı düzgün film üretemiyorlarken Emin Alper’i kendi yanlarına çekseler fena mı olurdu? Yaşadıkları kifayetsizliği aşmak için kültür sanat alanında karşı mahalleden sanatçı devşirme işinde epey yol kat ettiler zira. Ama olmadı, Emin Alper’i ve filmin ekibini omurgasız takımına dahil edemediler. Dik durdu, filmine sığdıramadığı, baskı ve zulmü hedef alan sözlerini filmlerinin gösterimleri sırasında net ve açıkça dile getirdi Alper. Sinema destek fonundan aldığı desteğe karşılık muktedire biat etmeyeceğini açıkça bir tavra dönüştürdü.
Aslında bakanlık bunu bu iktidar döneminde de bundan önceki dönemlerde de hep yaptı. Muhalif sinemacılar bu ülkenin en iyi sinemacılarıyken, uluslararası festivallerde sanatsal temsilin en iyi örneklerini ortaya koymuşken ve çok daha iyi yaratımlara imza atma kapasiteleri varken iktidarlar tarafından ekonomik olarak tırpanlanarak sinemasal üretimin dışına itildiler. Kürt sinemacılar zaten bu desteğin yakınından bile geçemedikleri için, Kürt yönetmenlerin önemli bir bölümü uzun yıllardır bu fonu protesto edip destek için başvurmuyorlar bile. Elbette bu fon, iktidardakilerin babasının malı değil. Kürtlerden, Türklerden, emekçilerden, izleyicilerden toplanan vergilerle oluşturulmuş bir fon. Bu fondan destek almak, nitelikli üretim yapan, yapmaya aday her yönetmenin hakkı. Ancak iktidarın kendisine biat etmeyene bu desteği vermeyeceği de gün gibi açık. Daha öncesinde de pek çok yönetmene desteği geri isteme tehdidiyle kendi elleriyle filmlerini sansürlettiler. Öyleyse bu olayda olduğu gibi olay bazında tepki göstermek yerine bu olayı vesile kılıp güçlü bir örgütlenme yaratılarak bu baskı ve sansüre karşı konulmalıdır. Yoksa biat etmeyen her fani sinemacı bu baskılardan nasibini alacaktır.