AİHM, Türkiye’yi “Savaş Tanıkları Anlatıyor” adlı sergiye açılan davadan mahkum etti. Mahkeme, sergide kullanılan “savaş” ve “gerilla” ifadelerinin şiddeti teşvik değil, Türkiye’nin Kürt sorunu politikasına bir eleştiri olduğunu ve barış mesajı içerdiğini kaydetti.
Türkiye’nin 5 ayrı ilinde yaşamını yitiren asker ve PKK’lilerin aileleri ile kayıp yakınlarından yaklaşık 300 kişiyle yapılan görüşmelere ait fotoğraflar ve kısa video kayıtlarının 31 Mayıs 2005 tarihinde Diyarbakır 5’inci Kültür Sanat Festivali kapsamında gösterildiği “Savaş Tanıkları Anlatıyor” adlı sergi, polis tarafından basılmış ve sergiyi düzenleyen 7 kişi hakkında “örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla dava açılmıştı. Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, sergide gösterilen ve ailelerin ifadelerinin üzerinde yer aldığı resimlerde “gerilla” ile sergi başlığındaki “savaş” ifadelerinin “örgüt propagandası” olduğu gerekçesiyle 7 kişi hakkında 10 ay ile 24 ay arasında değişen hapis cezası verilmişti.
Serginin, “örgüt propagandası” olmadığını, bölgede yaşananları kayıt altına almak ve her iki taraftan da yaşamını kaybeden insanların geride neler bıraktığını göstermek için yapılan bir çalışma olduğunu belirten Mehmet Tali ve Eylem Dilan Polat, mahkemenin kararını 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı.
AİHM: Şiddeti değil barışı teşvik ediyor
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesi olan “düşünce ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiği” gerekçesiyle Türkiye hakkında açılan davayla ilgili kararını açıkladı. 25 Eylül’de açıklanan kararında AİHM, “Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi, sergiyi bir bütün olarak ele almamış, sadece iki fotoğraf üzerinden terör propagandası yapıldığını söylemiş. Fakat ‘gerilla’ veya ‘savaş’ ifadeleri şiddeti öven ya da buna teşvik eden ifadelerden ziyade hükümetin Kürt sorunuyla ilgili politikasına karşı bir eleştiri olarak ele alınabilir” ifadelerine yer vererek, serginin şiddete teşvikten ziyade barış ve Kürt sorununun çözümü için barışçıl yöntemleri esas alan bir tarafının olduğunu kaydetti.
“Düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği” yönünde karar veren AİHM, Türkiye’yi 5 bin Euro manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Kaynak: MA / Rüştü Demirkaya