‘Öğün atlama alışkanlığı edindik. Bazen yol parası bulamıyorum. Bir çayı içecekken 4 kez düşünüyoruz. Sokakta kalmamak için çalışıyoruz’ diyen emekçiler, asgari ücretin insan onuruna yakışan düzeyde olmasını istiyor
Yadigar Aygün / İstanbul
Türkiye’de 10 milyona yakın işçi ve emekçi asgari ücret ile geçimini sağlamaya çalışıyor. Ama giderek derinleşen ekonomik kriz, artan enflasyon oranları ve her gün gelen zamlar ile birlikte asgari ücret cebe girmeden eriyor. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, dört kişilik bir aile için kasım ayında açlık sınırının 8 bin 657 TL’ye yükseldiğini, yoksulluk sınırının ise 25 bin 422 TL’ye çıktığını açıkladı.
Bu durumda, milyonların gözü kulağı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan çıkacak rakamda. Asgari ücret tartışmalarının yaşandığı bu süreçte HDP Milletvekili Musa Piroğlu ve asgari ücretle geçinen işçilerle konuştuk.
Seçim malzemesi yapıldı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Türkiye halklarını, işçi ve emekçileri açlığa ve sefalete mahkûm eden AKP-MHP iktidarının asgari ücreti seçim malzemesi olarak kullanıldığına dikkati çekti. Piroğlu, “Türkiye’de korkunç bir yoksullaşma var ama asgari ücret çok uzun süredir seçim malzemesi olarak kullanılıyor. Şu an asgari ücret açlık ve yoksulluk sınırın 2 bin TL altında kalıyor. Hayat şartlarının bu kadar pahalılaştığı, alım gücünün bu kadar düştüğü noktada asgari ücreti yükseltmek tek başına hiçbir şeyi çözmüyor. Geçtiğimiz sene çözmedi bu sene de çözmeyecek. İnsanlara asgari ücret dayatması, asgari bir yaşam dayatılması anlamına geliyor. Asgari ücret karın tokluğuna çalışmak anlamına geliyor” dedi.
İnsanca yaşayacak ücret
Asgari ücreti yükseltmenin tek başına bir çözüm olmayacağına dikkati çeken Piroğlu, “Kiralar 6-7 bin TL’den başlıyor. Bir ekmeğin 6 TL, bir simidin 6 TL’ye dayandığı bir süreç yaşanıyor. Kira, fatura, gıda, doğalgaz derken maaşlar cebe girmeden eriyor. AKP, asgari ücreti 10 bin TL de yapsa bu, hiçbir sorunu çözmez. Alım gücünün yükseltilmesi gerekiyor. Asgari ücret yerine biz insanca yaşanacak bir ücret için birlikte örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz. Yaşamımızı patronların iki dudağının arasına bıraktığımız sürece sefalet ve sömürü devam edecek ve ne yazık ki işçi sınıfı daha kötü koşullarda çalışmaya mahkûm olacak. İşçi sınıfına mücadele etmek dışında hiçbir seçenek kalmıyor” diye konuştu.
Günü kurtarma derdindeyiz
Asgari ücretle geçinmeye çalışan Toygar Güneş, asgari ücret ile en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını vurguladı. Güneş, yaşadığı geçim sıkıntısını şu sözlerle anlattı: “Asgari ücretle çalışan biri olarak temel ihtiyaçlarım olan sağlık, ulaşım, gıda konusunda bile seçim yapmak zorunda kalıyorsun. Bir ay elektrik faturasını yatırabiliyoruz, öteki ay su faturasını. Sadece sokakta kalmamak için çalışıyoruz. Uzun vadeli planlar yapmak atık imkânsız hale geldi. A bankasının borcunu B bankasından aldığın krediyle kapatıyorsun. Öğün atlama alışkanlığı edindik. Cep telefonumu bile iş yerinde şarj ediyorum. Akbile bile gönül rahatlığıyla 1 aylık ulaşım ücretini yükleyemiyorum. Tamamen gününü kurtarma derdine düştük.”
‘Hayal bile kuramıyoruz’
AKP’nin işçi ve emekçileri, borçlu ve bankalara bağımlı hale getirdiğine dikkati çeken Güneş, “Bir asgari ücretlinin kirayı tek başına karşılaması imkânsız. Kira fiyatları asgari ücretin yarısına denk geliyor. Ev arkadaşı edinmek mecburi hale geldi. Kış aylarında hiçbir şekilde ısınmak için elektrikli soba, doğalgaz kullanmıyoruz. Buna rağmen maaş yatmadan her ay eksiye düşünüyoruz. Asgari ücrete zam haberine sevinemiyoruz. Hatta zam yapılmadan önce bile iktidar faturalara zam yapıyor. Bunun dışında marketler de zam furyasına ekleniyor. AKP’nin seçim propagandasının vazgeçilmezlerinden biri asgari ücret zammı olabilir ama televizyondan yansıyan rakamların sokakta hiçbir karşılığı yok. Asgari ücret 15 bin TL olmalıdır” dedi.
‘Yol parası bulamıyorum’
Restaurant sektöründe yevmiyeli işçi olarak çalışan Ali Gül ise bazen işe gidecek yol parası bile bulamadığını söyledi. Gül, “Annemin yanındayım ve kira ödemeden bile yaşayamıyorum. Asgari ücret emekçiler için sanki bir ceza, bir kafede arkadaşınla oturup çay içmek bile lüks oldu. Asgari ücretin değil sistemin değişmesi gerekiyor. En büyük sorunlarımızdan biri maaşımızın geç yatırılması. Bazı aylar maaşım bir hafta, 10 gün geç yatıyor. 4 sene nişanlı kaldım ve bu durumda ev kurmak imkânsız olduğu için ayrılmak zorunda kaldım, Sırf zenginler daha çok zengin olsun diye biz asgari ücretliler bırakın evliliği, kafede çay içmeye giderken bile 4 kere düşünüyoruz, dediğim gibi bir şeylerin düzeltilmesi için asgari ücretin değil sistemin değişmesi lazım” dedi.