HDP ve bileşenleri yaptıkları ortak basın açıklamasıyla İmralı’da uygulanan tecritte dikkat çekerek, tecritte karşı ortak mücadele çağrısı yaptı
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecritte karşı siyasi parti, avukat ve kurumların açıklamaları devam ediyor. Bu amaçla Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve bileşenleri ile demokratik kurum temsilcileri ortak açıklama yaparak tecrite son verilmesi çağrısında bulundu.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) Beyoğlu’nda bulunan şube binasında yapılan basın toplantısında söz alan ÖHD Eşbaşkanı İlknur Alcan, PKK Lideri ve diğer üç tutsağa uygulanan mutlak tecrit ve Asrın Hukuk Bürosu’nun duyurduğu Abdullah Öcalan’ın Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı’ya gerçekleştirdiği ziyarette görüşe çıkmama duyumuna ilişkin, “Basına yansıyan durumun kaygı verici olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Haklar ortadan kaldırıldı
Ardından ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Esra Erin de, “İmralı’da uygulanan tecrit, dünyada eşi benzeri görülmeyen öyle bir hukuk faciasına dönüştürüldü ki tüm uluslararası ve ulusal mevzuat gereğince koruma altına alınan başta avukatla görüşme hakkı olmak üzere aileyle görüşme hakkı, telefon hakkı ve diğer tüm dış dünyayla görüşme hakları, hakkın özüne dokunmayı aşan bir durumla ortadan kaldırılmıştır. O kadar ki, Sayın Konar, Aktaş ve Yıldırım, İmralı’ya getirildikleri Ocak 2015’ten beri her hafta yapılan başvurulara rağmen avukatlarıyla bir kez dahi görüştürülmemiştir” dedi.
Tecrit işkenceye dönüştü
Abdullah Öcalan’ın ise avukatlarıyla görüşme hakkından tam üç yıldır yararlanamadığının altını çizen Erin, cezaevinde tutulan herkesin hukuka uygun verilmiş bir mahkeme kararı ile özgürlüğünün elinden alınması dışında diğer tüm haklara sahip olması gerektiğini AİHS Madde 1’de de ifade edildiği üzere evrensel temel insan hakları kriteri olduğunu anımsattı. PKK Lideri ve diğer tutsaklara uygulanan tecridi işkence ve kötü muamele olduğunu belirtti.
CPT açıklama yapmalı
CPT ziyaretine değinen Erin, “CPT ziyaretlerinin belirgin özelliğini mahpuslar ile özel görüşmeler yapması oluştururken böylesi bir duyumun doğruluğu CPT’nin ziyaretini tartışmalı kılacağı açıktır. CPT’nin yetki alanında bulunan İmralı Adası’na yapmış olduğu ziyarete dair bilgilendirme yapması kuruluş değerlerinin ve bağlı olduğu uluslararası hukukun gereğidir” dedi.
Tecritin kaldırılması hukuki zorunluluk
“Bu kapsamda anayasal hakların tesisi ve evrensel hukukun gereği olarak Sayın Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara görüşme olanağının sağlanması ve ilgili kurumların görevleri gereği gereken bilgilendirmeyi yapmaları gerekmektedir” diyen Erin,” Sayın Öcalan’ın toplum ile diyalog kurabildiği zamanlar bütün Türkiye halklarına umut veren, nefes aldıran zamanlar olmuştur. Sayın Öcalan, Kürt meselesinde demokratik, anayasal ve barışçıl bir çözümden yana olduğunu her seferinde deklare etmiştir. Hem demokratik, özgür ve barışçıl bir gelecek için hem de hukuk güvenliğinin tekrar tesisi için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması hukuki zorunluluktur” dedi.
Muhalefet başarısız oldu
Daha sonra söz alan HDK bileşeni Yeşil Sol Parti Meclis Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Çiğdem Şentürk de, “Buradan özellikle burjuva muhalefeti dahil sol-sosyalist ve demokratlara diyoruz ki, Öcalan’ın tecrit koşullarının kaldırılması, görüşme taleplerinin kabul edilmesi lazım. Seçim sürecinde böl ve yönet politikasını aşmak için muhalefetin faşizm karşısında başarısızlığını ortaya koyuyor. Tüm muhalefete çağrımız barışa sahip çıkalım. Kürt hareketi liderinin tecrit koşullarında izole edilmesine izin vermeyelim” çağrısında bulundu.
Tecriti teşhir etti
HDP Hukuk Komisyonu’ndan Bülent Aşa da, “0 aydır Sayın Öcalan’dan haber alamamaktayız. Bu görüşmede de Sayın Öcalan, bunun ilkesizlik olduğunu söylemiştir. Mektup, fax ve iletişim hallerinin kendisine de uygulanmasını istemiştir. Dolayısıyla verdiği mesaj çok nettir. Son yapılan CPT ziyaretinde Sayın Öcalan’ıb görüşe çıkamaması halinde bu durum gerçekleşmiştir. Bu da son aile görüşündeki verdiği tepkinin devamıdır. Burada hukuk kurumlarına çok büyük işler düşüyor. Birçok hukukçu Sayın Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Buna ilişkin henüz bir cevap verilmiş değil. Dolayısıyla hukuk kurumlarının derhal harekete geçerek avukat görüşlerinin düzenli bir şekilde yapılmasını talep ediyoruz” sözleriyle hukukçulara seslendi.
HDK Eşsözcüsü Esengül Demir de, “asaları koyanlar uygulamaktan imtina ederken Sayın Öcalan’ın bu tutumu teşhir etmesi önemlidir. Demokratik kamuoyunun da bu tutum karşısında çok net bir tavır alması gerekir” sözleriyle topluma harekete geçme çağrısında bulundu.
Tecrit statüsüzlük politikasıdır
Türkiye ve uluslararası hukuk nezdinde oluşturulan İmralı Cezaevi’nin koşulları ve tecridin, yasaların uygulanmadığını gösterdiğine dikkat çeken Demir, “Sayın Öcalan’ın tavrı da yasaları uygulamaya davet eden bir tavırdır. Sayın Öcalan nezdindeki tecrit ve Kürt halkına dönük statüsüzlük politikalarıdır. Türkiye toplumunu ayrıştıran bu iktidar politikalarına karşı da demokratik kamuoyunun net bir tavır sergilemesi gerekiyor” diyerek ortak mücadele çağrısı yaptı.
İSTANBUL