Güncel gelişmelere değinen HDP Sözcüsü Ebru Günay, İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritte değinerek, CPT’nin bir an önce açıklama yapması gerektiğini belirtti
Partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, haftalık gelişmeleri değerlendirdi.
Parti olarak iki gündür güncel gelişmeleri değerlendirmek için toplandıklarını belirten Günay, “Başta Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar, tecrit konusu ve yaklaşan seçimler olmak üzere pek çok konuyu kapsamlı bir şekilde parti organlarımız değerlendirdi. Yeni döneme ilişkin planlar yapıldı önümüze koyduğumuz görevler oldu. MYK bu konuya ilişkin toplantısını sürdürüyor” dedi.
Rojava saldırıları Kürt düşmanlığının sonucu
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara değinen Günay, “AKP-MHP ittifakı, özellikle 2015 yılından bu yana derinleştirdiği savaş siyasetini, savaş ve çatışma konseptini her seçim arifesinde tırmandırıyor. Kuzey Doğu Suriye’ye, Rojava halklarına karşı hazırlıkları yapılan kara saldırısı, iktidarın savaştan beslenmeye yönelik siyasetinin bir parçasıdır. Bu savaş elbette iktidarın yıllardır sürdürdüğü ve artık gizlemeye gerek duymadığı Kürt düşmanlığı politikasının da ürünüdür. Kuzey Doğu Suriye halklarının on yılı aşkındır dişiyle, tırnağıyla, büyük insani kayıplar ve ağır bedellerle inşa ettiği devrimi, halkların bir arada eşit ve özgür yaşamını temel alan yeni yaşamı yok ederek, buraları tekrar savaş cenderesine alıp kirli işbirlikleri yaptığı insanlık düşmanı çetelere teslim etmek istediği bir savaştır. Buralar, çetelerin elinde olsaydı iktidarın bir derdi olmayacak, aksine bu çetelerle her türlü kirli işbirliği yürütecekti. Mesele Kürtler olunca iktidarın yok etme ve emperyal politikaları depreşiyor” diye konuştu.
Savaşa destek AKP’ye destektir
Savaşın toplumu teslim alamaya yönelik saldırı olduğunu belirten Günay, “İktidar, bu savaşı iç siyaseti dizayn ederek seçimleri kazanma ve iktidarını korumaya dönük bir strateji olarak yürütmektedir. Bir kez daha iktidar seçim kampanyasının startını savaş uçaklarıyla, ölüm ve yıkımla vermiştir. Dolayısıyla bugün iktidarın savaş politikalarına destek veren, her seferinde savaş ve ölüm siyasetinin arkasına dizilen tüm kesimler iktidarın seçim kampanyasına da destek verdiğini bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
Sıkıştıkça savaşa sarılıyor
“Çünkü savaş sadece ölüm, acı, yoksulluk, ekonomik kaynakların heba edilmesi değil, toplumun, demokratik muhalefetin sözünün kesilmesi, siyaset alanının daraltılmasıdır” diyen Günay, “Kürtlerin kazanımları yok edilsin diye ülke halklarının kazanımlarının, ülke kaynaklarının savaşa yatırılarak yok edilmesidir. AKP iktidarı, yolsuzlukları, talanları daha görünür olduğunda, oy kaybetmeye başladığında, zor durumda kaldığında savaşa sarılıyor” dedi.
‘O katliamlar merhametle mi yapıldı’
Günay sözlerine şöyle devam etti: “AKP Genel Başkanı, pazartesi günü yaptığı konuşmada yine Kürt halkına bir yandan saldırı tehditleri savururken öte yandan ‘Türkiye tarihinde sadece adalet, şefkat, merhamet, birlikte yaşama tecrübesi’ olduğunu öne sürdü. Oysa kendisi bile daha önce Dersim katliamı için acılı, kanlı facia, katliam diyerek özür dilemişti. Yine istiklal mahkemeleri, Menderes’in idamı gibi onlarca kanlı olayda devlet eliyle zulüm yapıldığını ifade etmişti. Bu şefkat, merhamet güzellemesi yaparak üstünlük iddiasında olanlara biz de buradan bir kez daha soralım. İstiklal Mahkemelerinde merhametle mi onca insan idam edildi, Dersim’de yıllarca hazırlığı yapılıp tertiplenen katliam bir şefkat katliamı mıydı? Zilan katliamı, 6-7 Eylül pogromu, Newala Qesaba, on binlerce faili meçhul, Sivas, Maraş, Çorum, Roboski katliamları hangi şefkat ve merhametin konusudur?”
Çeteler insanlık suçu işliyor
Kuzey ve Doğu Suriye’de devam eden hava saldırı ile sözlerine devam eden Günay, “Çıkıp ‘Sınır ötesi harekâtlar yürüttüğümüz yerlerde kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine göre ayrımcılık yapmayız. Hiçbir yere öldürmek, yıkmak, yok etmek için gitmedik, gitmeyiz’ diyebiliyorlar. Utanmadan ve sıkılmadan. Bu aynı zamanda bir ikrardır, savunma ruh halidir. Çünkü işgal edilen her yerde Kürt, Arap, Ermeni, Süryani insanlar katlediliyor. ÖSO, IŞİD, El Qaide çetelerinin cinayet, gasp ve yağma görüntülerini bütün dünya canlı yayınlarda izliyor. Efrîn’de çeteleriniz etnik temizlik ve birçok insanlık suçu işledi ve işlemeye devam ediyor” dedi.
Türkiye ve bağlı gruplarının saldırıların yapıldığı bölgelerde işlediği suçlara değinen Günay, “İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) Mart 2021 raporuna göre, Efrîn’de 604 sivil öldürüldü, 7 bin 243 kişi kaçırıldı, 300 bin kişi göç etti, 314 bin 400 zeytin ağacı söküldü, 28 eski yapı tahrip edildi ve 14 kutsal mekan yıkıldı. Detaylara boğmak istemiyorum ama buna benzer onlarca rapor var. İşte bu tablo iktidarın eseri ve bu suç tablosunu daha da kabartmak istiyorlar” dedi.
Savaş siyasetine teslim olmayacağız
“Peki Sayın Erdoğan Efrin’e, Girê Spî’ye, Şengal’e yaptığınız saldırılarda hayatını kaybeden Kürt çocukları niye sizin düşmanınız oluyor? Kürtleri ümmetten saymıyor musunuz? Kürt çocukları çocuk değil mi? Doğrudan sizin saldırılarınızla hayatını kaybeden, toprağını terk edenler, kadınlar ve çocuklar Kürt olunca zalimlik, kötülük aklınıza gelmiyor mu? ” diye soran Günay, “Biz HDP olarak, bu ülkenin demokratik kamuoyuna, ezilen, sömürülen tüm halkımıza bir kez daha sesleniyoruz; AKP-MHP ittifakının sürdüğü ve seçim arifesinde tırmandırdığı bu savaş ve ölüm siyasetine asla teslim olmayacağız” dedi.
İmralı’daki tecrit vahim boyutta
Konuşmasında tecritte değinen Günay, “Her geçen gün derinleşerek devam eden İmralı’daki mutlak tecrit politikaları kabul edilemezdir. Son olarak Asrın Hukuk Bürosu avukatları yaptıkları açıklamada, hukuk dışı yönelim ve politik kararlar nedeniyle 20 aydır Sayın Öcalan’dan haber alamadıklarını, CPT’nin Eylül 2022 tarihinde İmralı Adasına yaptığı ziyarette Sayın Öcalan’ın görüşmeye çıkmadığı duyumuna sahip olduklarını açıklamışlardır. Bu tablo İmralı adasındaki tecrit rejiminin ulaştığı vahim boyutu göstermektedir” dedi.
CPT açıklama yapmalı
“Buradan CPT’ye bir kez daha çağrıda bulunarak son ziyaretlerinin detaylarını kamuoyu ile paylaşarak iktidarın işkence ve tecrit suçlarına ortak olmamaya davet ediyoruz” diyen Günay, “Sayın Öcalan’a yönelik mutlak tecrit politikaları iktidarın çözümsüzlükte ısrarının açık göstergesidir” dedi. “Tecrit AKP iktidarının siyasi kimliği ve yönetme biçimine dönüşmüştür” diyen Günay, “Tecrit politikalarına yönelik her itiraz tek adam rejimine, savaş politikalarına itirazdır. Bu nedenle biz buradan demokratik siyasetin ve çözümün adresinin Sayın Öcalan olduğunu yineleyerek, tüm demokratik kamuoyunu İmralı Adası’ndaki hukuksuzluğun ve tecridin son bulması için itiraz etmeye davet ediyoruz” dedi.
İtirazın sesi yükseliyor
Son olarak HDP Kadın Meclisi ve TJA üyesi kadınlara yapılan gözaltına operasyonuna değinen Güney, “Ne yaparsanız yapın kadın mücadelesinden korkmaya devam edeceksiniz. Kadınlar mücadeleden vazgeçmeyecek, sizin iktidarınıza Saraylarınıza saltanatlarınıza kadınlar son verecek. Çünkü ‘jin jiyan azadî’ artık dünyanın her yerinde yankılanıyor ve hayat buluyor. Bu itirazın sesi yükseliyor. İktidara diyoruz ki ‘jin jiyan azadî’ korkmaya devam edin ve arkadaşlarımızı bir an önce serbest bırakın” dedi.
ANKARA