Trakya’nın Ergene Nehri birçok hastalığa davetiye çıkaracak kadar kirlenirken, gerçek veriler ise halktan gizleniyor
Trakya’nın Ergene Nehri, nehir olma özelliğini yitirmiş ve içinde ağır metallerin ağırlıklı bulunduğu bir akışkan haline dönüşmüş durumda. Diğer yandan Türkiye’nin en kirli yeri olan Dilovası uzun yıllardır hazırlanan raporlara rağmen kesintisiz kirlilik üretmeye devam ediyor. 2015 yılında Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’ndeki kirlilikle ilgili yapılan ve sonuçları hala kamuoyuna açıklanmayan ‘kanser raporu’, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gündeme geldi. iktidarın taammüden halkı kanser ve diğer ağır hastalıklara karşı korumadığı gibi, uyarıları yapanlar hakkında dava açması dikkat çekmişti.
Halka neden açıklanmıyor?
CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, Bakan Fahrettin Koca’ya 2019 yılında bilim insanı Dr. Bülent Şık‘ın rapordan iki yıl sonra yayınladığı yazı dizisinde ‘kanser Raporu’ndan haberdar olduğunu belirterek, “Araştırma yapılalı tam yedi yıl olmuş Sayın Bakan, ama inatla bu rapor hâlâ açıklanmıyor. Yedi yıl geçmesine rağmen bu araştırmanın sonuçlarını neden halka açıklamıyorsunuz? Bu sürede ne yaptınız? Ben, Bakan’dan bu sorulara açık ve net cevap vermesini bekliyorum” diye sordu.
Şık ve Hamzaoğlu!
Sağlık Bakanlığı’nın 16 ayrı projeden oluşan söz konusu araştırmada yer alan akademisyenlerden biri olan gıda mühendisi Yard. Doç. Dr. Bülent Şık, kanser vakalarında çevre kirliliğinin etkisine işaret eden raporu Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan bir yazı dizisiyle duyurdu. Bakanlık bu yazı dizisi sonrası Şık hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve ardından 12 yıla kadar hapisle yargılanmıştı. Diğer yandan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Kocaeli’nin Dilovası ve Kandıra ilçelerinde gerçekleştirilen ve annelerin sütünde Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanmış sınır değerlerin üzerinde ağır metal saptanan bir araştırma nedeniyle aylarca cezaevinde tutuklu kalmıştı.
EKOLOJİ SERVİSİ