Kürdistan Doğa ve Su Kaynakları Uzmanı Dr. Abdulmutali Refat, doğal su kaynaklarına fazla önem verilmediğini belirterek, İran ile Türkiye’nin Irak’a akan suları keserek Irak’ı zayıflatmak istediklerine dikkat çekti
Türkiye ve İran aylardır Irak ve Kürdistan Bölgesine yönelik su kesme politikası uyguluyor. İran ve Türk devleti tarafından suyun kapatılması ve yaşanan kuraklıklar Irak ve Kürdistan Bölgesi üzerinde büyük bir tehdit oluşturuyor. Bölgedeki su kaynaklarına ilişkin yaşanan tehlikeler, sorunun nedeni ve çözümüne ilişkin Germiyan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doğa ve Su Kaynakları Uzmanı Dr. Abdulmutalib Refat, Rojnews ajansının sorularını yanıtladı. Suların kapatılması ve kuraklıkların yaşanması, Irak ve Kürdistan Bölgesi’ni su kriziyle karşı karşıya bırakmış durumda.
Su İran ve Türkiye’den geliyor
Su krizine dair konuşan Refat, “Sadece Irak ve Kürdistan Bölgesi değil bütün dünya su kriziyle yüz yüze kalmıştır. Bunun birkaç nedeni var. Kürdistan Bölgesi ve Irak sularının kaynaklarının büyük çoğunluğu ülke dışında bulunuyor. Bu, bölgeye ilişkin özgün bir durumu ortaya çıkarıyor. Diğer bir deyimle ülkenin su kaynaklarının büyük bir kısmı dışarıdan sağlanıyor. Su kaynaklarımızın yaklaşık yüzde 65’i Suriye, İran ve Türkiye’den geliyor ve bu da bizim üzerimizde büyük bir etki yaratıyor. Irak’ta doğal su kaynaklarına önem verilmediği ve bilimsel bir yaklaşım sergilenmediği görülmektedir. Bu nedenle ülkedeki bütün su kaynaklarından faydalanmak için suyun bilimsel bir şekilde kullanılarak hiçbir sektörün susuz kalmamasını sağlamak gerekiyor” diye söyledi.
‘Teknik araçlar eski’
Büyüjk barajların susuzluğa çare olabilir mi? sorusunu yanıtlayan Refat, “Bilimsel bir şekilde büyük barajların yapılmasına katılmıyorum. Çünkü doğa üzerinde çok büyük bir etki yaratıyor. Şimdi İran ve Türk devletinin Irak’ın su kaynakları üzerinde büyük barajlar yapması nedeniyle çok kötü bir durumdayız. Bu doğrudan Kürdistan Bölgesi ve Irak’ın iç kesimleri üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Bu nedenle evet, barajlar ve göller yapabiliriz ancak bilimsel bir şekilde kullanmalıyız. Aynı zamanda yeni tekniklere ihtiyacımız var. Şu an tarımda ve sulama işlerinde kullanılan teknik araçlar eskidir” dedi.
Su hükümetin önceliği olmadı
Rafet, Kürdistan hükümetince 200 adet küçük, büyük ve orta düzeyde barajın yapımı için karar alınmasına rağmen neden adım atılmadı sorusuna, “Maalesef, Kürdistan Bölgesi Hükümeti su sorununu hiçbir şekilde öncelik programına dahil etmemiştir. Su sorununa ilişkin hiçbir siyasetimiz yok. Bahsedilen barajların çoktan yapılması gerekiyordu. Niyetleri iyiyse barajların yapılabilmesi için gerekli imkanlar da var. Şimdiki dönem iklim değişikliklerin yaşandığı bir dönemdir ve dünya devletleri suların toplanması ve artması konusunda bir arayış içerisine girmiştir. Maalesef Kürdistan Bölgesi Hükümetinde böyle bir siyaset görülmüyor” diye belirtti.
Stratejik rezerv yok edildi
Rafet, baraj ve göllerden su bırakılmasını nasıl dengeleyebilir? sorusuna, “Baraj ve göllerden bırakılan su dengesi stratejik rezerv olarak adlandırılır, dolayısıyla baraj yapılırken baraja gelen su ile sektörler için gönderilen su arasında bir denge olması gerekir. Geçen son bir yılda Kürdistan Bölgesi ve Irak’ta böyle bir denge yaşanmadı. Barajların büyük bir kısmında stratejik rezervlere başlandı. Birçok baraj stratejik rezervlerini yok ettiği için büyük sorunlar meydana geldi. Yapılan her barajda bu dengenin sağlanması gerekiyor ki barajı geliştirip yılın büyük bir bölümünde kullanabilelim” diye yanıt verdi.
Yeraltı suları savunulmalı
Rafet, “Yüzeydeki sular büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Aynı tehlike yeraltındaki sular için de geçerli midir? sorusuna verdiği yanıtta, “Yüzeydeki sular için her zaman bir tehlike vardı, şimdi yeraltındaki sular üzerinde de bu tehlike var. Kuraklık nedeniyle birçok yurttaş su kuyusu yapmaya başladı. Maalesef Kürdistan Bölgesinde yeraltındaki sular korunmamıştır. Yeraltı suları su krizi konusunda endişeler yaşayan gelecek nesiller içindir. Yeraltındaki sular bilimsel tekniklerle kullanılmalı ve savunulmalıdır. Su krizi arttığı için yeraltı sularının depolanması gerekiyor” dite ifade etti.
Amaç Irak’ı zayıflatmak
Rafet’e son olarak İran ve Türkiye’nin suları kapatması sadece kendi sularını koruma meselesi mi yoksa Kürdistan Bölgesi ve Irak için siyasi bir baskı ve cezalandırma mı? diye soruldu. Rafet, “İran ve Türkiye’nin Irak ve Kürdistan Bölgesindeki su kaynakları üzerinde geliştirdikleri projeler sadece siyasi ve ekonomi amaçlı değildir. Şu an her iki devlet de Irak’ı bir pazar gibi görüyor. Kendilerini güçlendirmeye çalışıyorlar. Ne kadar tarım ve sanayi ürünü varsa Irak’ta satma çabası içerisindeler. Baskıların amacı Irak’ı zayıflatmaktır” diye belirtti.
ROJNEWS – IRAK