Altılı masa, anayasa değişikliği önerisini düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Değişiklikte Kürt sorunu vurgusu bulunmazken toplantıda açıklanan metne ‘toplumsal sözleşme taslağı’ denildi
Altılı masa, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem anayasa değişikliği önerisini tamamladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın bir araya geldiği altılı masanın Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem anayasa değişikliği önerisi tanıtım toplantısı, Ankara’da Bilkent Otel’de yaptı.
Tanıtım toplantısında anayasada değişikliği öngörülen maddeler açıklandı. Ancak 84 madde ve 9 başlıkta toplanan değişiklik önerisinde Kürt sorununa dair yapıcı bir çözüm bulunmuyor.
İçişleri Bakanlığı’nın kayyum atama yetkisinin kaldırılacağı öngörülen değişiklikte YÖK’ün kaldırılması ve seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi maddeleri yer aldı.
Taslak metne ilişkin açıklamalar şöyle
Altılı Masa’nın Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu’nun CHP’li Üyesi Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, anayasa değişikliğine dair ilk konuşan isim oldu.
CHP’li Erkek, “28 Şubat 2022 tarihinde yine bu salonda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni imzalayan altı siyasi parti olarak cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada yaşamak, toplumsal barışı ve huzuru sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu, demokratik bir Türkiye inşa etmek için bugün tarihi bir adım daha atıyoruz.” dedi.
Erkek şunları kaydetti:
“28 Şubat tarihiyle mutabakat metnimizi temel alan anayasa değişikliği teklifimizi bugün takdirlerinize sunuyoruz. Yasama, yürütme, yargı, temel hak ve özgürlükler, kamu yönetimi başlıkları altında belirlediğimiz ilkeleri 84 maddede ve 9 başlıkta yaptığımız değişikle anayasal güvenceye kavuşturmayı hedefliyoruz.”
‘Bu önerimiz bir toplumsal sözleşme taslağıdır’
“Bu önerimiz bir toplumsal sözleşme taslağıdır. Bu niteliğine uygun olarak anayasa değişiklik önerimizi demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri doğrultusunda toplumun tüm kesimleri ile müzakere ettikten sonra seçimlerin hemen ardından TBMM’ye sunacağız.”
‘En derin krizi yaşıyoruz’
“Bugün cumhuriyet tarihimizin en derin krizini yaşıyoruz. Ekonomiden adalete, eğitimden sağlığa, özgürlükten güvenliğe akla gelen her alanda yaşanan bu çok yönlü kriz halinin en önemli sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfilik, kural tanımazlık, liyakatsizlik ve yozlaşmadır.”
‘Sorun Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nde’
“Sorun sistemdedir.Sistemle ekonominin doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz. Örneğin bu ucube sistemde Merkez Bankası’nın bağımsız olamayacağını biliyoruz. Sistemle adaletin doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bu ucube sistemde yargının bağımsız olamayacağını biliyoruz. Bu sistemde mahkemede adaletin, gelir dağılımında adaletin, sosyal adaletin ve fırsat adaletinin olamayacağının, adaletin olmadığı yerde de mutluluk olamayacağını biliyoruz. Sistemle adaletin doğrudan bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bu ucube sistemde yargının bağımsız olamayacağını biliyoruz. Bu ucube sistemde mahkemede adaletin, gelir dağılımında adaletin, sosyal adaletin ve fırsat adaletinin olamayacağını; adaletin olmadığı yerde de mutluluk olmayacağını biliyoruz. Bu ucube sistemde üniversitelerin özgür olamayacağını, gençlerin geleceğe güvenle bakamayacağını biliyoruz ve bizler bu ucube sistemden ülkemizi kurtarmak için birlikte çalışıyoruz.”
‘Güçlendirilmiş bir parlamenter sistemi öneriyoruz’
“Aynı zamanda, geçmişin dar kalıplarını da reddediyoruz. 12 Eylül darbe hukukunun yarattığı güçsüz bir parlamenter sistemi değil, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemi öneriyoruz. Önerimizle mevcut tek adam sistemini sona erdirmeyi, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan ve güven veren yeni bir sisteme geçmeyi taahhüt ediyoruz. Önerimizle Anayasal düzenin temeline “insan onurunu” koyuyoruz. İnsan onuru dokunulmazdır ve anayasal düzenin temelidir. Devlet, insan onuruna saygı göstermek ve onu korumakla yükümlüdür.”
Seçim barajı
Komisyonun DEVA Partili üyesi Mustafa Yeneroğlu, “Türkiye otoriter bir anlayışla yürütülmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin demokratları olarak bizlerin çok büyük sorumluluğu bulunuyor. Baskıcı, tek tipçi anlayışa son vermek niyetindeyiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanının milletlerarası sözleşmelerden bir gecede çıkamayacağı bir düzenlemeyi yeni sistemde hayata geçireceklerini belirten Yeneroğlu, yaptıkları düzenlemelere dair, “TBMM’ye giden yolları demokratikleştireceğiz. Seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz. Siyasi partilere yaptırımı gözden geçirecek siyasi parti hürriyetini güçlendireceğiz. 6 milyonu aşan diasporamızın doğrudan temsil edilmesini sağlayacağız” dedi.
KHK yetkisi kaldırılacak
Yeni dönemde “Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” klişesini duymayacaklarını söyleyen Demokrat Partili Serhan Yücel, yeni düzenlemeyle Cumhurbaşkanının parti üyesi olamayacağını söyledi.
Yücel “Cumhurbaşkanı en çok milletvekiline sahip partiye iktidarı kurma görevi verecek. Başbakan ve bakanlarla ilgili Meclis soruşturması açılabilecek. Hükümetin düşürülmesi salt çoğunluk ile yapılacak ve yapıcı güven oyu aranacak. Uzlaşma sağlanmadan mevcut hükümet düşemeyecek. Olağanüstü hal döneminin keyfilik yaratmaması için KHK çıkarma yetkisine son verilmiştir” diye konuştu.
Parti kapatmalar
Komisyonun İYİ Partili Üyesi, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Temel hak ve hürriyetler açısından değişiklik önerilerinin ruhunu yansıtan ilk düzenlemenin başlığa ilişkin olduğunu, Anayasanın ikinci kısmının başlığını “Temel Hak ve Hürriyetler” olarak değiştireceklerini belirtti.
Siyasi partiler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın kapatma davası açabilmesini TBMM’nin iznine bağladıklarını belirten Poyraz atacakları adımları şöyle sıraladı:
“Düşünce, kanaat ve ifade hürriyetini tek bir maddede düzenliyoruz. Hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulamayacağını anayasal ilke olarak belirliyoruz. Bu değişiklik sonucunda ifade hürriyeti, çoğulcu bir demokrasinin gerektirdiği ölçüde genişlemiş olacaktır. Kamuoyunun özgürce oluşmasını ve medyada çoğulculuğun sağlanmasını Devlete bir ödev olarak yükleyerek basın hürriyeti üzerindeki keyfi uygulamalara son veriyoruz.
Kayyumlar ve YÖK
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, “Mutabakat metnindeki hedeflerimizden bir tanesi yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artırılması, yerel yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hâkim kılınması, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarının açıkça belirlenerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son verilmesi idi” dedi.
Yerel yöneticilerin İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılma uygulamasına son verdiklerini belirten Kaya, “Bu durumdaki geçici olarak görevden uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararlarının kamu yararı bulunması şartıyla İçişleri Bakanı’nın talebi üzerine Danıştay tarafından bir ay süre ile verilebileceğini, bu kararın ayda bir Danıştay tarafından gözden geçirilmesini ve nihai olarak bu kararın 6 ayı geçmemesini öngörüyoruz. Merkezi idarenin mahalli idareler üzerindeki idari vesayet yetkisinin amacını Anayasada sınırlı olarak sayarak mahalli idarelerin yetkisini artırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaya, YÖK’e ilişkin, “Yükseköğretimde özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturarak üniversitelerin bilimsel özerkliklerinin yanında, idari ve mali özerkliklerini de anayasal güvence altına almak, Yükseköğretim Kurulu’nu kaldırarak yerine yetkileri koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış, üyelerinin ise demokratik meşruiyet esasına dayanılarak seçildiği üniversiteler arası bir kurul tesis etmek amacı ile Anayasanın 130 ve 131. maddelerinde değişiklik öngördük” dedi.
HABER MERKEZİ