PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunan avukatlardan biri olan Selma Benkhelifa, şuana kadar herhangi bir geri dönüş alamadıklarını söyledi
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 19 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukat görüşü için yapılan tüm başvurular ise yanıtsız kalıyor. PKK Lideriyle görüşme yapmak için dünyanın bir çok yerinden yüzlerce avukat Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunurken, yapılan başvurular da şimdiye kadar yanıtsız kaldı. Görüşme talebinde bulunan avukatlardan Belçika’da yaşayan Selma Benkhelifa, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) raporunu neden yayınlamadığına ve ağır tecrit koşullarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Karar yasa dışı
Abdullah Öcalan ile görüşmenin engellenmesinin politik bir karar olduğunu belirten Benkhelifa, CPT’nin artık harekete geçmesi gerektiğini ekledi. Türkiye’nin 2014’te Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla ve ailesiyle iletişim kurmasını reddettiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından yaptırımlara mahkum edildiğini hatırlatan Benkhelifa, “Abdullah Öcalan, o yıllarda İmralı’da yalnızdı ve daha sonra bu tecridi durdurmak için diğer mahkûmların da orada kalmasına izin verdiler. Şimdi tekrar görüyoruz ki Erdoğan’ın tüm siyaseti genel olarak Kürtlere ve en temelde Öcalan’a yönelik büyük bir şiddeti içeriyor. Bu karar tamamen yasa dışı. CPT, İnsan Hakları Mahkemesi’nin bizzat harekete geçmesi gerekiyor ama görüyoruz ki hiçbir şey yapmıyorlar” ifadelerini kullandı.
Biz Öcalan’ın avukatlarıyız
İmralı ile görüşmek için Türkiye Adalet Bakanlığı’na 350 avukatın gönderdiği mektubun sadece bir dilekçeden ibaret olmadığını belirten Benkhelifa, “Bu gerçek bir mektuptu. O mektup, Avrupa’dan 300’den fazla avukatın, tüm dünyadan 700’den fazla avukatın ‘Biz Öcalan’ın avukatlarıyız ve bir dava açılmasını istiyoruz’ demesiydi. Henüz bir cevap alamadık tabi. Kendi ülkemizdeki otoritelerin karşısında da harekete geçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Mesela ben o mektubun imzacılarındanım ve Belçika’da bir avukatım. Neler olduğunu anlatmak için barom ve hatta Adalet Bakanı ile temasa geçmem gerekiyor. ‘Türkiye’de bir müvekkilim var ve ona ulaşmama izin vermiyorlar’ demeliyim. Fakat bunu tek başıma yaparsam bir etkisi olmaz ama binlerce avukat tüm ülkelerin Adalet Bakanı’na gidip ne olduğunu söylerlerse bir şeyler yapmak zorunda kacaklar.”
Bu bir işkencedir
Abdullah Öcalan’ın sağlığına ilişkin hiçbir bilgiye ulaşamadıklarının altını çizen Benkhelifa, “Karar verdiğimiz bir sonraki adımımız, işkenceyi önleme komitesi olan CPT ile tekrar iletişime geçmek. Çünkü tecrit bir tür işkencedir ve bu işkenceyi önlemenin yollarından biri de avukatların müvekkillerini görmelerini sağlamaktır. Abdullah Öcalan’a işkence yapılıp yapılmadığını şu an için bilmiyoruz. Sağlık durumunu bilmiyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz çünkü onu göremedik, avukatları telefonla bile iletişim kuramıyor. Ona ne olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Bu durum gerçekten derin diktatörlüğün çalışma şeklidir. Çünkü sadece bir diktatörlük devletinde birinden hiçbir haber alınmadan kaybolduğunu görebiliriz” diye belirtti.
Bize umut veriyorsunuz
Abdullah Öcalan’ın ve Kürtlerin kendileri için bir umut olduğunu belirten Benkhelifa, “Kapitalizmin doğayı öldüren, insanı öldüren, kadını öldüren bu ataerkilliğe karşı hiçbir umut yok. Ancak Suriye’de, Kobanê’de, Şengal’deki kardeşlerimiz bize gerçekten umut veriyor. Sizi destekliyoruz çünkü sizden umutluyuz” mesajını verdi.
CPT neyi saklıyor?
Benkhelifa, önceki deneyimlerinden dolayı CPT’nin bir şeyler saklamaya çalıştığını vurgularken, “Yetkililerin saklayacak bir şeyi olmadığında, ‘Bakın biz iyi çalışıyoruz’ derler ama bir şeyler saklamaya çalıştıklarında açıklama yapmaktan kaçarlar. CPT’ye gittiğimiz zaman ilk olarak şunu soracağız; ‘Neyi saklamak zorundasınız? İmralı’ya girmenize izin vermesi için Türkiye ile hiçbir şey açıklamamak üzerine bir tür pazarlık mı yaptınız? Belki öyledir ama biz bile daha çok endişeliyiz. Çünkü her şey yolunda gittiği zaman her şeyin yolunda olduğunu söylemek için bir basın toplantısı yapılırdı. Bu nedenle avukatların Öcalan’a erişebilmesini gerçekten önemli buluyoruz. Bu her şeyden önce yasal bir zorunluluk ama aynı zamanda gerçeği bilmemiz gerekiyor” sözlerine yer verdi.
Haber: Melek Avcı / JinNews-Ankara