Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 922’nci haftasında 28 yıl önce gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ın akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdükleri eylemin 922’ncisini online gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde 30 Kasım 1994’te Mêrdîn’in Midyad ilçesine Mizîzax (Doğançay) köyüne yapılan asker ve korucuların baskında işkenceyle gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmayan Nihat Aydoğan’ın (39) akıbeti soruldu. Açıklamayı gözaltında kaybettirilen Özgür Gündem Gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe okudu.
Devletin gözaltında kaybetmelerle ilgili hakikatleri açığa çıkarma yükümlülüğünü yerine getirmediğine dikkat çeken Tepe, “Artık yeter. Bizim hakikate ve adalete ulaşma hakkımız, siz ‘yokmuş’ gibi davrandığınız için yok olmaz. Haklarımızı tanıma ve hayata geçirme sorumluluğunuzu yerine getirin” çağrısında bulundu.
Ailesinin gözü önünde işkence
Tepe, yaptığı çağrının ardından Nihat Aydoğan’ın kaybedilme sürecini anlattı. Köy baskınından önce Aydoğan’ın gözaltına alındığını ve ağır işkence edildikten sonra serbest bırakıldığını aktaran Tepe, Aydoğan’ın serbest bırakıldıktan sonra güvenlik güçlerinin tehdidi altında olduğunu hatırlattı. Tepe, 30 Kasım 1994’te asker ve köy korucuların, köye yaptığı baskında Aydoğan’ın, eşi ve çocuklarının önünde işkence edildikten sonra elleri ve gözleri bağlı, kanlar içinde gözaltına alınarak önce Midyat Jandarma Karakolu’na, oradan da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürüldüğü dile getirdi. Tepe, Aydoğan’ın o tarihten sonra bir daha kendisinden haber alınamadığını aktardı.
Serbest bırakıldığı iddia edildi
Resmi makamların, Aydoğan’ın gözaltına alındıktan 20 gün sonra nöbetçi savcılığa sevk edildiğini ve ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakıldığını iddia ettiğini söyleyen Tepe, Aydoğan’ın eşinin bir dilekçe ile savcılığa başvurduğunu, savcının da kendisine, “Eşin dağa gitmiştir, bir daha da bu kapıya gelme” dediğini aktardı.
Mezarı nerede?
Uzun yıllar sonra Aydoğan için nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşüldüğünün açığa çıktığını belirten Tepe, Nüfus İdaresi’ne ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, “Jandarma komutanının baskısı sonucunda gerçek olmayan bu bildirimi düzenlemek zorunda kaldım” diye itiraf ettiğini belirtti. Aydoğan ailesinin, bugüne kadar yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz bırakıldığını ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini aktaran Tepe, “Tüm bu gelişmelere rağmen Aydoğan ailesinin ‘Öldüyse mezarı nerede?’ sorusu cevapsız bırakıldı” dedi.
Toplu mezarlar
Aydoğan ailesinin, bölgede açığa çıkan tüm toplu mezarlar için “Nihat Aydoğan’a ait kalıntılar da olabilir” diye girişimlerde bulunduğunu hatırlatan Tepe, ailenin bu girişimiyle dosyayı canlandırmaya çalıştığını belirtti.
Dosya bekliyor
Tepe, sonrasındaki gelişmeleri şöyle aktardı: “Son olarak, içinde Nihat Aydoğan’ın da olduğu Midyat kayıpları ile ilgili İHD aracılığıyla tekrar başvuru yapıldı. Yapılan başvuru üzerine Midyat Savcılığı bir fezleke hazırladı ve bu kişilerin kaybedildiklerine dair bilgi olmadığını iddia ederek, dosyayı kapatılması talebiyle Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün, JİTEM’in varlığı ve işlediği cinayetlerle ilgili 4 Kasım 2021’de basında yer alan röportajının ardından, soruşturma kapsamında ifadesinin alınması talebi ile avukatların yaptığı başvuru, savcılık tarafından kabul edilmedi. Dosya halen açık ancak adliyenin tozlu raflarında bekliyor.”
İSTANBUL