AYM, Wan’da polis tarafından ateşe verilen evde yanarak öldürülen Hediye Ataman’ın yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi
Wan’ın Erdîş ilçesine bağlı Eganis (Çelebibağı) Mahallesi’nde 17 Kasım 2016 tarihinde “İçeride teröristler var” iddiasıyla polis tarafından ateşe verilen evde bulunan Hediye Ataman (43) yanarak can verdi.
Hediye Ataman ile ilgili Erciş Emniyet Müdürlüğü’ndeki görevli polis memurları, hastanedeki görevli hekim ve diğer sağlık görevlileri hakkında, “İşkence, görevi kötüye kullanma”, ” Öldürmeye teşebbüs” suçlamalarıyla yapılan suç duyurusu Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca delil yetersizliği iddiasıyla kapatıldı.
MA’dan Adnan Bilen’in haberine göre bu kararın ardından Avukat Esra Akgün ve Mahmut Kaçan’ın Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvuru 3 yıl sonra sonuçlandı. AYM, yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Kararın detayları
Evde çıkan yangın sonucu Hediye Ataman’ın hayatını kaybetmesi ile ilgili hiçbir soruşturmanın yürütülmediğini, yürütülen tüm soruşturmaların “örgüt üyeliği” suçu isnadıyla yapıldığına dikkat çeken AYM, “Başvurunun soruşturma kapsamında ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delillerin tespit edilmesi gerekliliği bakımından incelenmesinde ise, öncelikle operasyon sırasında gerçekleşen yangın sırasında eşinin yanarak hayatını kaybetmesi şeklindeki bir olayda başvurucunun müşteki sıfatıyla beyanına başvurulmamış olmasının soruşturmanın etkililiğini zedelediği değerlendirilmiştir” dedi.
Adli Tıp raporu eksik
Soruşturma kapsamında ölüm olayını aydınlatabilecek bütün delillerin tespit edilmesi gerekliliğine dikkat çekilen kararda, “Başvuruda tespit edilen bir diğer özensizlik ise, başvuruya konu soruşturma başta olmak üzere başvurucunun evinde yaşanan olaylar hakkında yürütülen hiçbir soruşturmada müteveffanın kesin ölüm nedenini tespit eden bir adli rapor temin edilmemesidir. Otopsi raporunda kesin ölüm nedeninin birtakım incelemelerden sonra tespit edilmesi gerektiğinin belirtildiği, Grup Başkanlığınca da otopsiyi yapan doktor tarafından kesin ölüm nedeninin belirlenmesinin gerektiği, kendilerinin bu tür bir görevi bulunmadığının ifade edildiği hâlde dosya kapsamında kesin ölüm nedeninin tespit edildiğine ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmamıştır” denildi.
Deliller araştırılmadı
Evde bulanan el bombasının polisin envanterinde olup olmadığının araştırılmadığına dikkat çekilen kararda, “Başvurucunun evinde bulunan el bombası piminin incelenmesi sonucu düzenlenen uzmanlık raporunda yalnızca bombanın türü ve menşesine dair bilgiler ile patlamanın bu el bombası nedeniyle meydana geldiğine dair tespitler bulunmaktadır. İncelemeye konu bombanın güvenlik güçlerinin envanterine kayıtlı türlerden olup olmadığı, değil ise incelemeye konu bombanın terör örgütünce kullanılan türlerden olup olmadığı hususlarına dair hiçbir uzmanlık raporu ya da belge bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi.
Polislerin, evden bulundukları yere iki bombanın atıldığına ilişkin söz konusu iddialarının araştırılmadığı belirtilen kararda buna dair hususlar ise şöyle açıklandı:
‘Yaklaşık 5 metrelik uzaklıktan sonra karşı duvar ağaçlık arazi ile depo-tandır evi duvar kenarda da çok sayıda uzun namlulu silah boş kovan bulunduğu’ tespitine yer verilmiştir. Başvuruya konu soruşturma dosyasının incelenmesinden söz konusu kovanların hangi silahtan atıldığına dair bir uzmanlık raporuna rastlanmamıştır.
Olay yeri incelmesini de aynı birim yaptı
Olay yeri incelemesi sırasında evin odasının iç duvarında tespit edilen mermi giriş çıkış deliklerinin sayısı, yönü, niteliklerine dair incelemeye ilişkin raporda bilgi bulunmamasının eksiklik olduğuna dikkat çekilen kararda, “Olay Yeri İncelemesi Biriminin Erciş İlçe Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığı ve esasen ev araması işlemi sırasında ele geçirilecek delillerin muhafaza altına alınması, fotoğraflanması amacıyla olay yerinde bulunduğu olay yeri inceleme raporundan anlaşılmıştır.”
Savcılık soruşturmadı
Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kasten öldürme suçundan yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilirken başvurucunun başka bir soruşturma dosyasında bulunan beyanlarının temini ile yetinildiğine dikkat çekilen kararda son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Başvurucunun eşinin ölümünü çevreleyen koşulların netleştirilmesine yönelik olarak Cumhuriyet Başsavcılığınca bu süreçte esaslı bir işlem yapılmamış olması nedeniyle somut olay bağlamında yaşam hakkının gerektirdiği makul bir süre olarak kabulü mümkün olmamıştır. Tüm bu tespitler doğrultusunda somut olayda yaşam hakkı kapsamındaki etkili ceza soruşturması yürütülmesi yükümlülüğünün gerektirdiği derinlikte ve özende bir ceza soruşturmasının yürütüldüğünü değerlendirmek mümkün değildir.”
Dava tekrar görülecek
AYM, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddia ile güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vererek, yaş hakkının usul boyutunun ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere kararın bir örneğinin Erciş Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi. AYM, ayrıca aileye 90 bin TL tazminat ödenmesine de karar verdi.
WAN