Meclis’te bütçe görüşmelerine dikkati çeken mazbatası verilmeyen Tuşba Belediye Eşbaşkanı Ayşe Mina, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin önemine dikkat çekti
Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz artan işsizlik oranları ile kadınların ucuz iş gücü ve güvencesiz koşullarda çalıştırılırken, binlercesi ise kayıt dışı sömürülüyor. Kurdistan’da 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde birçok belediyeyi kazanan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) eşbaşkanlık sistemini hayata geçirerek eşit temsiliyet ile yüzlerce kadına iş imkanı sundu. Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında açtığı yaşam merkezleri ve kooperatiflerde kadınlara yer verdi. Bir süre sonra belediyelere atanan kayyumlar, kadınların kazanımlarını hedef aldı.
Bir yandan kayyumlar diğer yandan iktidarın kadına yönelik politikalarının sonucu olarak kadın yoksulluğu ve işsizliği artarken kadına yönelik bir bütçe ise yok. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin oluşturulması, kadın yoksulluğunun ortadan kaldırılması için çalışma yürüten HDP Kadın Meclisi konuya dikkat çekmek için geçtiğimiz günlerde “Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçe Çalıştayı” gerçekleştirdi.
Bütçe görüşmeleri
Çalıştaya katılan Tuşba Belediye Eşbaşkanı olarak seçilmesine rağmen mazbatası verilmeyen Ayşe Minaz, çalıştayda “Yerel yönetimler adına bütçe nasıl olur, Sistem belediyeciliği bütçeyi nasıl yapar, eşbaşkanlık sisteminde bütçe nasıldır” ekseninde tartışmaların yapıldığını belirtti. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçeyi sadece belediyelerde değil, hayatın bütün alanlarında, bütün mekanizmalarında önemsediklerini belirten Minaz, Meclis’te görüşülen bütçe görüşmelerine vurgu yaptı.
‘Bütçe savaşa gidiyor’
Bütçe tartışmalarının toplumda yaşayan bütün kesimlerin bir araya gerek kendi ihtiyaçlarını belirleme noktasında bir temsiliyetle yapılması gerektiğini ifade eden Minaz, “Ama maalesef Türkiye güvenlikçi politikalarından kaynaklı bütçeye hiç kimseyi dahil etmiyor. Sadece politikalarına, özel emellerine bütçeyi ayırıyor. Biz kadınların tam da bu noktada itirazı var. ‘Hayır bütçe bizim, bizim hakkımız, bir vatandaş olarak da en temel hakkımız’. Biz kendimize ait düşen bütçeyi talep ediyoruz. Kayyımların kentte dönük, kadına dönük yapabilecekleri hizmetler olmadığından eminiz. Ancak bütçe temel bir haktır. Bütçeyi hiç kimse, bizim hakkımız olan bütçeyi hiç kimse çar çur edemez” ifadelerini kullandı.
Eşbaşkanlık sisteminin önemi
Belediyelere atanan kayyumlara da değinen Minaz, “Belediyelerimize kayyımlar atanmamış olsaydı, kentlerimizi eşbaşkanlık sistemiyle yönetebilseydik, bütçenin ne kadar şeffaf yapılması gerektiğini, toplumsal bir açıklıkla gösterirdik. Bütçe görüşmelerini her gün bir sokakta, bir mahallede, ya da bir ilçede toplantılar alarak hazırlardık. Kentin sorunlarını bilmeden ya da gerçeklik algımızı yitirdiğimizde çözüm odaklı yaklaşamayız. Topluma gittiğimizde kimin neye ihtiyacı var. Bir yoksullaşma durumu söz konusu ve derin bir yoksulluk var. Bu derin yoksulluk kavramı her alanı ciddi anlamda meşgul ettiği gibi yerel yönetimler bütçesini de meşgul ediyor. Tam da bu noktada yerel yönetimler devreye giriyor, eşbaşkanlık sisteminin, eşit temsiliyetin ne kadar önemli olduğu devreye giriyor. Burada halkla içi içe gençlerin, kadınların talepleri toplumsal yapının refahı için bütçe belirlerdik” şeklinde konuştu.
‘Temel hizmetlere erişim yok’
Kayyumlarla birlikte kadının rengi tamamıyla susturulduğuna vurgu yapan Minaz, “Kadın yaşam merkezleri, kadın sığınma evleri, şiddet istasyonları, kooperatifler, kadın dernekleri kapatıldı. Kayyımlar hala 1950’lerdeki yol, kanalizasyon yapımında. Bunlar elbette önemli ancak topluma yönelik, kadın, gençlik ve diğer kesimlere dönük bir çalışma yok. Bütçe o kadar farklı kanallara aktarılmış ki; hala temel hizmetlere dahi erişim yok” değerlendirmesi yaptı.
Zelal Tunç / JinNews-WAN