Bütçe görüşmelerinde İçişleri Bakanı Soylu’yu eleştiren HDP’li Kerestecioğlu, Soylu döneminde yaşanan saldırı ve patlamaları hatırlattı. Taksim saldırısını da hatırlatan Kerestecioğlu, ‘Kimse size inanmıyor’ dedi
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığının 2023 yılı bütçesi görüşmeleri devam ediyor. Komisyonda Halkların Demokratik Partisi (HDP) adına ilk olarak Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu söz aldı.
Soylu’nun daha önce TRT’de katıldığı bir programda, “Ben ömrümde bir tek güvenlik makalesi okumamış bir adamım. Okumadım yani. Ben İçişleri Bakanlığı ile ilgili bir şey biliyorum dersem yanlış olur” açıklamalarını hatırlatarak, “Haklısınız! Gerçekten kendini bilmek gibi irfan olamaz. Ama kendini bilen kişi neden burada oturur, işte soru işareti o” diye konuştu.
Soylu’nun İçişleri Bakanı olduğu dönemde 7 ölümlü saldırı ve patlamada 100 kişinin, tüm AKP iktidarı süresince de 36 saldırı ve patlamanın gerçekleştiği; en az 527 kişinin öldüğünü aktaran Kerestecioğlu, “Zaten bu sayılanlardan bir tanesi bile yaşansa sorumlu bakan istifa ederdi. Güvenlik makalesi okumamışsınız ancak ‘toplumun duygularını kontrol ederek yönetmek’ üzerine okumuşsunuz belli ki. En iyi bildiğiniz şey yurttaşları korkutmak, öfkelendirmek, ayrıştırmak” şeklinde konuştu.
Soylu’nun uyuşturucuyla mücadele adı altında yaptığı “Uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir, biz de haftada 3-5 bin torbacı yakalıyoruz” sözlerini hatırlatan Kerestecioğlu şöyle devam etti:
“Kendi beyanlarınız uyuşturucu satışının tüm ülkeye nasıl yayıldığının ve sizin mücadele etmediğinizin göstergesi aslında. Yakaladığınız bu torbacıların da çoğu; bedava uyuşturucu verilerek bağımlı hale getirildikten sonra uyuşturucu satıcısı yapılan yoksul aile çocukları. Aslında gerçekten mücadele etmek isteseniz iş kolay; eminim sadece sizinle fotoğraf çektiren baronları bile yakalamanız yeterli olacaktır. Mersin Limanında 2017’den bugüne en az 11 ton uyuşturucu madde, 1 milyon 200 bin uyuşturucu hap yakalandı. Alıcılar, adres, iletişim tutanakları belli ama failler bir türlü ortaya çıkarılmıyor. 5 Ekim’de neredeyse 49 kilo kokain yakalandı. Sürekli uyuşturucu yakalanıyor limanlardan ama bu uyuşturucuların ne yapıldığına dair de halk bilgi sahibi değil. Ülke tüm dünya mafyasının üssüne dönüşmüş durumda. Uyuşturucu, para ve silah trafiğinin yönetildiği uluslararası mafya hesaplaşmaları Türkiye’de gerçekleştiriliyor.”
Patlama günü İdlib’te ne işiniz var?
Soylu’nun komisyonda bir kez daha tekrarladığı “Teröristleri ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz” açıklamasına da atıfta bulunan Kerestecioğlu, “Son ‘500 kaldı, 300 kaldı’ derken, en son ‘120 terörist kaldı’ diye açıklama yapıyorsunuz. Ancak İstanbul’un en merkezi noktasındaki bombalı saldırıyı önleyemiyorsunuz. Taksim’de patlamanın olduğu gün İdlib’tesiniz! Hangi ülkenin İçişleri Bakanısınız? İdlib ve Afrin ilhak edildi, Türkiye’nin 82’nci vilayeti oldu da bizim mi haberimiz yok? Suriye’nin İçişleri Bakanı bizim topraklarımızda gezip dolaşsa, konut dağıtsa, orayı burayı ziyaret etse, tutumumuz ne olur?” diye sordu.
Taksim patlaması
Kerestecioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yakalanan zanlı için önce PKK/YPG öldürecekti diyorsunuz, sonra Yunanistan’a kaçıracaklardı diyorsunuz! ABD’nin taziyesini kabul etmem diyorsunuz. O sırada Cumhurbaşkanı ABD Başkanıyla görüşmede. CIA ve Rusya Ankarada MİT ev sahipliğinde nükleer silah kullanımına ilişkin riskleri ele alıyor, Rusya’da tutulan Amerikan vatandaşları hakkında görüşülüyor. Yani iç politikadaki kifayetsiz muhterislik yetmiyor; dış politikayı da karıştırayım, zihinleri bulandırayım da ‘aman nasılsa kimse sorgulamaz’ halindesiniz. Ama sorguluyor insanlar: İstihbarat eğitimi almış dediğiniz saldırganın yakalanma anındaki ürkek tavırlarını, böylesi bir saldırı sonrası neden evine gittiğini, saldırı anında üstünde olan kıyafetleri neden kapıya bıraktığını, komşusunun dediği gibi 1 yıl önce mi geldiğini yoksa iktidarın açıkladığı gibi 4 ay önce Afrin’den mi geldiğini, iktidar sözcüsü Abdülkadir Selvi’nin ‘katliamın planlayıcısı’ dediği Ammar Jarkas, ÖSO taraftarı olduğunu gizlemezken fail şüphelisi olarak Türkiye’nin şimdiye kadar destek verdiği, ancak Esad’la yeniden diyalog kurulması halinde devre dışı kalması muhtemel grupların neden hiç adının anılmadığını merak ediyor. ‘Afrin, 2018’den beri Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte Türkiye’nin kontrolünde olan bir bölge. İdlib ise HTŞ’nin kontrolü altında. Hem ÖSO hem HTŞ, Kürt grupları ile çatışma halinde. Kobani’den yola çıkan birinin Afrin üzerinden geçmek istemesi çok riskli değil mi’ diye sorguluyor. Patlamadan sonra polis Şişhane’de şüpheli bulduğu İrem Esendemir isimli yurttaşı bacağından ve göğsünden vurdu. Olayla alakası olmadığı anlaşılan bu kadın neyse ki hayatta. Kendisine acil şifalar diliyorum. Herhangi bir yandaş medya kanalında İrem Esendemir’e ait bir haber görebilir misiniz? Bir kadını durduk yere az kalsın öldürecek olan kolluk güçleri hesap verecek mi?”
‘Biraz destekli uçsanız’
“Güvenlik makalesi okumadığınızı gösteren bir başka olay da Mersin’deki saldırıydı. Polis merkezine saldıranların Münbiç’ten Tarsus’a motorlu paraşütle 12-13 saatte uçarak geldiklerini iddia etmiştiniz. Keşke siz de biraz daha destekli uçsanız! Zira bahsettiğiniz paramotorların havada kalma süresi 2-3 saat. Saldırganın kimliğini de yanlış açıkladıktan sonra, bilgiyi taksi şoföründen aldığını söyleyen bir Bakan olarak, bir uzmana danışmak da aklınıza gelmemiş anlaşılan. İstiklal Caddesi’ndeki patlamadan sonra insanlar neler yazıyordu biliyor musunuz: ‘Seçim çalışmalarını başlattılar’, ‘Herkes aynı şeyi düşünüyor, kimse yazamıyor’, ‘Umarım başlangıç değildir ve arkası gelmez’. Kimse olaydan sonra yaptığınız açıklamalara da inanmıyordu.”
ANKARA