‘Özel yetkili mahkemeleri kaldırdık’ diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a tepki gösteren HDP Milletvekili Züleyha Gülüm: Mahkemeleriniz DGM’lere, özel yetkili mahkemelere rahmet okutuyor
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı bütçesinin görüşmelerinde konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Bakan Bekir Bozdağ’ın, “Temel hak ve hürriyetleri güçlendirdik” sözlerine yanıt verdi.
Bakan Bozdağ, bütçe görüşmelerinde yaptığı sunumda, “Basım, yayım ve ifade hürriyetini tahkim etmek maksadıyla kanuna uygun şekilde basım işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçlarının suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemeyeceğini ve işletilmekten alıkonulmasını Anayasa hükmüyle yasakladık” iddiasında bulundu.
Hangi adalet?
HDP’li Gülüm, Bozdağ’ın iddialarının aksine Türkiye’ye temel hak ve hürriyetler ile yaşama hakkının yok sayıldığını belirterek, “Çocukların panzerler tarafından öldürüldüğü, öldürenlerin cezasızlıkla ödüllendirildiği bir ülkede yaşıyoruz. Kadınların katledildiği, yine benzer, erkeklerin korunduğu bir ülkede yaşıyoruz. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, ifade özgürlüğü, örgütlenme hakkından bahsediliyor; tümüyle sadece adının kaldığı, kendisinin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. ‘Kişisel verilerin korunması anayasal hak hâline geldi’ diyorsunuz ama sadece iktidar ve yandaşlarının suçlarını örtbas etmek için kullanılan bir anayasal hak hâline gelmiş durumda” dedi.
Gazeteciler rehin
Bozdağ’ın “Basın hürriyeti” ile ilgili açıklamalarına değinen Gülüm, sözlerini şöyle sürdürdü: “Basın araçlarına artık el konulamadığından bahsediyorsunuz; yerler basılıyor, bürolar basılıyor, bütün aletlere el konuluyor ve basın çalışanlarının, özgür basın emekçilerinin tutuklandığı bir ülkede yaşıyoruz, artık aletlerine değil kendilerine el konuluyor, kendileri rehin alınıyor.”
Yargı bağımsızlığı!
Yargı bağımsızlığının olmadığını vurgulayan Gülüm, “Biz unuttuk, unutturdunuz, sayenizde yargının bağımsız ve tarafsızlığına dair bir şey kalmadı aklımızda, topluma bir dönün bakın, sizin yandaşlarınız dışında yargı bağımsızlığına inanan yok çünkü bağımsızlık sadece size ve yandaşlarınıza geçerli. ‘DGM ve özel yetkili mahkemeleri kaldırdık’ diyorsunuz ya, şu anki mahkemeleriniz DGM’lere, özel yetkili mahkemelere rahmet okutuyor, neredeyse onları arar hâle geldik. Şebnem Korur Fincancı’yı ‘İddialar araştırılsın’ dediği için, mesleğinin temsil ettiği kurumun görevini yerine getirdiği için tutuklattınız, üstelik de bir linç ortamında tutuklattınız” şeklinde konuştu.
‘Cezaevleri ölüm evlerine döndü’
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek, “Cezaevleri ölüm evlerine döndü” diyen Gülüm, “Düşman hukukunu aşan uygulamalarla karşı karşıyayız, hasta mahpuslar ölüme yollanıyor, hamile kadınlar tutuklanıyor, tedaviler yapılmıyor, çıplak arama, kelepçeli muayene, fiziksel şiddet, odaların sürekli arama adı altında talan edilmesi, savunma evraklarına dahi el konulması, tüm yasal hakların yok sayılması, keyfî sürgünler, ailelerden uzak cezaevlerinde tutma, bir sürü uygulama sizin uygulamanız. Yetmiyor, yetmiyor, gerçekten yetmiyor size, içiniz mi soğumuyor ne oluyor; idare ve gözlem kurulu kararlarıyla infazları yakıyorsunuz, istiyorsunuz ki şu cezaevine girenlerin hiçbiri bir daha çıkmasın oralardan. Cezaevinde yaşananları, hak gasplarını kamuoyuna duyurmak isteyen tutuklu yakınlarını, anneleri ise gözaltına işkenceyle alıyorsunuz. Çocuklarına işkence yetmiyor, diyorsunuz ki: Size de işkence yapacağız, siz de sesinizi çıkaramayacaksınız. Sorunlarını çözme yönteminiz ise yeni cezaevleri yapmaktan geçiyor, gerçekten tebrik etmek gerekiyor” diye konuştu.
Kadın cinayetleri
Ülkedeki adaletsizlikten en çok kadınların nasibini aldığını söyleyen Gülüm, şöyle devam etti: “Kadın cinayetleri artarak devam ediyor, çocuk istismarları, kadına yönelik şiddet almış başını gidiyor, 6284 sayılı Yasa etkin uygulanmıyor, koruma kararları etkisizlik, cezasızlık politikası had safhaya varmış, etkili uygulama hak getire, siz bir de diyorsunuz ki: İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıyoruz, vallahi de korumayacağız sizi. Aileye, erkeğe mahkûm etmeye çalışıyorsunuz kadınları, erkek şiddetiyle, erkek devleti şiddetiyle yaşamaya mecbur bırakıyorsunuz.”
ANKARA