Çukurova’da oluşturulan bir polis ekibinin ailelerden çocuklarını ‘bağımsız koğuşlar’ için ‘ikna’ etmelerini istedikleri öğrenildi
Cezaevlerinde tutuklara pişmanlık dayatmasının ardında bu kez ailelere de “bağımsız koğuş” adı altında baskı yapılıyor. Çukurova Tutuklu Aileleriyle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) yöneticisi Ergin Altuntaş, Tarsus, Elbistan ve Antalya cezaevlerinde yaşanan baskıları ve hak ihlallerini anlattı. Altuntaş, cezaevlerinde yaşananların yanı sıra cezaevlerindeki gözlem kurulunun bir benzerinin de dışarı da aileler için kurulduğunu belirterek, polisten oluşan bir ekibin tutuklu yakınlarının evlerine giderek, ailelere baskı kurduklarını aktardı.
Tecrit sadece fiziksel değil
MA’dan Mukadder Akyol’a konuşan Altuntaş, ilk olarak İmralı Cezaevi’nde yaşanan tecritte de değinerek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 19 aydır haber alınamadığını ve buna en son 6 aylık bir disiplin cezasının eklendiğini ve tecridinin sadece fiziki olarak ele alınmaması gerektiğini vurguladı. Halkın önemsediği bir düşüncenin, ideolojinin halka ulaşmamasının da bir tecrit olduğunu söyleyen Altuntaş, İmralı’da uygulanan tecridin diğer cezaevlerine yayıldığını söyledi.
Her biri başka cezaevine gönderildi
Cezaevlerinde siyasi tutuklulara yönelik idare baskısının her geçen gün farklı yöntemlerle arttığını kaydeden Altuntaş, “Elbistan Cezaevi’nde sadece siyasi tutuklular değil, adli tutuklular da ciddi sorunlar yaşıyor. Son döneme Elbistan Cezaevi boşaltıldı, 4 siyasi tutuklu dışında tüm siyasi tutuklular farklı cezaevlerine sürgün edildi, kalan 4 kişi de müebbet cezası almış ve tahliyelerine az bir süre kalmış tutuklular. Su sıkıntısı yaşanıyor, sağlığa erişim hakkı tanınmıyor, sürgünler oluyor, darp ediliyorlar” dedi.
Tek bir tutuklu bile tahliye edilmiyor
Tarsus Cezaevi’nden gelen ihlalleri anlatan Altuntaş, “Son yıllara baktığımızda Ceza İnfaz Kurumu’na bağlı kuruldan geçerek tahliye olabilmiş tek tutuklu bile yok. Birçok tutuklu kurula takılmış ve keyfi uygulamalarla bu olağan hale gelmiş durumda. Gözlem kurullarının tutuklular üzerindeki baskısı itirafçılık ya da bağımsız koğuş dayatması yönünde. Tutukluların buna karşı göstermiş olduğu direniş, idareyi daha da saldırgan hale getiriyor ve Tarsus Cezaevi bir bütünen sürgün yerine dönüşmüş durumda” diye belirtti.
İşkence ediliyor
Tarsus Cezaevi’nden 100’e yakın tutuklunun Ereğli ve Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edildiğini belirten Altuntaş, “Bu sürgünler esnasında darp, işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları bilgisi geliyor” dedi. Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden tutukların aileleri aracılığıyla aktardıkları bilgileri de paylaşan Altuntaş, “Antalya ve Ereğli cezaevine sürgün edilen tutukluların tümü ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar. Bu cezaevleri işkence merkezlerine dönmüş durumda” dedi.
Özel ekipler kurulmuş
Altuntaş, Mersin’de polisten oluşan bir ekibin siyasi tutukluların ailelerinin evlerine gittiğini ve bu ekibin ailelerden tutuklu olan yakınlarını “ikna etmelerini” istediğini aktardı. Altuntaş, kurulan “özel ekibe” dair şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz günlerde Çukurova TUAY-DER olarak, tutuklu aileleriyle yapacağımız etkinlik öncesi aileleri ziyaret ettiğimizde, birçok aile valilik bünyesinde oluşturulan bir ekibin (polislerin) evlerine geldiğini aktardı. Bu ekip, valilik tarafından oluşturulmuş. Mersin’de siyasi tutukluların ailelilerinin evine gidip çocuklarına bağımsız koğuşlarına geçmeleri yönünde ikna etmelerini, bunun karşılığında da ailelere iş ve ekonomik destekte bulunacaklarını söylemişler. Bu ekibin cezaevindeki gözlem kurulundan bağımsız olmadığını düşünüyoruz. Ailelere psikolojik baskı uygulanmakta. Uluslararası sözleşmelerde bile kişinin işlediği ‘suç’ sadece kendisiyle bağlantılı ve şahsidir. Ama ne yazık bu ülkede toplum bir bütün olarak dizayn edilmeye çalışılıyor ve hem tutuklular hem de aileler cezalandırılmak isteniyor. ”
Altuntaş, ailere ve topluma yaşananlara karşı duyarlılık çağrısı yaptı.
HABER MERKEZİ