Uluslararası sözleşme ve anlaşmalarda savaşta dahi kimyasal silahların kullanması yasaktır. Kullanılması insanlığa karşı suç ve savaş suçu olarak tanımlanıyor.
Ortaya çıkan veriler Türkiye’nin Başurê Kürdistan’da HPG’ye karşı kimyasal silah kullandığıdır. AKP iktidarı ortaya çıkan verilerin incelemeye tabi tutulmasına en üst düzeyde tepki veriyor, incelemeye dair tüm tepki ve talepleri linçe tabi tutuyor.
Konuya yönelik diğer bir husus ise kimyasal saldırıda KDP’nin sergilediği tutumdur. KDP’nin tutumu gündemde ve sorgulanıyor, daha fazla sorgulanması gerekiyor.
KDP’nin ve Başurê Kürdistan hükümetinin ortaya koyması gereken tutum yerel ve uluslararası alanda sorumlu kuruluşları, örgütleri ve uzman heyetleri inceleme yapmalarına davet etmeleriydi ve etmeleridir.
Bırakalım davet etmeyi, inceleme için giden heyetler dahi KDP tarafından engellendi. Bu engelleyici ve perdeleyici tutumun daha fazla sorgulanması gerekiyor.
KDP’nin tutumu sırf heyetleri davet etmeme ve gidip inceleme yapmak isteyen heyetleri engellemeyle sınırlı bir tutum değil.
26 Nisan 2022 tarihinde KDP’ye bağlı Kurdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi (KDP Asayişi) büyük bir şovla Duhok’ta kimyasal silahlara karşı korucu nitelikte olan 1200 gaz maskesini ele geçirdiğini ve bu maskelerin HPG’ye götürülmek üzereyken ele geçirdiğini bir basın açıklamasıyla kamuoyuna servis etti.
KDP’ye bağlı bilumum basın bunu günlerce gündemde tuttu, manşetlerden verdi. Bir taraftan yaptıkları kıyağın AKP-MHP iktidarı tarafından görülmesi yönünde hummalı bir çırpınış, diğer taraftan ise, “Biz saldırınız için gerekli alt yapıyı hazırladık, kimyasala karşı tedbirleri boşa çıkarıyoruz, buyurun hareket geçin”e yönelik bir mesaj.
Hangi güç olursa olsun, konumu ve niteliği ne olursa olsun, kimyasal saldırıya karşı kendini koruma, koruma tedbirlerine başvurması doğal olması yanında, uluslararası sözleşmelerde de yeri olan bir haktır. KDP’nin bir Kürt gücüne karşı sömürgeci Türk devletinin kimyasal silah saldırısına desteği ve hevesi Kürt tarih gerçeğinde siyasi, politik, ahlaki değerler bileşkesinde tam bir kırılma noktası.
KDP’nin pozisyonunu es geçme, görmemezlikten gelme, hatta üstünü örtmeye yönelik her bir davranış, Kürt halkının tarihi acılarına ve özgürlük uğrundaki mücadelesine büyük bir haksızlık sergilemiş olacak.
Kimyasal silah saldırısında yaşamını yitiren binlerce Kürdün cenazesi Halepçe mezarlığında. Halepçe Müzesi’nde künyeleri var, anıları var. Mezarlık ve müze Kürtlerin derin tarih acısı ve aynı zamanda hafızası ve kimyasal saldırıya karşı ortaya konulması gereken tutumun da kılavuzu. Halkımızın, insanlarımızın, doğamızın, doğamızdaki canlı cansız varlıkların kimyasal saldırıya maruz kalması durumunda alarma işaret eden bir kılavuz.
AKP-MHP iktidarının gerçekleştirdiği kimyasal saldırıya ve saldırı işbirliğine karşı güçlü bir tutum sergilemek hem temel bir sorumluluk ve aynı zamanda Halepçe’nin acısına ve kimyasal saldırı şehitlerine saygının bir ifadesidir.