İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün açıklamasına göre, Türkiye’nin Fırat’ın suyunu kesmesi nedeniyle Kuzey ve Doğu Suriye’de kolera yayılıyor. Özerk Yönetim kesintilerden dolayı 9 milyon insanın yaşamının tehlikede olduğunu vurgulamıştı
Türkiye’nin Fırat Nehri’nin suyunu kesmesi nedeniyle Kuzey ve Doğu Suriye’de hastalıklar da yayılıyor. Duruma dikkat çekmek için İnsan Hakları izleme Örgütü (HRW) bir rapor yayınladı.
Rapora göre, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Rakka, Hesekê, Dêrazor gibi kentlerinde kolera salgını ortaya çıktı.
HRW tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin su yollarını kapaması nedeniyle Kuzey ve Doğu Suriye’de kritik bir su kaynağı olan Elok istasyonundan bölgelere su aktarılamadığı belirtildi.
Açıklamaya göre Suriye hükümeti ise çatışmaları bahane ederek insani yardımları engelliyor.
Sağlıklı suya ve ilaçlara erişimin kısıtlanması nedeniyle bölgede kolera hastalığı da yayılıyor.
HRW’den Türkiye’ye çağrı
Duruma ilişkin konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu Direktör Yardımcısı Adam Coogle, “Ülkenin özellikle kuzeydoğusundaki şiddetli su sorunları derhal çözülmezse, bu yıkıcı kolera salgını Suriyelileri etkileyen son su kaynaklı hastalık olmayacak. Türkiye, Suriye’deki su krizini kötüleştirmeye son verebilecek durumda olup buna derhal son vermelidir” dedi.
Kolera nedeniyle 81 ölüm
Suriye Sağlık Bakanlığı, 10 Eylül 2022 tarihinde kolera salgını olduğunu ilan etmiş, BM’nin eski insani yardım koordinatörü Imran Riza da salgını “Suriye halkı ve tüm Ortadoğu bölgesi için ciddi bir tehdit” olarak nitelendirmişti.
1 Kasım itibariyle, Dünya Sağlık Örgütü, Suriye’de koleradan 81 ölüm ve 24,000’den fazla şüpheli vaka kaydetmişti. Kolera, ilgili tarihten bu yana birçok krize maruz kalan Lübnan’a da yayıldı.
5 milyondan fazla insan suya ihtiyaç duyuyor
2020’nin sonlarından bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’yi en belirgin şekilde etkileyen ağır su krizinin en büyük etkeni Suriye’de beş milyondan fazla insanın su ihtiyacını doğrudan karşılayan Fırat nehrinin Türkiye’deki bölümünden akışının durdurulması.
Su seviyeleri düştü
HRW’ye göre bu durum sudaki kirletici madde yoğunluğunun artmasına neden olarak hastalığın yayılmasına neden oluyor. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından Haziran 2021’de yayınlanan bir rapora göre, Fırat’ın batı kıyısındaki 73 su istasyonundan 54’ü kritik derecede düşük su seviyelerinden önemli ölçüde etkilendi.
Anlaşma ihlal ediliyor
HRW açıklamasında Fırat Nehri’nin Suriye’deki bölümüne su akışı ile ilgili 1987’de Ankara ve Şam arasında yapılan anlaşmanın öngördüğü 500 metreküpün çok altında kaldığını vurgulayarak, Türkiye’nin bu anlaşmayı ihlal ettiğini de açıkladı.
Türkiye ise bu iddialar karşısında geçtiğimiz yıl, kendisinin de su kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu iddia ederek, azalan su seviyelerine ilişkin sorumluluğunu reddetmişti. Ancak, bağımsız kuruluşlarca hazırlanan bir raporda, Ocak ve Mayıs 2021 tarihleri arasında Atatürk Barajı’ndaki su seviyesinin yükseldiği tespitinde bulundu.
Türkiye kıyıdaş ülkelere danışmalı
HRW, 1987 yılında imzalanan anlaşmayı hatırlatarak Türkiye’nin ekonomik program hazırlarken komşu ülkelere danışması gerektiğini vurguladı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı;
“Paylaşılan suların kullanımı çeşitli evrensel ilkelerle düzenlenmektedir. Bu ilkeler arasında su kaynaklarının adil ve makul paylaşımı, kıyıdaş devletlere önemli zarar vermeme yükümlülüğü ve ilgili herhangi bir ekonomik faaliyet planlanırken kıyıdaş devletlere bildirimde bulunma ve onlara danışma genel ödevi yer almaktadır.”
İnsanlar su tankerlerine bağımlı hale geldi
İlk olarak 2019’da yapılan Türkiye’nin bölgeye yönelik operasyonları sırasında hasar gören istasyondaki su arzı büyük ölçüde azaldı ve defalarca kesintiye uğradı. Bu da Hesekê’de yaşayan insanları pahalı ve güvenilir olmayan özel su tankerlerine bağımlı hale getirdi.
Su istasyonu 2 ay çalışmadı
Duruma ilişkin rapor sunan üç insani yardım görevlisi, istasyonun tamir ihtiyacı ve tamir ekiplerinin Elok istasyonuna düzenli erişiminin olmaması nedeniyle istasyonun işlevselliğinin azalmaya başladığını, sık sık kesintiler yaşandığını belirtti.
Tamir işlemleri, tüm tarafların onayını gerektiriyor. 25 Ekim’de BM Suriye Özel Temsilcisi, Elok su istasyonunun 11 Ağustos ile 20 Ekim tarihleri arasında faaliyet dışı olduğunu belirtti.
Şam ablukası
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yardım ulaştırılmasına Şam hükümeti tarafından uzun süredir uygulanan bir amborga da mevcut. Bu durum hastalıkların yayılmasına da neden oluyor.
Bir yardım görevlisi, “Tüm üyelerinin hasta olduğu aileler geliyor, sağlık tesisleri aşırı kalabalık, insanlar yerlerde yatıyor” dedi. Görevli, BM kuruluşlarının Şam’dan antibiyotik ve serum sıvıları da dahil olmak üzere tıbbi malzeme gönderme sözü vermesine rağmen, salgının ilan edilmesinden bir ay sonra, 7 Ekim itibariyle hiçbir malzemenin gelmediğini belirtti. “Gelecek hafta, gelecek hafta deyip duruyorlar, biz bunu anlamıyoruz” dedi.
Görevli, Covid-19 salgınının ilk günlerine atıfta bulunarak “Bir keresinde, bize söz verilen tıbbi malzemeler bir yıl boyunca gecikti, yani malzemeler bize ulaştığında son kullanma tarihlerine bir ay kalmıştı” dedi.
ANHA görüntülemişti
Bu arada bölgede haber yapan Hawar Haber Ajansı (AHNA) da Fırat Nehri üzerinde Suriye’nin ikinci büyük barajı olan Rojava Barajı’nın (Teşrin) görüntülerini çekmiş, görüntüler yaşanan çekilmenin boyutunu gözler önüne sermişti.
Fırat suyunu Türkiye yıllardır Suriyelilere karşı bir silah olarak kullanıyor ve Irak ile Suriye’ye giden suyu büyük oranda kesiyor.
Suyun bu düzeyde eksilmesinin olumsuz etkilerinden biri de elektrik üretiminin düşmesi. Dahası Fırat Nehri kıyılarında ekilen tarım arazilerinin sayısı azalıyor.
Kuzey ve Doğu Özerk Yönetimi, daha önce yaptığı açıklamalarda Türk devletinin Fırat Nehri suyunu kesmesinin bölgede insani krizlere neden olacağı konusunda uyarılarda bulunarak, bunun nehre yakın bölgelerde yaşayan 9 milyon Suriyelinin yaşamını tehlikeye atacağını belirtmişti.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Barajlar Yönetimi ise uluslararası toplum ve insan hakları örgütlerine, Türk devletinin provokatif hareketlerini durdurması çağrısını yapmıştı.
Hesekê Kantonu Su Müdürlüğü de Cuma günü yaptığı açıklamada Türkiye’nin Ağustos’ta Elok İstasyonu suyunu tamamen kestiğini duyurdu. Açıklamada, “Uluslararası ve insani kanunlara göre suyun kesilmesi savaş suçudur” denildi.
Irak Cumhurbaşkanı’ndan tepki
Öte yandan geçtiğimiz günlerde açıklamlarda bulunan Iraklı yetkililer de su sıkıntısına dikkati çekmişti. Irak Cumhurbaşkanı Latif Reşid, Bağdat’ta düzenlediği halka açık bir toplantıda “Cumhurbaşkanı olarak, su sorununu çözmek ve Irak’taki su durumunu iyileştirmek için tüm eylemleri desteklemeye hazırım” diye belirtmişti.
Latif Reşid, Arap Ülkeleri Zirvesinde ise Türkiye ve İran’ın su kesintisinin Irak’ın su güvenliğine tehdit oluşturduğunu ve Irak’taki su seviyesinin düşmesine neden olduğunu söylemişti.
HABER MERKEZİ