Birçok ülkeden onlarca kadının katılımıyla gerçekleşen 2’nci Uluslararası Kadın Konferansı devam ediyor. Kadınlar 8 başlıkta sorunlarını tartışıyor
Kadınlar Geleceğini Örüyor Ağı tarafından “Bizim Devrimimiz: Yaşamı Özgürleştirmek” sloganıyla gerçekleştirilen 2’nci Uluslararası Kadın Konferansı ikinci gününde Almanya’nın başkenti Berlin’de devam ediyor.
Dün başlayan ve 8 başlık altında tartışma yürüten konferansta kadınlar yaptıkları atölyelerde, zorunlu göçe karşı direniş, stratejik bir mücadele olarak kadın özgürlüğü, sağlık, ekonomi, ekoloji, dil ve kültürün korunması, faşizm karşıtı cephenin kurulması ve eğitim konularını tartıştı.
41 ülkeden onlarca kadın
41 ülkeden katılımcının katıldığı konferansta zorunlu göç başlığı atölyesinde, zorunlu göçe karşı ulus devletlerin çizdiği sınırları aşarak insanların istedikleri yerde yaşama hakkını savunmak ve göçün yol açtığı sorunları aşmak için mücadeleyi geliştirmek gerektiğine işaret edildi. Kadınların kendi topraklarını korumak ve özgürleştirmek için yürüttüğü mücadele ile bağını kuran bir direniş cephesine ihtiyaç olduğuna dikkat çekilirken, göçle birlikte ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayacak ve dayanışmayı güçlendirecek bir direniş ağının nasıl örgütleneceğine ilişkin değerlendirmeler yapıldı.
Örgütlenme üzerine duruldu
Sağlık başlığında ise, sağlığın ataerkil sistem tarafından kadınların yaratımlarına el koyarak, onları yok sayarak ya da kendine mal ederek egemen olduğu alanlardan biri olduğuna değinildi ve kapitalist kâr güdüsünün hizmetinde olmak yerine toplumun ihtiyaçlarına göre örgütlenebilen alternatif bir tıp anlayışın üzerinde duruldu.
Kapitalizmin aşırı kâr hırsı ve açgözlülüğünü dizginleyebilecek alternatif bir ekonomi anlayışı için ne gereklidir? sorusu üzerinden tartışmaların yürütüldüğü ekonomi atölyesinde de piyasanın dışında yer alan küçük ölçekli ekonomi deneyimlerinin örgütlendirilmesi üzerine duruldu.
Yol haritası tartışıldı
Kadınların kültürün ve dilin taşıyıcısı rolünü üstlendiğine dikkat çekilen dil ve kültürün korunması atölyelerinde ise konuşmalarda yerel dilleri yeniden canlandırmak için neler yapılabileceğine ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Bu atölye çalışmasında Bertsolaritza yani İspanyolca kafiyeli ve ölçülü halk ezgisi anlamına gelen makamda şarkılar da aktivistler tarafından söylendi.
Önce Xwebûn olmak lazım
Kadın mücadelesine öncülük etmek için, bir yaşam felsefesi olan ve kendini tanıma anlamına gelen Xwebûn’a sahip olmak gerektiğine dair konuşmaların yapıldığı eğitim atölyesinde de, bunu başarmanın en önemli araçlarından birinin kadınların öz eğitim sistemlerini kurmaları olduğu ifade edildi.
Atölyelerin ardından Yelda Abbasi “Jin jiyan azadî” sloganı ile sahneye çıkarak ezgilerini kadınlar için seslendirdi.
HABER MERKEZİ