IŞİD’in Kobanê saldırıları sırasında 6 Kasım 2014’te sınırı geçmeye çalışırken, askerlerin açtığı ateşle katledilen Kader Ortakkaya dosyasında bir ilerleme olmadığı gibi ‘zaman aşımına’ dosya bırakılıyor
Devlet eliyle işlenen birçok cinayet ve katliamda uygulanan “zaman aşımı” IŞİD’in Kobanê saldırıları sırasında 6 Kasım 2014’te Urfa Suruç’tan Kobanê’ye geçmek isterken askerlerin açtığı ateşle katledilen Marmara Üniversitesi Yüksek Lisans öğrencisi Kader Ortakaya dosyasında da uygulanıyor.
MA’dan Müjdat Can’a dosyaya dair bilgi veren avukatlardan Müslüm Baran, dosyanın develetin süregeln cezasızlık politikalarının bir örneği olduğunu belirtti. Ortakaya’nın sınırda katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen soruşturma dosyasında bir ilerleme kaydedilmediğini ifade eden Baran, savcılığın soruşturmayı “taksirle öldürme” suçundan açtığını, ancak daha sonra “Daimi arama kararı” vererek dosyayı Zamanaşımı Bürosu’na devrettiğini belirtti. Dosya daimi aramadayken “fethi kabir yapılmasını” talep ettiklerini belirten Baran, bunun üzerine mezarın açılarak dosyanın Adli Tıp Kurulu (ATK) incelemesine gönderildiğini ve ATK’nin öldürmenin “yüksek kinetik enerjili bir silahla” gerçekleştiğini kesin olarak belirlediğini söyledi.
Baştan beri özensiz yaklaşıldı
“Buna rağmen dosya halen işlemsiz bir şekilde bekletilmektedir” diyen Baran, ATK belirlemesinden sonra dosyanın daimi aramadan derhal çıkarılarak normal soruşturmanın devam etmesi gerektiğini ifade etti. Baran, “2020 yılında yaşam hakkının ihlali ve etkili bir soruşturma yapılmaması gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunduk. Adalet Bakanlığı başvurumuza karşı bildirdiği görüş yazısında, savcılığın kendisinden beklenen bir özende soruşturma yürüttüğünü iddia etmesine rağmen dosyada yıllarca işlem yapılmadığı gibi tek bir şüpheli bile tespit edilmiş değildir” dedi.
Faili meçhule bırakılmak isteniyor
Dosyada kolluğun şüpheli olması nedeniyle soruşturmanın başından beri ağırdan alındığını ifade eden Baran, “Bu da devletin süregelen cezasızlık politikasının bir sonucudur. Ortada çok ciddi tanık beyanları, görüntüler ve raporlar olmasına rağmen etkili bir soruşturma yapılmayarak dosya hem faili meçhul hem de zamanaşımına bırakılarak kapatılmak isteniyor” diyerek gerekirse AİHM’e taşıyacaklarını söyledi.
Ne olmuştu?
Kader Ortakaya’nın ölümüne ilişkin Urfa Valiliği ve Suruç Kaymakamlığı o dönem Ortakaya’nın Kobanê tarafından yapılan atışlar sırasında isabet eden bir şarapnel parçasıyla öldüğünü açıklamıştı. Ortakkaya’nın aile ve avukatlarının itirazları sonucu 2018’de mezarı açılarak yeniden yapılan otopside, İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) Ortakaya’nın “şarapnel parçasıyla değil yüksek kinetikli silahtan gelen ateş sonucu hayatını kaybettiğini” tespit etti. Bu tespite rağmen Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada herhangi bir ifade alınmadı, dosyaya bir belge eklenmedi. Yine avukatların talepleri de hiçbir şekilde karşılanmadı. Dosya etkin soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle avukatlar tarafından 30 Ekim 2020’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındı.
Olay yeri incelemesinin yapılması talimatının da yerine getirilmediğine yer verilen başvuruda, olay yerindeki mermi ya da diğer delillerin toplanmadığı belirtildi. Başvuruda, olaydan 1 yıl sonra Suruç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hiçbir askerin ifadesini almadan dosyada “görevsizlik” kararı vererek Diyarbakır Askeri Savcılığı’na gönderdiğine değinilerek Ortakaya’nın öldürülmesinin yaşam hakkının çok ağır bir şekilde ihlali olduğunu dile getirdi.
URFA