İÇERİDEN/HÜSEYİN AYKOL
Maraş-Türkoğlu 1 nolu L Tipi Cezaevi’nde bulunan Erkan Aydın, 25 Ekim 2022 günü gönderilen mektubunda şöyle diyor: “İdamı kaldırdık diyenlerce yerine getirilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlara yönelik baskılar son günlerde iyice artmış bulunuyor. Böyle bir ceza almış ve tekli hücrelerde tutulan İlyas Doğan, İbrahim Tokyay ve Cengiz Albayrak’ın üzerinde uygulanan baskılar işkence düzeyine vardı. Önceleri yan yana hücrelerde kalıp, birlikte havalandırmaya çıkabiliyorken, zorla hücrelerinden alınıp, ayrı ayrı yerlere konuldular.
Bu keyfi ve baskıcı uygulamaya karşı süresiz açlık grevine giren İlyas Doğan’ın eski koşullara dönmek talebi karşılanmadığı gibi iaşe bedeli içinde getirilmesi gereken tuz, şeker ve limon kendisine verilmemektedir. Bir ayı aşkın bir süredir açlık grevinde bulunan İlyas Doğan’ın durumu bizi endişelendirmektedir. Bu konuda çözüme dönük tüm yaklaşımlarımızı cezaevi idaresi görmezden gelmekte ve yazdığımız tüm dilekçeleri ilgili kurumlara göndermemektedir.
Avrupa standartlarında dedikleri görüntülü telefon sistemi buraya da kurulmuş bulunuyor. Nitekim mahpusların haftada bir kez 30 dakika görüntülü telefon hakkı var. Dahası o hafta görüşçünüz gelmezse, bir 30 dakika daha görüşebiliyorsunuz. Ama bu kural bizlere işlemiyor. Biz siyasi mahpuslar yine görüntüsüz telefonla ve sadece 10 dakika görüşebiliyoruz. Yine haftada 45 dakika halı sahada spor yapma dışında hiçbir kurs, atölye, sohbet hakkımız yok. Süresi 1.5 saate çıkarılan görüşü ise ancak 45 dakika olarak yapabiliyoruz. Görüşçümüz, görüş saatinden bir saat önce burada bulunmazsa, o görüş hakkı da yanıyor. Kantinde satılan her şey ateş pahası. Ancak en çok elektrik parasından rahatsızız. Nitekim her ay 800-900 lira elektrik parası ödüyoruz.”
* * *
Trabzon-Beşikdüzü T Tipi Cezaevi’nde bulunan Doğan Beyaz, taahhütlü gönderdiği mektubunda şöyle diyor: “Burada her türlü haktan mahrum bırakılmış durumdayız. Sosyal, sportif ve kültürel hiçbir aktivitemiz yok. Keyfi ve haksız uygulamalar ile üzerimizdeki baskılar her geçen gün artırılmakta. Sorun ve sıkıntılarımızın giderilmesi için defalarca cezaevi müdürü ve savcılıkla görüşmemize rağmen bırakalım sorunların çözülmesini, sorun ve sıkıntılarımız katmerleşerek devam etmekte. Yaşanan bu sıkıntılardan dolayı bizler 14 Temmuz tarihinden itibaren beşer günlük dönüşümlü açlık grevi yapmaktayız.
Taleplerimiz şöyle: 1. Tecrit ve izolasyonun kaldırılması. Odalarımızın yan yana getirilmesi. 2. Sohbete, spora, atelye, kurslara ve kütüphaneye diğer odalardaki arkadaşlarla karma olarak çıkarılmamız. 3. Oda değişim taleplerimizin ertelenmeden yerine getirilmesi. 4. Başka yerlerden sevk-sürgün gelenlere dayatılan çıplak aramaya son verilmesi. 5. Şahsi kitaplarımıza konulan kotanın kaldırılması. Dışarıdan gelen gazete ve dergilerin verilmesi…
Bu konuda sizlerin haber yaptığınızı biliyoruz. Ancak şimdiye kadar sorunlarımız çözülmediği gibi daha da artarak devam ediyor. Bu yüzden, bizim açlık grevimiz de sürüyor. Bu konuyla ilgilenirseniz seviniriz.”
* * *
Van’dan, Erzurum-Dumlu 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edilen gazeteci arkadaşlarımızdan Ziya Ataman, 13 Ekim 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “İki mektubunuzu da beraber aldım. Teşekkürler. Bugünü dolu dolu geçirdim. Sohbet, bağlama, telefon ve avlu-havalandırma. Hiç alışık olmadığım bir durum. Yorulduğumu söylesem abartmış olmam. Paslı çarkı yeniden çalıştırma misali! Ama yine de sonucu, dört duvarı tek başıma paylaşıyorum.
Ve şu satırları yazdığım esnada bunalıma giren ve camları bir bir indiren adlilerin sesini işitiyorum. Dolu dolu ve yorucu bir günde. Ama yine de mektubunuz beni canlandırıyor ve o canlılıkla sizlere yazıyorum. Burada her isteğimiz, burası yüksek güvenlikli denilerek geri çevriliyor. Umarım idareyle ileride bazı sorunları aşabiliriz. Diyarbakır’da tutuklanan arkadaşlarımıza mektup yazdım; umarım alırlar. Avukatlarına ulaşma durumunuz varsa, onlara mektup yazdığımı ve selamlarımı iletsin lütfen!”
* * *
Bu hafta bana ulaşan mektuplar arasında Kobanê kumpas davasında yargılanan HDP yöneticileri Ali Ürküt ile Nazmi Gür’ün mektupları da bulunuyor. RTÜK’de HDP kontenjanından üye olan Ali Ürküt, sorduğum bir soruya cevaben “Ülkede hangi iş doğru dürüst durumda ki, RTÜK’ün halini bana soruyorsun” gibisinden ironi yaparken; Nazmi Gür sağlığı ile ilgili bilgi vermiş: “Bu aralar, tam da yazdığın gibi sağlık sorunlarımıza odaklandık. 19 Ekim günü Şehir Hastanesi’nde bu kez sol gözden katarak ameliyatım oldu. Şimdi iyileşme evresinde. Covid 19 konusunda, değindiniz gibi, azami duyarlılığı ve dikkati gösteriyoruz. Genel olarak iyiyiz. Vaktimizin çoğu duruşmalara hazırlık ve okuma ile geçiyor. Küçük bir kartı, büyük ve uzun bir zarfa neden koyduğunuzu keşfettim. Posta pullarına yer yaratmak için. Aslında ülkenin enflasyonunu öğrenmek için TUİK verilerine ihtiyaç yok. PTT sayesinde daha gerçekçi bir fikre sahip olabiliriz:)”
* * *
İzmir-Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Nihat Ekmez, 16 Ekim 2022 tarihli mektubunda, bana gönderdiği “Bilginin Oluşum Tarihi” isimli kitabının bana ulaşıp ulaşmadığını soruyor. Ben kendisine kitabın bana ulaştığını yazmıştım ama mektubum galiba kendisine henüz ulaşmadı. Dahası okurlarımız hatırlayacaktır, kitabın tanıtımını da kültür sayfamızda yapmıştık. Kitap için yeniden kendisine eline sağlık derken, kitabı yayınlayan Aram Yayınları’na da teşekkür edelim.
MEKTUBU GELENLER:
———————————
Doğan Beyaz – Beşikdüzü T Tipi Cezaevi
Ziya Ataman – Dumlu 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Ali Ürküt – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Nazmi Gür – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Nihat Ekmez – Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi
Ayhan Kavak – Tarsus 2 nolu T Tipi Cezaevi
Erkan Aydın – Türkoğlu 1 nolu L Tipi Cezaevi