Yakınlarını kaybeden aileler, Diyarbakır ve Batman’da düzenledikleri oturma eylemlerinde, 1996 yılında Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde katledilen 10 tutuklu ile Sur ilçesinde beyaz Toros’la gözaltına alınarak kaybedilen Hakkı Kaya’nın akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 503’üncüsünü gerçekleştirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilmesine izin verilmeyen eylem, İHD Diyarbakır Şube binasında yapıldı. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, kayıp yakınları, İHD yönetici ve üyeleri ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın katıldı.
‘Sanıklar beraatla mükafatlandırıldı’
Eylemde bir konuşma yapan İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, adalet sağlanıncaya kadar mücadelelerine devam edeceklerini söyledi. Devletin paramiliter güçleri tarafından yüzlerce insanın katledildiğini belirten Zeytun, ‘’İnsanlığa karşı suç işleyenleri yargı da cezasızlıkla bu güne kadar korudu’’ dedi. Zeytun, “Yakın zamanda açılan ve dosyası görülen Kulp dosyasında verilen beraatla sanıklar adeta mükâfatlandırıldı. Yine yakın zamanda katledilişinin 9. yılını dolduran Ceylan Önkol davası, bir cezasızlık örneğiyle ödüllendirildi” diye konuştu.
Gözaltında kaybettirilen Hakkı Kaya
İHD Diyarbakır Şubesi yöneticisi Ezgi Sıla Demir de 18 Kasım 1996 tarihinde Sur ilçesi Hz. Süleyman Cami civarında beyaz bir Toros’la gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Hakkı Kaya’nın hikayesini anlattı. Diyarbakır merkezinde ikamet eden Hakkı Kaya’nın nakliyat işiyle uğraşıp geçimini sağladığını hatırlatan Demir, “Hakkı Kaya, beyaz Toros araç ile alıkonulmadan 3 gün önce Diyarbakır Sur ilçesi Hz. Süleyman Camii civarında Cuma namazından çıkarken 3 sivil polis tarafından kendisine ‘bizimle karakola geleceksin’ denilerek durdurulur. Hakkı Kaya, ‘Bizim işimiz var, daha sonra biz karakola uğrarız’ cevabını vererek karakola bu şekilde gitmeyi reddeder” dedi.
‘Beyaz toros ile alındı’
Demir, Kaya’nın, olaydan 3 gün sonra 18 Kasım 1996 tarihinde Ahmet Yaşar ve soy ismi öğrenilemeyen Metin adlı arkadaşlarıyla birlikte Ziya Gökalp Lisesi civarında Tekkapı’ya doğru yürüyüş halindeyken yanlarına beyaz Toros diye tabir edilen 06 EKN 22 plakalı bir aracın yanaştığını belirtti. Demir, şunları kaydetti: “Araç içerisinden polis olduğu iddia edilen 3 silahlı kişi inerek Hakkı Kaya ve arkadaşlarını durdurup üst araması yaparlar. Akabinde silahlı 3 kişi, kendilerine bazı sorular sorduktan sonra Kaya ve arkadaşlarını beyaz Toros’a bindirip olay yerinden uzaklaşır. Endüstri Meslek Lisesine doğru ilerlerken araç içerisindeki Hakkı Kaya dışında Ahmet Yaşar ve Metin adlı şahıs araçtan indirilir. Olay sırasında arkadaşının da serbest bırakılmasını isteyen Ahmet Yaşar, 3 silahlı kişinin ağır hakaretlerine maruz kalır. Beyaz Toros ile Ziya Gökalp Lisesi civarından alınan Hakkı Kaya’dan o tarihten sonra bir daha haber alınamaz.”
Tüm girişimlere rağmen Kaya’dan haber alınamadığını ifade eden Demir, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2009 yılında açtığı soruşturmada bir gelişmenin olmadığını söyledi. Açıklamalardan sonra kayıp yakınları, oturma eylemi yaptı.
Katledilen 10 tutuklu
Batman’da ise kayıp yakınları ve İHD Şubesi, açık alandaki yasaklama üzerine 409’uncu hafta eylemini dernek binasında gerçekleştirdi. Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca ve Özgürlükçü Hukukçular Platformu avukatları, kayıp yakınları, İHD yöneticileri katıldı. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” yazılı pankart açan kayıp yakınları, yakınları ile öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin fotoğraflarını taşıdı.
Türkiye’nin kanayan yarası: Cezaevlerindeki hak ihlalleri
Eylemde konuşan İHD yöneticilerinden Zeki Tangüner, eylemlerinin 409’uncu haftasında yasak nedeni ile yeniden şube binasında olduklarına belirtti. 24 Eylül 1996 yıllında Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 10 tutuklunun katledildiği, birçok tutuklunun darp edildiği olayı anlatan Tangüner, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve ölümlere dikkat çekti. Cezaevlerinin Türkiye’nin kanayan bir yarası olma durumunu koruduğunun altını çizen Tangüner, cezaevlerindeki hasta tutukluların serbest bırakılmasını istedi. Tangüner, “Cezaevlerindeki başta işkence ve kötü muamele iddiaları olmak üzere hak ihlallerinin etkili bir şekilde soruşturulmasını ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasını, hasta mahpusların yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini ve yerlerinin cezaevleri değil hastaneler olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
Yapılan konuşmanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Kaynak: MA