Kemal Demirbaş*
Elbistan E Tipi Cezaevi’nde 21 Eylül 2022 günü, adına “Bölgesel Arama Ekibi” denilen kalabalık bir grup, ‘eller havaya, teslim olun’ diyerek bulunduğumuz koğuşa ve arkadaşlarımızın bulunduğu diğer koğuşa girdiler. Son derece provokatif ve saldırgan bir tutum ve yaklaşım sahibiydiler. Sözde aramaya gelmiş olduklarını ifade ediyorlardı. Oysa kısmi, genel ve askerle birlikte olmak üzere ayda üç, çoğu zaman da haftada iki, üç kez arama adı altında, zaten koğuşlarımıza giriliyordu. Bu aramalarda, zamanında zindan idaresinin kontrolünden geçerek bizlere verilen radyolarımız alınmıştı. Dahası yine en son yine eylül ayında radyo gerekçesiyle Kamuran Akbay arkadaşımıza 11 gün hücre cezası verilmiş ve ardından Tokat T Tipi Cezaevi’ne sürgün edilmişti.
Şimdi yeniden ‘bölgesel ekibe’ gelirsem, amaçları arama değil, tamamen fiziki ve manevi işkence amaçlı olarak, tüm giyecek, yiyecek ve eşyalarımızı yerlere atıp, üstüne basıp, tekmeleyerek kırma pratiği sergilediler. Tüm kitaplarımıza, not defterlerimize, yazım çalışmalarımızın bulunduğu pek çok defterlerimize ve zindan kantininden her hafta 14 kişiye göre kendi paramızla aldığımız pekmez, fındık ezmesi gibi yiyeceklerimize, stok gerekçesiyle el koydular. El konulan kitaplarımız, defterlerimiz ve Azadiya Welat’ın eski sayıları örgütsel eğitim ve suç materyali olarak ele alındı ve açılan disiplin soruşturmalarıyla 11 kişiye 11’er gün hücre cezası verildi.
Bu saldırıda Şafi Yıldırım, Faysal Kurt ve Mansur Zan’a da topluca saldırdılar. Odada ters kelepçe ve yoğun işkenceye maruz kaldıktan sonra sürüklenerek hücreye atıldılar. Yine bu işkenceler esnasında Ahmet Bilge’nin burnu kırıldı. Bu saldırıya karşı, bir günlük açlık grevi yaptık. Bu eylemimize açılan disiplin soruşturmasıyla hepimize ‘bir ay aktivitelerden men’ cezası verildi. Ancak tüm bu uygulamalarla yetinmediler ve 29 Eylül 2022 gününden başlayarak -beş kişi haricinde- hepimiz çeşitli zindanlara sürgün edildik. Mehmet Yoldaş, Şafi Yıldırım, Faysal Kurt, Abdülkadir Temel ve Bedrettin Kaya Konya-Ereğli T Tipi Cezaevi’ne; Hasan Göksungur, Mustafa Reşit (Rojavalı), Yalçın Aslan Erzurum-Dumlu 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne; Erdal Laçin, Abdullah Demir, Abdullah Hasan (Rojavalı), İdris Hasan (Rojavalı), Mehmet Bablis Akkaş (Rojavalı), İzzettin Sait, Mehmet Ayçiçek, Hüseyin Torunoğlu, Ahmet İsmail (Rojavalı) Erzurum-Dumlu 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne; Türkmen Şahin, Salih Şimşek, Faysal Encu, Adil Abi, Ahmet Bilge ve ben Kemal Demirbaş ise 2 Ekim 2022 günü Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edilmiş bulunuyoruz.
Bu zindana girişte bir sıkıntı yaşamadığımızı belirtmeliyim. Ancak bu Yüksek Güvenlikli Cezaevi tamamen tabutluklardan oluşmakta. Ağırlaştırılmış müebbetlik 7 kişinin yanı sıra Riha’dan, Dîlok’tan, Bolu’dan, Şakran’dan ve Tarsus’tan da buraya arkadaşlar sürgün edilmişler. Zindan üç katlı ve her katta bulunan beş-altı tabutluklarda ayrı ayrı kalmaktayız. Bu teklilerde Mehmet Kültür, Ömer Saraç, Arif Önkol, Mücahit Kendal Aras, Düzgün Aydın, Gazi Muratoğlu, Müslüm Demir, Mehmet İlgün, Fettah Yıldırım, Orhan Sakçı ve biz Elbistan E Tipi Cezaevi’nden sürgün edilenler olarak tekli tabutluklarda tutuluyoruz.
Burada bize şu söyleniyor: Bize doğru bir adım atarsanız, biz size doğru on adım atarız. Yani bize teslimiyet dayatılıyor. Gerisi pratik politika oluyor. Havalandırma hakkımız günde bir buçuk saatle sınırlandırılmış durumda. Haftada bir gün bir saat spor aktivitesine çıkabiliyoruz. Ortak alanlara, sadece kendi katımızda bulunan arkadaşlarla çıkabiliyoruz. Hesabımıza ailelerimiz tarafından zor bela yatırılan paranın faiz getirisiyle tarafımıza voleybol filesi, temizlik malzemeleri, futbol veya voleybol topları verilmesi gerekirken, bunlar verilmiyor. Üstelik bu faiz geliriyle, adli mahpusların Digitürk yayınları masrafı karşılandığı söyleniyor.
Bu hukuk dışı uygulamaların tüm kamuoyuna yansıtılacağına inanarak tüm özgür basın emekçilerine en içten selam, sevgi ve hürmetlerimizi gönderiyoruz.
* Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi