Savcı Ahmet Altun tarafından hazırlanan iddianamede, faaliyetlerine yönelik, ‘sözde’ ifadesinin kullanıldığına dikkat çeken Kürt siyasetçi Aynur Aşan, ‘Altun, 38 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile ‘sözde’ dediklerini yargılamak istiyor’ dedi
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 20’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 18’nci duruşma periyodu, 1’inci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.
Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Verilen aranın ardından dosyaya gelen evraklara dair söz alan iddia makamı, Gülser Yıldırım’ın duruşmaya gelmemesi, sorgulamasının yapılmaması ve Yıldırım’ın duruşmalarda vareste tutulmaması nedeniyle mahkemeye zorla getirilme kararı talep etti.
Dosyaya eklenen evraklara dair Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata söz aldı. Kullandığı telefon numarasına dair gelen bilirkişi raporuna değinen Akat Ata, “Bu itirafçılar sizin gözünüzün içine bakarak yalan söylüyor, siz dönüp bize soru sormuyorsunuz. Aynı şahıs size dedi ki; ‘Ayla Akat Batman’dı’ dedi hemen öyle mi diye sorunca ifadesini değiştirdi. Bu beyanların tamamı, 2014’ten beri var olan açık bir dosya. Hakkımda 149 tane fezleke var, hepsi için ifade verdim. Sokağa çıktığımız gibi bir fezleke açılıyor. Sesimizi duyuramayacaksak, sözümüzü söylemeyeceksek biz o zaman neden milletvekili olduk. Herkes aynı şeyi mi söyleyecek? Burada bir tane itirafçı çıkıp diyor ki; ’demokratik özerklik anlattı’ diyor. Evet anlattım, anlatmadım demiyorum. Şiddet vardır, biz şiddet ortamında doğan, siyasetçi olan insanlarız. Şiddet bizim hayatımızda hep vardı ve şiddet bitsin diye uğraşan kişiler var burada? Ama siz bu şiddeti ortadan kaldırmak isteyenleri görmezden geliyorsunuz” dedi.
‘İftiralarla yargılamayın’
IŞİD’in Şengal’e saldırdığı sırada parlamentonun tatil yapmasına rağmen kendilerinin sokakta olduğunu ve şiddete dayalı herhangi bir şey olmadığını anımsatan Akat Ata, 6-8 Ekim’de dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “müdahale edemediğimiz güçler var” sözlerini hatırlatarak, “Şimdi bunun sorumlusu biz miyiz? Bizi istediğiniz gibi yargılayın ama bizleri iftiralarla yargılamayın. Ne savcı bey mütalaasını değiştiriyor ne de siz kararınızda farklı bir şey yazıyorsunuz. Bütün belgeler lehimize geliyor. Tanık doğru söylemiyor diyoruz, ama beyanlarını benim tutuklama gerekçesi yapıyorsunuz. Siz tanıkların yalanlarının büyüklüğünü görmek istemiyorsunuz. Bir kere kurt kuzuyu kapmayı kafasına koymuş biz ne yapabiliriz. Bizim hakkımızda verilen kararın uygulayıcısınız, sizi bir kez daha hukuka davet ediyoruz” sözlerini kullandı.
Ardından HDP eski MYK üyesi Mesut Bağcık da dosyaya eklenen evraklara dair söz aldı. Dosyaya eklenen evrakların hiçbirini kabul etmediğini kaydeden Bağcık, hakkında açılan dosyaların Kobanê davasıyla ayrılmasını talep etti.
Yıldırım 6 yıl cezaevinde kaldı
Gülser Yıldırım hakkında iddia makamının talebine katılmadıklarını belirten avukat Özgür Erol, Yıldırım’ın 6 yıldır cezaevinde olduğunu ve iki gündür tahliye olduğunu söyledi. Özgür, “Bu 6 altı yıl hapis yatmış bir insana bir kez daha nefes almasına engel olmasına dönük bir talep olarak görüyoruz. Avukatları olarak Gülser hanımla temas edeceğiz, iddia makamının talep ettiği yönde bir kararın çıkarılmamasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Gülser Yıldırım’ın avukatı Azat Yıldırım Mardin’den SEGBİS ile bağlanarak, iddia makamının Yıldırım hakkında zorla getirilme kararına değindi. Azat Yıldırım, iddia makamının taleplerinin reddedilmesini, mahkemenin belirlediği bir günde Yıldırım’ın savunmasını vereceğini kaydetti.
‘Sözde dediklerine 38 yıl ceza istiyor’
Siyasetçi Aynur Aşan, savcı Ahmet Altun’un hazırladığı iddianamenin başta sona kadar kurumları, siyaset tarzlarını “sözde” olarak adlandırdığını kaydetti. Aşan, “Ahmet Altun bizi yok saymakta, nasıl evren bir patlama ile var olmuşsa bizde varız ve sözde değiliz. Evrenini yaratılmasını ‘sözde’ olarak nitelendirenlerin kendisi ‘sözdedir.’ Bize söylenen terimi Kürt halkına bir hakaret olarak görüyor ve kınıyorum. Birisini ‘sözde’ olarak nitelendirdiğinizde kişileri yok sayıyorsunuz. Ahmet Altun’un bu tanımı zaten bu davanın altını boşaltıyor. ‘Sözde’ olan birilerin nasıl yargılıyorsunuz? ‘Sözde’ kavramı yok anlamına gelmesine rağmen Ahmet Altun,38 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile ‘sözde’ dediklerini yargılamak istiyor” şeklinde konuştu.
Zorlama bir iddianame
Aşan savunmasına şöyle devam etti: “Ahmet Altun bütün tarihi yok saymıştır, öyle rol biçmiş kendine. Ama heyeti Ahmet Altun gibi görmüyorum. Ahmet Altun bu iddianamesiyle evrenin, insanların, halkların dengesini yok saymıştır. Heyetin usulü de Ahmet Altun’dan ilham alıyor gibi, bu iddianame çok zorlama bir iddianame. Bir insan kendi gölgesinden atlayabilir mi? Ama Ahmet Altun Kürt ve Türk tarihi üzerinden atlamış. 20 yıldır demokratik siyaset mücadelesi veriyorum. Demokratik siyasetin içerisinde birinci ilke; bu coğrafyada Kürt ve Türk halkının eşitlik ilkesi. İddianame gerçekliğe aykırı bir iddianamedir. Şark Islahat planını hazırlayan kişilerden Rıza Nur, ‘Kürtleri Kürt olmadıklarına yıllardır ikna etmeye çalıştım’ diyordu bugün bu salonda şark ıslahat planın bir parçası. Bu dava nasıl ki dışarıdaki gelişmelerden etkileniyorsa, dışarıdaki gelişmelerde bu davadan etkilenmekte.
‘İddianameyi kabul etmiyorum’
IŞİD Kobanê’ye saldırdığından dolayı Türkiye halkları IŞİD’e neden tepki gösterdi? diyemeyiz. Dünyada meydana gelen olaylara kör sağır kalamayız. Suruç Kobanê’nin sınırında ve orada yaşanılan bir katliam hepimizi ilgilendiriyor. Ahmet Altun iddianamesinde İŞİD’de hiç değinmemiş. Biz bu olaylardan kendimizi bağımsız tutamayız. İddianamede, İŞİD sanki hiç Kobanê’ye saldırmamış, insanlar katledilmemiş iki güç arasında bir savaş var gibi yansıtılmış. Başta da söyledim ben bu iddianameyi kabul etmiyorum. Bu halklar birlikte ortak bir vatan kurarak ortak bir payda oluşturdular. Eğer biz bu eşitliği karıştırırsak dengesizlikler ortaya çıkar. Burada olan arkadaşlarımızla eşitiz diyemeyiz herkes kendi doğalında eşittir. Ama ulusal istekler, kadın kimliğinin tanınması noktasında herkesin eşit haklara sahip olması gerekiyor.”
Gülser Yıldırım’ın zorla getirilmesi talebi reddedildi
Savunmasına yarına kadar ara veren Aşan’ın ardından mahkeme heyeti iddia makamının Gülser Yıldırım hakkında duruşmaya zorla getirilme talebine karşı Yıldırım’ın avukatının duruşmaya bağlanarak, savunmasını yapacağını beyan etmesi üzerine iddia makamının talebini reddetti. Heyet, Yıldırım’ın 27-28 Ekim tarihlerinde savunmalarının alınmasına karar verdi.
HABER MERKEZİ