İran’da bir günde 6 milyon insanın sokağa çıktığını belirten İranlı aktivist Afra Amid, ikinci ayına giren direnişin protesto eylemleri değil devrim olduğunu söyledi
İran’da, Jîna (Mahsa) Emînî’nin “ahlak polisi” tarafından katledilmesi ardından başlayan eylemler, ikinci ayına girdi. Rejim güçleri başta Kurdistan Eyaleti olmak üzere İran’ın her yerinde şiddetin dozunu arttırırken, halklar da direnmeyi sürdürüyor. İran dışında da eylemler sürerken, kadınlar eylemlerine destek çağrısı yapıyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Gözde Çağrı Özköse’ye İran’da yaşananlara ilişkin konuşan İranlı aktivist Afra Amid, halkın geçmişten bu yana birçok sorunla karşı karşıya olduğunu belirtti. Bu sorunlardan sadece birinin ekonomik kriz olduğunu söyleyen Amid, rejim yetkilileri ve ailelerinin İran halkının parasıyla lüks içinde yaşadıklarını ifade etti.
‘Halk fakirken yöneticiler lüks içinde yaşıyor’
İran’da halk bukadar yoksulken rejim yetkililerinin lüks içinde yaşayacak parayı nerden bulduğunu sorgulyan Amid,“Buradaki yöneticiler, İran’ın harika bir ülke olduğunu iddia ediyorlar. Madem İran harika bir ülke, çocukları neden İran’ın dışında yaşıyor? Neden burada bizim yaşadığımız şartlarda yaşamıyorlar? Bizim taleplerimizden biri, İranlıların parasıyla ülke dışında, ABD’de, Avrupa’da, lüks içinde yaşayan İranlı yetkililerin ve çocuklarının bu ülkelerden sınır dışı edilmesi. Kanada bunu yaptı, daha sonra Avrupa Birliği (AB) de 11 kişi için bir karar verdi. Bu yeterli değil. Hepsinin bu ülkelerden sınır dışı edilmesini istiyoruz. Taleplerimizden biri bu” diye konuştu.
‘Para terörizm için kullanılıyor’
İranlı yetkililerin yurt dışındaki bankalarda olan yüklü miktardaki paranın dondurulması gerektiğini söyleyen Amid hali hazırda Güney Kore’de dondurulmuş İran varlıkları olduğunu belirterek, “Bu para İran halkının parasıdır, İranlı yetkililerin değil. Güney Kore’nin bu parayı hiç bir şart altında İran’a geri vermemesini talep ediyoruz. Çünkü bu para terörizm için kullanılıyor. Yani kısacası batının yaptırımlar uygulayarak İran’ın her yere uzanan kolunu kesmesini istiyoruz. Yaptırımları halka uygulamalarını istemiyoruz. Kanada 10 bin Devrim Muhafızı’nın ömür boyu Kanada’ya girişini yasakladı. Yapılması gereken budur. Bu kişilerin çocuklarının da bu ülkelere girmesi engellenmeli” dedi.
Amid, “Ayrıca bu ülkelerdeki İran büyükelçileri derhal sınır dışı edilmeli, hatta kapatılmalı. Bu ülkeler İran’a kendi halkına gösterdiği şiddet yüzünden tepki göstermeli ve onlara, ‘Siz meşru bir hükümet değilsiniz. Çünkü halkınıza saygı göstermiyorsunuz’ denilmeli. Bu talebi hem İran’ın içinde hem de dışında milyonlarca insan yüksek sesle dile getiriyor” diye belirtti.
‘Protesto değil devrim’
Ülkede başta kadınlar olmak üzere rejim güçlerinin tüm saldırılarına rağmen sadece Cumartesi günü 6 milyon insanın sokağa çıkarak eylemlere katıldığına dikkat çeken Amid, “Bu rejimi istemeyen insan sayısı çok daha fazla. Sokağa çıkan insanlar canları pahasına çıkıyorlar. İran’da 85 milyon insan yaşıyor. Eğer İran rejimi ‘tamam silah bırakıyoruz, barışçıl bir şekilde eylem yapabilirsiniz’ dese, emin olun 80 milyon sokağa çıkardı. Geri kalan 5 milyon da zaten hükümet için çalışıyor ve tek motivasyonları para ve güç” yorumunda bulundu.
Amid, ikinci ayında süren eylemlerin artık protesto olarak görülemeyeceğini belirterek, yaşananların protesto eylemi değil devrim olduğunu belirtti. Eylemlerde çok sayıda insanın katledildiğini söyledi. Öldürülen İran halkına ilişkin açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Amid, “Binlerce insan da tutuklandı ya da kaçırıldı. Kaçırılanlar dışında tutuklananların da kimisinin nerede tutulduğu bilinmiyor. Artık İran’a dair somut adımlar atılması gerekiyor” diye belirtti.
Kurdistan’da insanlık suçu işlendi
Eylemlere karşı rejimin ağır askeri silahları kullandığını belirten Amid, “Belucistan’da iki günde neredeyse 100 kişi öldürdüler. Kurdistan’da yapılanlar insanlığa karşı işlenmiş suçtur. Bu öldürülen insanların pek çoğu da çocuktu. Dünyanın artık ayağa kalkıp, harekete geçmesini istiyoruz. Evet, dayanışma çok güzel, saçlarınızı kesmeniz bizi çok duygulandırdı ama biz halkların bizimle olduğunu zaten biliyoruz. Parlamento binalarında, resmi devlet kurumlarında saçınızı kesmeyin, bu rejimin sesini kesin ve dur deyin artık” ifadelerini kullandı.
Batılı devletlere çağrı
“Daha ne olmasını bekliyorlar? İran rejiminin 80 milyon insanı öldürmesi mi gerekiyor” diyerek batılı devletlere seslenen Amid, şöyle konuştu: “Bu devletlerin İran’a değil, İran halkına bakması, onları dinlemesi gerekiyor. Gençler ‘bu şekilde yaşamaya devam etmeyeceğiz’ diyor. Artık İran’ın prensi bile demokrasi ve laiklik istediğini söylüyor. İran’da parti diye bir şey yok. İran’ın kaderini İranlı partilerin bir araya gelip tayin etmesi gerekiyor. Yeni bir anayasa istiyoruz. İran’ın anayasası, anayasa değil, rezaletin son perdesi.”
Kürt partilerine saldırı
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kürdistan Özgürlük Partisi’ni (PAK) füzelerle hedef almasına da değinen Amid, “İran diğer ülkeleri de tehdit ediyor. Batının tepki göstermesi için İran’ın Ortadoğu’yu birbirine katması mı gerekiyor? Kurdistan’ı 10 gün boyunca vurdular. Dünya ne yaptı? Hiç bir şey. Adı konulmamış bir savaş var ortada. Kürtler onlara ne yaptı? Kürt partileri onlara ne yaptı? ‘Ayrılıkçılıktan’ bahsediyorlar. İran’da kimse ‘ayrılıkçı’ değil, Kürtler de değil. Daha önce olduğumuz gibi her dilden, her mezhepten, her etnisiteden insanın birlikte huzur içinde yaşadığı bir İran istiyoruz. Rusya Ukrayna’ya saldırdığında Ukrayna’ya silah yığdılar. İslam Cumhuriyeti yalnızca İran için değil tüm dünya için tehdittir.”
HABER MERKEZİ