Türkiye’nin kimyasal saldırılar nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğini ifade eden DBP Eş Genel Başkanı Bayındır, ‘insanım’ diyen herkesin de buna karşı çıkması gerektiğinin altını çizdi
Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük 17 Nisan’da başlattığı saldırılarda şimdiye kadar 2 bin 467 kez kimyasal silah ve yasaklı bomba kullandığı açıklandı. Saldırıların ilk aylarında kimyasal silah kullanımı sonucu 27 HPG’li, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında ise 17 HPG’li yaşamını yitirdi. 17 HPG’linin kimlik bilgilerine dair yapılan açıklama sonrası, kimyasal silah kullanımına maruz kaldıktan sonra hayatını kaybeden HPG’lilerin görüntüleri paylaşıldı.
Uluslararası sözleşmelerle yasaklanan ve kullanımı insanlık suçu olarak kabul edilen kimyasal silah kullanımına dair değerlendirmelerde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Kürtlere karşı daha önce kullanılan kimyasal silahları hatırlattı. Bayındır, 1938 Dersim Katliamı’ndan Ağrı İsyanı ve Halepçe’ye kadar Kürt halkına karşı kimyasal silah kullanımının hiç son bulmadığına dikkati çekti. Kimyasal silahların dünyada insanlık suçu olarak görüldüğünü ancak Türkiye tarafından Kürtlere karşı kullanıldığını ifade eden Bayındır, “Buna karşı tutum alması gereken kurumların sessizliği kabul edilemez” dedi.
‘Türkiye yargılanmalı’
Türkiye’nin kimyasal saldırılar nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğinin altını çizen Bayındır, “Gelinen aşamada dünya halklarının, kamuoyunun nükleer silahlara ve kimyasal silahlara artık tahammülü kalmadı. Her yerin savaş ve işgal politikalarıyla teslim alınmaya çalışıldığı böylesi dönemde bu tür işgal, barbar ve insanlık dışı saldırı biçimlerine kesinlikle tepki vermesi gerektiği bir dönemdeyiz” diye konuştu.
“İnsanım” diyen herkesi kimyasal saldırılara karşı ses çıkarmaya çağıran Bayındır, “Bu durum hiçbir şekilde uluslararası çıkar ilişkilerinin arkasına gizlenmemesi gereken bir durum. Kimyasal silah saldırısına karşı herkesin kesintisiz bir mücadele içerisine girmesi gerekiyor. Bu durum dünyanın öncelikli sorunudur. Bu kabul edilecek bir durum değildir” dedi.
‘Bu zihniyet durdurulmalı’
Uluslararası kuruluşlara çağrı yapan Bayındır, “Bu saldırı biçimine karşı bütün dünyanın bir araya gelip, Türk devletini bu konuda durdurmaya, önlem almaya ve kendi sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Aksi takdirde hem dünya devletlerinin hem de söz konusu kurum ve kuruluşların bu saldırıyı teşvik ettiği ortaya çıkacaktır. Kürt gençlerinin barbar ve insanlık dışı yöntemlerle yaşamını yitirmesine sebep olan bu saldırı biçimlerine karşı herkesin açık şekilde tepki göstermesi gerekiyor. Türkiye’nin bu pervasızlığı durdurulmazsa, bugün Kürtler üzerinden gerçekleştirilen saldırı biçimi, yarın Ortadoğu’da farklı dinamiklere de uygulanacak. Bunun uygulanmayacağının garantisi yoktur. Sorumluluğu olan herkes, çok acil bir biçimde Türkiye’nin bu politikasını, bu saldırgan zihniyetini durdurmak için sorumluluğunu yerine getirsin” çağrısında bulundu.
DİYARBAKIR