HDP’nin, Deniz Poyraz Davası’nda yaşanan hukuksuzlukların araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına dair verdiği önerge AKP-MHP oylarıyla reddedildi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay tarafından İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırıda yaşamını yitiren Deniz Poyraz Davası’na dair Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına dair verdiği Meclis Araştırma Önergesi’ görüşüldü. HDP’nin önergesi AKP -MHP oylarıyla reddedildi.
Önergenin gerekçesini açıklamak üzere kürsüde konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, parti il binalarına yönelik saldırının toplumsal barışın zeminini ortadan kaldırma başta olmak üzere birçok boyuta sahip olduğunu dile getirdi. Saldırının tüm siyasi partilere yönelik gerçekleştiğinin altını çizen Kemalbay, “Bakın, bu dosyada adil bir yargılamanın birinci koşulu, katliamın üstündeki perdenin kaldırılması, arkasındaki karanlık güçlerin açığa çıkartılması olmalıdır. Ancak neyazık ki 6’ncı duruşma dâhil olmak üzere yaşanan bütün hukuki sürece baktığımızda, Deniz Poyraz davasının, maddi gerçeklik açığa çıkartılmadan tek bir kişinin işlediği bir cinayetmiş gibi kapatılmak istendiğini görüyoruz” dedi.
‘Katilin saldırıyı tamamlaması beklendi’
Tetikçi Onur Gencer’in katliam öncesi 27 kere İzmir Emniyet Müdürlüğünü aradığını hatırlatan Kemalbay, “Katilin saldırıyı tamamlaması beklenmiş ve polisler kendisini aşağıda kucaklayarak ‘Adın ne ağabeyciğim?’ diye karşılamıştır. Ardından, emniyetteki sorgusu ışık hızında tamamlanmış yani aslında ciddi hiçbir soru sorulmadan on sekiz saat içerisinde deliller karartılarak savcılığa çıkartılmış ve cezaevine gönderilmiştir. Kovuşturma aşamasında, avukatların katliamı bütün yönleriyle aydınlatacak nitelikteki, kavuşturmanın genişletilmesi, derinleştirilmesi, delillerin toplanması konusunda sundukları yaklaşık 80 talepten sadece 1 tanesi cevaplandırılmıştır. İlk duruşmadan itibaren katile ‘katil’ demek yasaklanmış, mahkeme katili korumak için elinden geleni yapmıştır” ifadelerini kullandı.
‘Davanın üstünde iktidar eli var’
Mahkemenin davayı Şakran Cezaevi’ne taşıdığına da dikkat çeken Kemalbay, şunları söyledi: “Şakran’da görülen 6’ncı duruşmaya yetki belgeli avukatların, barolar birliği temsilcisinin, İzmir Baro Başkanının girişi engellenmiş, girmek için ısrar eden avukatlar başta olmak üzere biz vekiller de dâhil hepimize gaz sıkılmış, TOMA’dan su sıkılmış ve katılımcılar darp edilmiştir. Bu tablo, Deniz Poyraz duruşmasının üstündeki iktidar eline işaret etmektedir. Ayrıca, Deniz Poyraz katliamıyla ilgili iddialar araştırılmamaktadır.
Hukuk cinayeti
Sayın vekiller, avukatlar dışarıda kolluğa dövdürülürken, biberli tazyikli su sıkılarak yerleşkeye sokulmazken, mahkeme heyeti avukatsız duruşma salonunda duruşmaya devam etmiştir; tanık dinlemiştir, tanık. Hatta mütalaa vermiştir, bu bir hukuk cinayetidir. Bu cesaret nereden alınmaktadır? Bu cesaret AKP-MHP iktidarından alınmaktadır. Biz, Deniz Poyraz katliamının bir siyasi cinayet olduğunu başından beri söylüyoruz. Maddi gerçeğin açığa çıkarılması için, iddiaların araştırılması için, hukuki sürecin sağlıklı işletilmesi için bu araştırma önergemizin kabul edilip konunun enine boyuna, derinliğine incelenmesini istiyoruz. Bu önergemiz aslında sizler için de bir samimiyet testidir: Gelin, mahkeme üstünde iktidarın gölgesi olmadığını gösterin; gelin, bu size sunulan bir fırsattır, buna ‘evet’ deyin.”
CHP’li Gök: Masum bir insan katliama uğradı
CHP Grubu adına söz alan Levent Gök de, “Eğer Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olsa ve bu tarz bir önerge gelse herkesten daha çok, bir iktidar mensubu olarak, bizlerin rahatsız olması gerekir. Neden? Süren bir dava var ve bu davada masum, evine, ailesine yardımcı olmak için HDP İzmir il binasında çalışan bir gencimiz bir katliama uğruyor. Bu katliamı yapan şahıs çok küstah bir katil. Defalarca il binasının önünde araştırmalar yapıyor, keşifler yapıyor ve korunan il binasında -ki oradaki polis memurları genellikle aynı memurlardır- belki 110 kez keşif yapmasına rağmen bu olaya cüret edebiliyor ve bu elim olayı gerçekleştiriyor. Ayrıca sanık bir kişiyi öldürdüğünden dolayı pişman olmuyor, mahkemelerde ‘Önüme daha fazla kişi gelse öldüreceğim’ diyor. Bir buçuk yılı aşan bu süreçte karşılaştığımız tablo olayın mağduru partiyi ve ölenin yakınlarını tatmin etmiyor. İşte, bir devletin yönetimindeki en büyük tehlike de bu güven unsurunun olmamasıdır” diye konuştu.
ANKARA