Şenyaşar ailesinin katliama maruz kaldığı, bakan, vali, emniyet amiri, polis ve özel güvenliğin bulunduğu Suruç Devlet Hastanesi’nde görüntülerin yok edilmesi 4 yıl 4 ay sonra çıkan iddianameye de yansıdı
Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınları seçim çalışmaları sırasında işyerlerini ziyaret ettiği Şenyaşar ailesine saldırmış, başlayan olaylarda Celal, Adil, Mehmet, Fadıl ve Ferit Şenyaşar kardeşler çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. İşyerinde yaşanan olaylarda, AKP’li milletvekilinin ağabeyi Mehmet Şah Yıldız bulunamayan bir silahtan çıkan mermi ile yaralanmış ve kaldırıldığı ilçe devlet hastanesinde öldüğü tespit edilmişti. AKP’li Yıldız’ın yakınları Mehmet Şah Yıldız’ın ölüm haberi ile Suruç Devlet Hastanesi’nde de saldırılarını sürdürmüş, ağır yaralı Celal ve Adil Şenyaşar ile hastaneye çocuklarını ziyarete giden baba Hacı Esvet Şenyaşar, eşi Emine Şenyaşar’ın gözleri önünde linç edilerek katledilmişti.
4 yıl sonra iddianame hazırlandı
Hastanede yaşanan katliama dair dava dosyası 4 yıl 4 ay “gizli” soruşturulduktan sonra 16 Ekim’de iddianame hazırlandı. İddianamede dikkat çeken konuların başında ise çalındığı öne sürülen hastanenin kamera görüntüleri. Daha önce birçok kez görüntülerin çalındığına dair basında geçen iddialar, iddianame ile birlikte belgelenmiş oldu. Hastanede yaşanan katliama dair hazırlanan iddianamede, Esvet Şenyaşar ve oğlu Adil Şenyaşar’ı öldürmekten “kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten öldürmeye yardım” suçlarından 14 sanık hakkında iki kez müebbet hapis cezası talep edilirken, 5 sanık hakkında ise “Kamu malına zarar verme, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme, suç delillerini yok etme ve bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık” suçlamaları yöneltilerek, toplam 125 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Geri getirmek mümkün değil
Dosya kapsamında tanık olarak dinlenen Suruç Devlet Hastanesi inşaatı sırasında BEDAŞ Elektrik şirketinde çalışan H.Ö., çalındığı iddia edilen kamera sisteminin bir yedeğinin bulunmadığını, yedeklemenin ihale şartnamesinde bulunmadığı için yapılmadığını belirti. Emniyet yetkilileri tarafından olaydan sonra hastaneye çağrıldığını belirten H.Ö., 400 kadar kamera ucunun tek tek sökülerek kayıt cihazının çıkarıldığını, hiçbir şekilde sisteme zarar verilmediğini ve DVR cihazlarının parçalanmadan çıkarılıp götürüldüğünü belirti. H.Ö., zarar verilmeden çıkarılan teknik cihazlara dair ise şu bilgileri verdi: “8 adet DVR, 3 adet Matriks götürülmüş. Her bir DVR 10 kg, Matriks ise 15 Kg civarında. 100 kg üzerinde bir eşya pencereden çıkarılmış. Bu sistemlerin sökülüp götürülmesi profesyonel şekilde ve bu işlemler yaklaşık 1 saat kadar süre ister. Bu görüntüleri geri getirmek ise mümkün değildir.”
‘400 kamera 15 dakikada çalındı’
Hastanede özel güvenlik olarak çalışan ve kamera serverlerinin olduğu odadan sorumlu olan F.Ş., tanık olarak verdiği ifadede, olay günü saat 17.00-17.05 arasında emniyet görevlilerinin kamera görüntülerini incelemek için kendisini çağırdıklarını, sistem odasına gittiklerinde odanın camlarının kırık olduğunu ve görüntülerin çalınmış olduğunu gördüklerini öne sürdü.
Ancak kamera cihazlarının alt yapısını yapan hastanenin inşaatında çalışan görevliler H.Ö. ve K.K., verdikleri ifadelerde cihazların zarar verilmeden sökülmesi için 1 saat süre gerektiğini belirtmişti. Olay günü işyerinde başlayan olayların saati 15.55 olduğu işyeri kameralarına yansımıştı. İşyerinde yaralananların 16.22’de ambulanslar ile alındığı, ambulansların 16.30’da hastaneye ulaştığı biliniyor. Hastanede çalışanlardan alınan ifadelerde, hastane içinde yaralılara saldırıların 16.45-16.50 arasında başladığı tespit edildi. Hastanenin özel güvenliği verdiği ifadede, 17.05’te görüntülerin çalmış olduğunu iddia etmesine karşı teknikerler H.Ö. ve K.K. profesyonel olarak yapılan bu işlemler için bir saat süre gerektiğini belirti. Teknikerlerin ifadelerine göre, söz konusu 400 kamera girişinin 15 dakikada gibi bir zaman diliminde sökülüp zarar vermeden odadan çıkarılması mümkün değil. Öte yanda hastane çevresini gören mobeselerin kaydettiği görüntüler üzerinde yapılan incelemede kamera serverleri çaldığı iddia edilen 3 aracın 16.55’te hastanenin otoparkına girdiği ve 17.02’de ayrıldığı belirtiliyor.
3 ay sonra harekete geçildi
Görüntüleri çalmak ile suçlanan şüpheliler Saim Yıldız, Mahmut Yıldız, Şerif Durmaz, Müslüm Yıldız ve İbrahim Halil Şimsek, suçlamaları reddederek, olay günü başka yerlerde olduklarını iddia etseler de delil durumu ve eylemlerine yönelik ayrı ayrı yapılan değerlendirmede, baz ve HTS kayıtlarında hastanede oldukları, birlikte hareket ettikleri, iştirak halinde suç delillerini gizleme, yok etme, değiştirme suçunu işledikleri belirtildi. Kamera görüntülerinin çalınmasına dair soruşturma olaydan 3 ay sonra başlatıldı. Hastane çevresinde bulunan mobese ve işyerlerinin güvenlik kameralarında söz konusu çaldığı iddia edilen araçların görüntüsü yansımasına rağmen Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı 13 Eylül 2018 tarihinde söz konusu kamera kayıt cihazlarının çalınması ve saklanmasına ilişkin şüphelilerin adreslerinde arama yapılması için talimat verdi. 3 ay sonra yapılan aramalarda kayıt cihazlarının adreslerde bulunmadığı belirtildi.
Toma’ların kameraları kirliymiş
Öte yandan hastane bahçesini gören emniyete ait Mobese kamerasının olayın yaşandığı saatlerde arızalı olduğu iddia edildi. Mobese kamerasının olay günü sabah saat 09.15 itibariyle kayıt yapmadığı, teknik arızanın olay günü saat 18.32 itibari ile giderildiği ileri sürüldü. Hastanede yaşanan saldırıların 16.45’te başladığı ve 18.35’te son bulduğu kayıt altına alındı. Mobese kamerasında teknik arızanın saldırıların bittiğinin kayıt altına alındığı saate yakın giderilmesi dikkat çekti. Ayrıca polis TOMA’larının güvenlik kameralarından elde edilen 326 video dosyasının içerdiği yaklaşık 210 saatlik görüntünün incelendiği “Sanıkların tespiti için verilen eşkal fotoğraflarına olay yeri yakınlarında rastlanılmadığı, ancak polis panzerlerinin asıl arbedenin cereyan ettiği yerden çok uzak olmaları ve kameralarının kirli olmaları yüzünden kıyaslama yapabilmeye yeterli görüntü bulunamadığı, yaşanan karmasa görüntülerinin azlığı, yeterli mesafe ve netlik olmayışı yüzünden sağlıklı sonuca varabilmenin eldeki verilerle mümkün görünmediği, tüm bu sebeplerle 25 sanık hakkında genel olarak 4. derece tanımlama yapılabildiği” değerlendirmesi yapıldı.
İddianamede olaylara dair HTS analiz raporunun katliamdan 4 yıl sonra 2 Haziran 2022 tarihinde Urfa Kom Şube Müdürlüğü tarafından hazırlandığı kayıt altına alındı.
Emrullah Acar / Urfa-MA